Dolar

32,5652

Euro

34,7070

Altın

2.488,99

Bist

9.524,59

Oy artışı tek başına iktidara yetiyor mu?

Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında 7 Haziran genel seçimler öncesinde ve sonrasında Türkiye'nin durumunu yazdı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-06 10:55:09

Oy artışı tek başına iktidara yetiyor mu?

PKK -HDP cephesinde iki travma yaşandığını belirten yazar, ''IŞİD ve PKK operasyonlarıyla siyasette bir dalgalanma meydana geldi. 7 Haziran öncesine göre, siyasi iklim değişti. AK Parti'nin oylarında bir iki puanlık bir artış var. Ancak tüm bunlar henüz küçük oy artışları. AK Parti'yi tek başına iktidara taşımaya yetmiyor'' diye ekledi.

İşte Selvi'nin o yazısı;

Seçimlerin üzerinden 60 gün geçti.

7 Haziran'dan bu yana Türkiye önemli bir yol aldı ama az gittik, uz gittik yine geldik tekrar seçime.

Bu arada önemli deneyimler kazandık.

7 Haziran'dan önce, ”herkesin tef gibi gerildiği” bir Türkiye vardı.

Başbakan, muhalefet liderleriyle bir araya geldi. Gerilim kısmen azaldı.

AK Parti ile CHP koalisyon için masaya oturdu.

AK Parti ve CHP, ülkeyi yönetme bilinciyle hareket ettiler. Ellerini taşın altına soktular. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “Görüşmelerde yapıcı olmaya çalıştık” derken buna işaret ediyordu. Tesadüf değil. Seçimlerden sonra yapılan kamuoyu araştırmalarında her iki parti de oylarını artırıyor.

Seçimden önce gerilimin odağında Erdoğan ve AK Parti vardı. Bu giderildi. Şimdi MHP ile HDP'nin, ”Şerefli!” polemiği söz konusu.
7 Haziran'dan önce yıldızı parlayan bir Selahattin Demirtaş vardı. PKK'ya yönelik operasyonlarla birlikte yıldızı sönmeye başlayan, PKK saldırıları karşısındaki tutumuyla “Nişantaşı”nda hayal kırıklığına yol açan bir Selahattin Demirtaş var.

Seçimlerin üzerinden 2 ay gibi kısa bir süre geçti ama 7 Haziran öncesine göre bambaşka bir Türkiye ortaya çıktı.

7 Haziran öncesinde IŞİD'in hamisi olmakla suçlanan şimdi ise ABD ile birlikte IŞİD'le mücadele eden bir Türkiye var.

AK Parti seçimlerde tek başına iktidar olacak çoğunluğu kazanamadı. Ama reel siyaset gösterdi ki AK Parti olmadan hükümet kurmak mümkün değil. Meclis Başkanlığı seçimi de bunun bir göstergesi oldu.

Seçimlerin hemen ardından AK Parti'de MHP ile koalisyon beklentisi yüksekti. O nedenle ilk günlerde erken seçim ihtimaline karşılık koalisyon arayışlarına daha fazla şans verdik. CHP ile koalisyon görüşmelerinin yapılması başlı başına bir başarıydı. Ama AK Parti'nin, bu görüşmelerden çıkardığı sonuç, CHP ile koalisyonun zor olduğu yönünde oldu.

AK Parti'yi asıl düşündüren CHP ile koalisyonu tabanına nasıl anlatacağı. Yıllardır CHP'ye karşı siyaset yapmış olan AK Parti, CHP'yi iktidara taşıyan parti olmak istemiyor. AK Parti siyaseti tabanıyla yapacak. Tabana karşı siyaset yapmayacak. Ha birkaç puan aşağıda olmuş, ha birkaç puan yukarıda. AK Parti, erken seçimi denemek istiyor.

Dün de belirttim. Seçimlere gidilen konjonktürü görmeden değerlendirme yapmak mümkün değil. PKK'ya yönelik operasyonların başlamasıyla birlikte siyasette bir kutuplaşma başladı. Siyasi eğilimleri bir pastanın dilimi üzerinde paylaştırmak yerine “Dört köşe”li bir dağılım yapmak daha doğru olur. Özellikle MHP ve Saadet Partisi tabanlarından AK Parti'ye doğru bir yöneliş söz konusu.

Son seçimlerde Saadet Partisi ve BBP ittifakına oy veren seçmen, verdiği oyun siyasette bir yaptırım gücü olmadığını gördü. 60 gündür ülkede hükümet kurulamıyor. Saadet Partisi seçmeni bunu görmüyor mu? Yeniden bir durum değerlendirmesi yapma ihtiyacı hissetmiyor mu?

Çözüm süreci nedeniyle AK Parti'ye kızıp, MHP'ye oy verenlerin bir kısmı da kararlarını yeniden gözden geçirmeye ve partilerine dönmeye başladılar.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara