Dolar

32,3264

Euro

35,0746

Altın

2.300,17

Bist

8.994,25

Osman Kavala ve Henri Barkey hakkında hazırlanan iddianameden detaylar (2)

İddianameden:-'Osman Kavala ve Henri Barkey'in 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde, darbe girişimi hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her ikisinin de 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları ve darbe girişiminin alt yapısını oluşturmak için yurt içi ve yurt dışı bir dizi bağlantı kurdukları anlaşılmıştır'-'Henri

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-08 22:51:04

Osman Kavala ve Henri Barkey hakkında hazırlanan iddianameden detaylar (2)
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Osman Kavala ve yakalama kararı bulunan eski CIA danışmanı Henri Barkey hakkında hazırlanan iddianamede, sanıkların 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde darbe girişimi hazırlıklarıyla kesiştiği, bu durumun her iki sanığın da darbeden önceden haberdar olduklarını gösterdiği ve bir dizi bağlantı kurduklarına yer verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, "şüphelilerin eylemleri" bölümünde Osman Kavala ve Henri Barkey hakkındaki iddialara yer verildi.

Birçok ülke istihbarat birimlerinin, faaliyetlerini icra ederken sivil toplum kuruluşlarının ve akademik çalışmaların rahat hareket edebilme özelliklerinden istifade ettiği belirtilen iddianamede, bu yapıların istihbarat faaliyetlerinde aktif olarak kullanıldıkları ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının yurt dışı kaynaklı fonlarla yürüttükleri faaliyetlerle bir toplum mühendisliği çalışması ortaya koyduklarının bilindiği ifade edildi.

İddianamede, "Bu kapsamda George Soros tarafından kurulan Açık Toplum Enstitüsü'nün temsilciliğini Türkiye'de ilk olarak açan ve Türkiye'deki Açık Toplum Vakfı'nın kuruculuğunu da yapan Osman Kavala, 2002 yılında Anadolu Kültür A.Ş'yi kurmuş ve Türkiye'deki faaliyetlerinin büyük bir bölümünü kar amacı gütmeyen bu şirket üzerinden kontrol etmiştir." denildi.

Anadolu Kültür A.Ş'nin resmi internet sitesi "www.anadolukultur.org" adresinde, "destekleyenler" başlığında belirtilen kurum ve kuruluşlara yer verilen iddianamede, soruşturmanın devam ettiği süreçte bu internet sitesinden "destekleyenler" bölümünün kaldırıldığına dikkati çekildi.

"Sanık Osman Kavala, Anadolu Kültür A.Ş aracılığıyla özellikle Kürt, Ermeni, Rum veya Hristiyan, Yahudi, Süryani, Ezidi kökenli vatandaşlarımıza yönelik ayrıştırıcı projeleri fonlayarak toplumsal ayrışmayı tetikleyici faaliyetler yürütmektedir." değerlendirmesine yer verilen iddianamede, Kavala'nın, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ikamet eden Kürt kökenli vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından öldürüldüğü, ağır insan hakları ihlallerine maruz bırakıldığı" algısı oluşturan, PKK silahlı terör örgütü ve uzantılarını topluma şirin göstermeye çalışan bir dizi film, belgesel, araştırma, analiz faaliyetleri ile özellikle Kürt ve Ermeni vatandaşlar arasında ayrılıkçı faaliyetleri destekleyici gerekli finansmanı sağladığı öne sürüldü.

İddianamede, sanığın suçlandığı "anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs" ve "siyasal askeri casusluk" suçlarının anlaşılabilmesi için öncelikle bu kişinin organize ettiği Gezi kalkışması sürecine göz atmak gerektiği ifade edildi.

"Gezi kalkışmasının Açık Toplum Vakfı'nın kurucu üyesi olan sanık Osman Kavala tarafından koordine edildiği" önü sürülen iddianamede, Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen Forumlar Koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin olduğu, buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da alınan kararların Kavala'ya danışılmadan alınmadığı ve kalkışmayla ilgili tüm uluslararası girişimlerin sanık üzerinden kurulduğu bilgisi verildi.

Gezi kalkışmasına katılan eylemcilerin ihtiyaçlarının Kavala'ya iletilerek giderildiği belirtilen iddianamede, gerek yurt içi gerekse yurt dışında kalkışmaya olan ilgiyi ve devlete yönelik baskıları artırmak amacıyla belgesel, film, sergi gibi her türlü görsel yayın yöntemlerinin kullanılmasıyla yeni medya yapılanması kurulması çalışmalarının Kavala'nın organizesinde gerçekleştirildiğinin, Gezi kalkışmasını konu alan iddianame içeriğinden anlaşıldığı kaydedildi.

- Firari Can Dündar ile yaptığı görüşmeler

Sanık Osman Kavala'nın, el konulan cep telefonunda bulunan "chat-470" isimli dosya içeriğinde, casusluk suçundan hüküm giyen firari Can Dündar ile WhatsApp programı üzerinden yaptığı görüşmelerin yer aldığına işaret edilen iddianamede, bu görüşme içeriklerine göre sanığın, Avrupa'ya seyahat ettiği dönemlerde, devletin gizli kalması gereken bilgilerini casusluk maksadıyla temin etme suçundan hüküm giyen ve halen firari olarak Almanya'da bulunan Can Dündar ile sık sık yüz yüze görüştüğünün anlaşıldığı belirtildi.

- "Barkey, Zaman gazetesine kayyum atandığı dönem Türkiye'ye geldi"

George Soros'un Türkiye'ye gelmesi ve Osman Kavala ile görüşmesinden kısa bir süre sonra Kavala'nın 11 Kasım 2015'de Almanya'ya gittiği ve 11-14 Kasım 2015 tarihleri arasında Almanya'da bulunduğu anlatılan iddianamede, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 15 Temmuz darbe girişimi Akıncı Üssü iddianamesinde anlatıldığı üzere 14 Kasım 2015 tarihinde ise darbe girişimini yöneten firari Adil Öksüz'ün darbe hazırlıkları kapsamında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile görüşmek üzere ABD'ye gittiği anlaşılmıştır." denildi.

Sanık Osman Kavala'nın 22 Ocak 2016'da Joe Biden ile görüşmesinin ardından 27-29 Ocak 2016 tarihleri arasında Avrupa Birliği'nin merkezi Brüksel'e gittiği belirtilen iddianamede, devam eden süreçte 4 Mart 2016 tarihinde Zaman gazetesine kayyum atanması sonrası, bu karara her fırsatta ve her platformda karşı çıkan sanık Henri J. Barkey'in de 7 Mart 2016'da Türkiye'ye geldiği bilgisi verildi.

Barkey'in 7-9 Mart tarihleri arasında İstanbul'da bulunduğu ve bu süreçte sanıklar Barkey ile Kavala tarafından kullanılan telefon hatlarının bir çok defa aynı zaman diliminde aynı bölgeden baz sinyali verdiğinin tespit edildiğine dikkati çekilen iddianamede, sanıkların bu tarihlerde aynı mahalde bulundukları, Barkey'in İstanbul'da bir müddet kaldıktan sonra 10 Mart günü Adana'ya gittiği, aynı gün Osman Kavala'nın da Fransa'ya gittiği, 10-11 Mart 2016 tarihlerinde burada bulunduğu ve çeşitli görüşmeler yaptığının anlaşıldığı dile getirildi.

- "Barkey 15 Temmuz'da Türkiye'ye tekrar giriş yaptı"

İddianamede, 26-29 Haziran tarihleri arasında İstanbul'da bulunan Henri Barkey'in 30 Haziran'da Diyarbakır'a giderek Yenişehir, Bağlar, Sur ve Kayapınar ilçelerinde çeşitli görüşmeler yaptığı, aynı gün akşam tekrar İstanbul'a döndüğü ve 3 Temmuz 2016 tarihine kadar İstanbul'da bulunduğu belirtilerek, Osman Kavala'nın ise Barkey'in İstanbul'a gelişinden bir gün sonra 27 Haziran 2016'da Diyarbakır'a gidip çeşitli görüşmeler yaptıktan sonra aynı gün İstanbul'a geri döndüğünün tespit edildiği ifade edildi.

Henri Barkey'in, 3 Temmuz 2016'da Türkiye'den çıkış yaptığı ve 15 Temmuz 2016 günü sabah saatlerinde darbe girişimini takip etmek amacıyla Türkiye'ye tekrar giriş yaptığı anlatılan iddianamede, Osman Kavala'nın ise Henri Barkey'in Türkiye'den ayrılmasından sonra 6 Temmuz 2016 tarihinde Fransa'ya gittiği ve 6-10 Temmuz tarihleri arasında Fransa'da bulunduğunun tespit edildiği vurgulandı.

- "15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları anlaşılmıştır"

İddianamede, "Sonuç olarak, anlatılan süreç göz önünde bulundurulduğunda, şüpheliler Osman Kavala ve Henri Barkey'in 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki faaliyetlerinin hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde, darbe girişimi hazırlıkları ile kesiştiği, bu durumun her iki şüphelinin de 15 Temmuz darbe girişiminden önceden haberdar oldukları ve darbe girişiminin alt yapısını oluşturmak için yurt içi ve yurt dışı bir dizi bağlantı kurdukları, son olarak da Henri Barkey'in 15 Temmuz günü Türkiye'ye gelerek darbe girişimini İstanbul Büyükada'da sabaha kadar takip ettiği ve yurt dışı bağlantılarını gece boyu devam ettirdiği anlaşılmıştır." bilgilerine yer verildi.

- "Cep telefonunu özellikle imha etmiş olabilir"

Osman Kavala'nın kullandığı GSM hattının HTS kayıtlarına göre, Henri Barkey'in kullandığı ABD hattı ile 8 Ekim 2016 tarihi saat 12.18'de 28 saniye, saat 16.06'da 36 saniye, saat 16.10'da ise 193 saniye görüşme yaptığının tespit edildiği aktarılan iddianamede, Henri Barkey'in Gezi kalkışmasının gerçekleştiği 2013 yılı içerisinde toplam 7 defa Türkiye'ye geldiğinin anlaşıldığı da vurgulandı.

Kavala'nın 18 Ekim 2017'de yakalanarak gözaltına alındığını belirtilen iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:

"Yakalandığı esnada yapılan aramalarda Kavala'nın 10 Temmuz 2015-12 Mayıs 2016 tarihleri arasında kullandığı cep telefonu ile 5 Eylül-18 Ekim 2017 tarihleri arasında kullandığı cep telefonu ele geçirilerek incelenmiş fakat 7 Haziran seçim sürecini kapsayan 21 Nisan 2015-9 Temmuz 2015 ve 15 Temmuz darbe girişimi sürecini kapsayan 12 Mayıs 2016 -2 Eylül 2016 tarihleri arasında kullandığı cep telefonu bulunamamıştır. Bu telefonunun aramalarda ele geçirilememesi oldukça dikkat çekicidir. Şüphelinin cep telefonunu 7 Haziran 2015 seçimleri ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimi süreçlerindeki faaliyetlerin deşifre olmaması amacıyla özellikle imha etmiş olabileceği değerlendirilmektedir.

Bu aşamada şüphelilerin kullandıkları tespit edilebilen hatlar üzerinden yapılan iletişim analizinde her ikisinin, Henri Barkey çok kısıtlı dönemde Türkiye'ye gelmesine karşın, 50'ye yakın farklı numara ile ortak iletişimleri olmasına rağmen aralarında doğrudan iletişim irtibatının az olmasının, şüpheli Barkey'in istihbari taktik ve usulleri bilmesinden ve uygulamasından ve bu hususta özel gayret göstermelerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır."

İddianamede, Osman Kavala ile ilgili yurt dışı giriş-çıkış kayıtlarına göre, Kavala'nın 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde, diğer yıllara oranla çok yoğun şekilde yurt dışına çıkış yaptığının da tespit edildiği belirtilerek, Kavala'nın 2016 yılında 15 Temmuz darbe girişimine kadar olan süreçte, 27-29 Ocak 2016'da Belçika, 11-15 Şubat 2016'da Portekiz, 10-11 Mart 2016'da Fransa, 7-12 Nisan 2016'da Almanya, 27-29 Nisan 2016 (Yunanistan), 1-5 Mayıs 2016'da Almanya, 31 Mayıs 2016'da (günü birlik) Almanya ve 6-10 Temmuz 2016'da da Fransa'da bulunduğunun tespit edildiği, 27-31 Mart, 22-25 Nisan ve 1-6 Haziran 2016'da ise nerede olduğunun tespit edilemediği ifade edildi.

(Bitti)

Haber Ara