Dolar

32,3425

Euro

35,1138

Altın

2.311,55

Bist

9.079,97

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu:

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu:

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-11 16:11:25

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu:
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 13 yılda 123 milyar liralık yatırım gerçekleştirdiklerini belirterek, "320'si baraj olmak üzere 3 bin 107 tesisi tamamladık. 3 milyar 500 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Korunan alanlarımızı artırdık." dedi.

Bakan Eroğlu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı Konferans Salonu'nda, orman ve su alanlarına yönelik programların yöneticileriyle düzenlenen toplantıya katıldı.

Bakanlığın faaliyetlerine ilişkin sunum yapan Eroğlu, başarının sırrının hedef belirlemek olduğunu vurguladı. "Ancak büyük hedefi olan milletler yükselir." ifadesini kullanan Eroğlu, ulaşılmak istenen hedefin kapasiteyi gösterdiğini söyledi.

Eroğlu, günübirlik çözümleri reddederek, büyük hedefler için planlar yaptığını anlattı.

Sloganlarının "Orman ve Su İşleri Bakanlığı zamanla yarışıyor" olduğuna işaret eden Eroğlu, başarının sırrının, tahayyül, tetkik, tahkik, takvim, takip, tekemmül ve tatbikten oluşan "7 T" olduğunu bildirdi.

Koruma-kullanma ilkesiyle, bütün canlıların hayat standartlarının yükseltilmesi amacıyla orman ve su kaynaklarının geliştirilmesi için çalıştıklarını dile getiren Eroğlu, bakanlığın 70 bin personeli ve 17,7 milyar liralık 2016 yatırım bütçesiyle Türkiye'nin en önemli yatırımcı bakanlıklarından biri durumunda bulunduğunu kaydetti.

- "3 milyar 500 milyon fidanı toprakla buluşturduk"

Bakan Eroğlu, 13 yılda 123 milyar liralık yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"320'si baraj olmak üzere 3 bin 107 tesisi tamamladık. 3 milyar 500 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Korunan alanlarımızı artırdık. Hava tahminlerinde isabet oranımızı yüzde 90'ın üzerine çıkardık. Orman teşkilatını, sadece ormanlık alanlarda hizmet verirken, ülkemizin tamamına hizmet sunar hale getirdik. Orman alanlarımızı 1,5 milyon hektar artırdık. Pek çok ülkede orman varlığı azalırken, Türkiye'de ormanların hem alanı hem de ağaç serveti artmaktadır. Son 13 yılda ağaç servetimizi yüzde 30 artırdık. 2016-2019 yılları arasında 1 milyar fidanı daha toprakla buluşturacağız. Yılda ağaçlandırma yapılan alanı, önceki yıllara göre 5 katına çıkardık."

Eroğlu, 2008'den bu yana 41 bin 714 okul bahçesi, 19 bin 773 mezarlık ve ibadethane, bin 548 sağlık ocağı ve hastane bahçesi, 17 bin 43 kilometre yol kenarı ağaçlandırması yaptıklarını, ayrıca 139 milyon fidanı bedelsiz dağıttıklarını belirtti.

Üniversiteleri de ağaçlandırdıklarını söyleyen Eroğlu, ülke genelinde 168 üniversitede 4 milyon 975 bin 690 öğrenci adına 5 milyon fidan dikileceğini, bugüne kadar ise 83 üniversiteyle yapılan protokol kapsamında 5 milyon 256 bin fidan dikildiğini dile getirdi.

- "249 bal ormanı kurduk"

Bakanlığın hazırladığı 26 eylem planıyla, ormanları kırsal kalkınmanın lokomotifi haline getirdiğini anlatan Eroğlu, "249 bal ormanı kurduk. Verilen destekler sayesinde ülkemiz bal üretiminde dünyada 6. sıradan 2. sıraya yükseldi. 2012-2015 arasında, 10 bin 287 hektar alanda 2,8 milyon ceviz fidanı dikilmiştir. Eylem planı kapsamında 452 bin ceviz fidanı vatandaşımıza bedelsiz dağıtıldı." dedi.

Uluslararası toplantılara ev sahipliği yaptıklarına da değinen Eroğlu, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansı'nın (COP 12) 195 ülkeden 6 bin 700 kişinin katılımıyla Ankara'da başarıyla gerçekleştirildiğini, kendisinin de COP 12 dönem başkanı olduğunu anımsattı.

Orman yangınlarıyla mücadelede son teknolojiyi kullandıklarına işaret eden Eroğlu, "Orman yangınının başlamasıyla çıkan duman 15 saniyede yangın harekat merkezlerine bildirilmektedir." ifadesini kullandı.

DSİ tarafından 2003-2015 arasında 101 milyar liralık yatırım yapıldığını vurgulayan Eroğlu, bakanlığın meteoroloji alanında verdiği hizmetler, bölgesel kalkınma ve gelişim projeleri, içme suyu, enerji kaynakları, Afrika ülkelerine yapılan yardımlar konularında da bilgi verdi.

- "Ülkelerin kavgaları ve savaşları su üzerine olacaktır"

YÖK Başkanı Yekta Saraç ise yükseköğretim süreçlerini ilgili kurum, kuruluş ve paydaşlarıyla çözmeyi çok değerli ve yenilikçi bulduklarını, bu kapsamda bugüne kadar ilgili bakanlar, rektörler, dekanlar ve bölüm başkanlarıyla bir araya gelerek konuları ayrıntılı, somut çözüm önerileri odaklı görüştüklerini söyledi.

Su ve ormanın Türkiye'nin elindeki en büyük doğal değerleri olduğunu belirten Saraç, "Yakın gelecekteki ülkelerin kavgaları ve savaşları su üzerine olacaktır. Tüm dünyanın öncelikli gündeminde olan iklim değişikliğinin arkasında su ve orman politikaları gelmektedir. Bu nedenle bu toplantıyı özellikle de bakanımızla gerçekleştiriyor olduğumuz için çok önemsiyor ve değerli buluyoruz." diye konuştu.

Göreve geldiği 16 ayda gerçekleştirdiği yeni ve yenilikçi girişimleri anlatan Saraç, şunları kaydetti:

"Gerçekçi kontenjan planlaması yapılarak son 8 yılın en düşük boş kontenjanları sonucunu elde ettik. Temel bilimlere ilginin artırılmasına yönelik özel stratejiler geliştirdik ve fizik, kimya, matematik ve biyolojide doluluklar, mühendislikler de dahil pek çok programın üstüne çıktı. Yüksek lisans ve doktora kriterlerini güncelledik ve yükselttik. Doçentlik yönetmeliği ve kriterleri güncelledik ve yükselttik. Yükseköğretim tarihimizde ilk defa tıp, hukuk programlarına başarı sıralaması şartı getirdik, sonuçları isabetli oldu, toplumun bütün kesimleri kabul gösterdi ve takdir etti. Bu sene mühendislik ve mimarlık için de aynı uygulamayı getiriyoruz. Gelecek sene eğitim, diş ve eczacılık için aynı istikamette karar alacağız. LGS taban puanının yükselttik. Yabancı dille eğitim-öğretim yönetmeliğini güncelledik ve kriterleri yükselttik. Denklik sürecimizde iyileştirmeler, diploma denklik sürecimizle birlikte diploma tanınma süreçlerini de yükseköğretim literatürümüze soktuk."

Şeffaflaşma yolunda da önemli adımlar attıklarına işaret eden Saraç, verileri kamuoyuyla paylaşmaya başladıklarını vurguladı.

"Üniversitelerimizin hepsinin aynı ve birbirinin kopyası olmasını tasvip etmiyoruz." görüşünü paylaşan Saraç, "Bütün üniversitelerimiz 'uluslararası üniversite' olmak istiyor. Halbuki üniversitelerimizin hepsi uluslararası nitelikleri gözetmeli, fakat farklı değerler üretmeli." dedi.

Bu kapsamda üniversitelerin bir kısmının eğitimde, bir kısmının araştırma ve teknoloji üretiminde, bazılarının da bölgesel kalkınmaya katkı sağlamakta farklılaşmasını istediklerini dile getiren Saraç, şu ifadeleri kulandı:

"Bu farklılaşma kesinlikle birinci, ikinci lig şeklinde kabul edilmemeli. Bunun için de üniversitelerimizin misyonlarını tekrar gözden geçirmesine, tek tipten uzaklaşarak kurumsal farklılık ve çeşitliliğe yönelmesine, üniversite olmanın şümullü yapısından uzaklaşmadan belli alanlarda temayüz etmesine ihtiyaç vardır. Bu adım, yani misyon farklılaşması, kalite kurulu süreçleriyle birleştiğinde yükseköğretimde yapısal değişim sürecini başlatacaktır. Aksi durumda başlatılan bu girişim, kurumlarımızın gelişimini değil, en çok korktuğumuz ve istemediğimiz bürokratik bakış ve yapıyı kuvvetlendirecektir. Bu kapsamda Kalite Kurulumuzu ve bunun yükseköğretim kurumlarımızdaki yansıması olan kalite komisyonlarını çok ama çok önemsiyoruz."

Haber Ara