Dolar

32,3712

Euro

35,0141

Altın

2.325,64

Bist

9.093,72

ÖKK personelinin yargılandığı FETÖ davası başladı

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine katılmamalarına rağmen örgüt üyesi oldukları iddiasıyla aralarında meslekten ihraç edilenlerin de bulunduğu 14 Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü- Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 tutuklu sanıktan 6'sının tahliyesine karar verdi

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-24 15:24:16

ÖKK personelinin yargılandığı FETÖ davası başladı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine katılmamalarına rağmen örgüt üyesi oldukları iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında meslekten ihraç edilenlerin de bulunduğu 9'u tutuklu 14 Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personelinin yargılanmasına başlandı.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla yargılanan 14 şüphelinin savunmaları alındı.

Sanıklardan Bahadır Gemici, savunmasında ÖKK'da astsubay olarak görev yaptığını ve Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilmediğini belirterek, darbe girişimini haber aldıktan sonra tabur personelinin birliğe çağrılması üzerine ÖKK'ya doğru yola çıktığını söyledi.

ÖKK'daki çatışmalar nedeniyle sabaha karşı komutanlığa girebildiklerini anlatan Gemici, daha sonra Genelkurmay'ı darbecilerden temizlemek için görev aldığını iddia etti.

Sanık Gemici, "Albay Oğuz Tozak'la Genelkurmay'a emniyet görevine gittik. İlk başta bizim ne amaçlı geldiğimizi bilmeyen polisler bizi içeriye almadı. Komutanımız gerekli telefon görüşmelerini yaptıktan sonra bizi içeri aldılar ve karargahı emniyete almak için gerekli çalışmaları yaptık. O gece telefonda görüştüklerim benim aynı yerde, birlikte görev yaptığım insanlardır." diyerek, FETÖ mensubu olmadığını ve suçsuz olduğunu kaydetti.

Sanık Hakan Özdemir de suçsuz olduğunu, FETÖ mensubu olmadığını savundu.

15 Temmuz gecesi WhatsApp aracılığıyla görüştüğü kişinin, darbe girişiminde rol aldığı belirtilen Uğur Demirtaş olduğunu bilmediğini ifade eden Özdemir, görüşme içeriğinin örgütsel amaç taşımadığını öne sürdü.

Evinde yapılan aramada ele geçirilen bir dolarla ilgili de Özdemir, "Evimde yapılan aramada ajandamın arasında farklı ülkelere ait paralar olmasına rağmen, içindeki bir dolar cımbızlanarak alınmıştır. Ben halen o paranın hangi seri olduğunu bilmiyorum ancak 'F serisi' olmadığı iddianamede yer alıyor. Muhtemelen Kuzey Irak görevimden kalan paradır. O paradan bir medet ummam, bir kutsiyet atfetmem söz konusu değildir. Yatağımın altında bulunan içki şişeleri tutanaklara geçmemiş, onların da tutanaklara geçmiş olması gerekirdi." ifadelerini kullanarak beraat talebinde bulundu.

- "Burası tiyatro değil, hayır, okumuyorsun"

Tutuklu sanık eski Astsubay İbrahim Tümtürk, ÖKK'ya atandıktan 2 gün sonra darbe teşebbüsünün yaşandığını, 10 gün sonra da tutuklandığını belirterek, karargahtan kimseyi tanımadığını, olaylar esnasında da karargahta olmadığını savundu.

FETÖ ile bağlantısı olmadığını, ByLock kullanmadığını, eşini örgütün yönlendirmesiyle seçmediğini ileri süren Tümtürk, "Hayatım boyunca Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı oldum, hiçbir zaman devletime, milletime ihanet etmedim. Vatandaşına kurşun sıkanlar, devletin düzenine savaş açanlar bellidir, kendi vatan evlatlarına kurşun sıkacak kadar alçak birisi değilim, iddia makamından FETÖ üyeliği iddiasını çıkarmasını istiyorum." şeklinde konuştu.

ÖKK'da sorgulandıkları sırada telefonuna el konulduğunu ve süreçte ne gibi işlemler yapıldığını bilmediğini belirten Tümtürk, "Genelkurmay, ByLock yüklediğimi nasıl tespit etmiş? Bizlerin seçtiği milletvekillerinde de ByLock olduğu iddia ediliyor, neden onlar hakkında işlem yapılmıyor? Onlar dışarıda, bense haksız şekilde 7 aydır içerideyim. Olmayan bir telefon programı yüzünden 7 ay hapis yatılır mı?" ifadelerini kullandı.

Sanık Tümtürk, savunmasının sonunda durumunu anlatan şiir yazdığını ve okumak istediğini söyledi.

Tümtürk'ün bu isteğini, duruşma salonunda bulunan yakınlarının alkışlaması üzerine Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, "Burası tiyatro değil, hayır, okumuyorsun. Ne hale getirdin salonu. Bir daha alkışlayanı dışarı atarım." dedi.

- "Ben askerim, beni nasıl tehdit edebilirler?"

Sanık eski Astsubay Latif Korkmaz da 15 Temmuz darbe girişimi sırasında izinli gittiği memleketinde düğüne katıldığını ve sarhoş olduğunu, ayıldıktan sonra kısım amiri ve bölük komutanını aradığını, ihtiyaç halinde Ankara'ya gelebileceğini söylediğini anlatarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine meydanlara çıktığını, darbe girişimini lanetlediğini savundu.

İzin dönüşü işe başladıktan sonra 10 gün boyunca ÖKK'daki çalışmalara katıldığını, 28 Temmuz'da "darbe girişimi sırasında nizamiyede darbeye katıldığı" iddiasıyla tutuklandığını belirten Korkmaz, o gece düğünde olduğunu, düğün görüntülerinde yer aldığını, FETÖ ile bağlantısı bulunmadığını, ByLock kullanmadığını, astsubay okuluna da üniversite giriş sınavında aldığı puanla yerleştiğini söyledi.

Mahkeme Başkanı Ademoğlu'nun, iddianamede FETÖ ile bağlantılı etüt merkezine gittiği, FETÖ mensuplarınca askeri okula yerleştirildiği ve örgütle bağlantısını koparmak istemesi üzerine 'Sicilini bozarız.' tehditlerine maruz kaldığını söylediğini hatırlatması üzerine sanık Korkmaz, "Beni kimse tehdit etmedi, edecek adam da anasından doğmadı. Ben askerim, beni nasıl tehdit edebilirler? Benim böyle ifade verdiğimi ispatlasınlar, o ifadeler bana ait değil." şeklinde konuştu.

Mahkeme Başkanı Ademoğlu da "Doğru, ifade tutanağında senin imzan yok." yanıtını verdi.

- "Üniversiteyi kazanana kadar bu eve gittim"

Sanık Neşet Canbakış da 2009 yılında lise son sınıf öğrencisiyken Niğde'de o yıl en fazla öğrenciye üniversite kazandıran dershane olması dolayısıyla FETÖ ile bağlantılı dershanenin ödüllü sınavına girdiğini, sınav sonucu için telefon numarasını dershaneye verdiğini ve daha sonra tanımadığı numaradan matematik bölümü öğrencisi olduğunu söyleyen kişi tarafından arandığını, matematik konusunda yardımcı olabileceklerini söylediğini anlattı.

FETÖ'nün dershanesine kayıt yaptırmadığını ama kendisini arayan "Cesim" adlı kişiyle kafede buluşarak tanıştığını, bu kişi aracılığıyla bazı öğrenci evlerine bir müddet gittiğini, ders çalıştığını belirten Canbakış, şunları dile getirdi:

"Bir gün okul çıkışı liseme yakın olması nedeniyle bir eve gittim, Cesim'in tanıştırdığı 'Erkam' isimli kişi, bana namaz kılıp kılmadığımı, Kur'an okuyup okumadığımı sordu, bana Said Nursi'nin propagandasını yaptı, o zamanlar tuhaf olarak düşündüğüm bir şeyle karşılaşmadım. Namaz kılmaları beni memnun etti. Erkam da beni 'Ferhat' isimli kişiyle tanıştırdı. Üniversiteyi kazanana kadar bu eve gittim. Kısa sürede meslek sahibi olmak için astsubay okuluna başvurdum. 2010'da Erkam beni 'Cezmi' diye biriyle tanıştırdı, benden gazete aboneliği ve himmet adıyla para istediler, para konusunda ısrar ettikleri için okul bitene kadar onlarla görüşmedim.

2011 yılında GATA Meslek Yüksekokulundan mezun oldum. İlk görev yerim Hakkari Şemdinli'deyken, Cezmi beni arayarak ilk maaşımı 'himmet' adıyla vermemi istedi, bunu reddettim ve beni sicilimi bozdurmak, ordudan atmakla tehdit etti. Hiçbir şekilde örgüte yardım etmedim. 2015'te ÖKK'ya tayinim çıktı, 15 günlük mehil iznimde memleketim Niğde'deyken Cezmi beni bilmediğim bir numaradan aradı, Ankara'ya tayin olduğumu söylemek zorunda kaldım. Uygun dille konuşup, bu yapıyla bağımı kopartmak istediğimden bahsettim. Temmuz 2015'te de Keçiören'de bir eve bağlarımı kopartmak istediğimi söylemek için gittim. Burada Ahmet Yücedağ, Latif Korkmaz ile tanıştırıldım."

Sanık Canbakış, FETÖ ile bağlantısını 2015 yılında kestiğini, ByLock programı kullanmadığını ileri sürerek, "Benim herhangi bir kişiyi karalamak, yakmak niyetim yok. Bildiğim ne varsa söylememenin bana zararı olacağı gibi, vatanımıza da ihanet olacağının farkındayım." dedi.

- "Yıllarca terörist peşinde koştum"

Sanık Okan Benli de 2005'te deniz astsubay meslek yüksekokuluna devam ettiği sırada uyuşturucu kullandığı gerekçesiyle idari soruşturmaya uğradığını, kan, idrar ve saç teli testiyle bunun gerçek olmadığını ispat ettiğini, o dönemde kendisi hakkında soruşturma açan komutanın FETÖ'den ihraç edildiğini, bu yapıyla hiçbir zaman bir araya gelmediğini, okul hayatı boyunca da karşı durduğu için sürekli soruşturmalara uğradığını savundu.

Balyoz, Ergenekon soruşturmaları sırasında da devlet erkanına suikast düzenleyeceği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıldığını, bu süreçte psikolojisinin bozulduğunu, psikiyatri ve alkol tedavisi gördüğünü anlatan Benli, meslek hayatı boyunca FETÖ'nün iftiralarına maruz kaldığını, sosyal medya üzerinden kendisi hakkında haksız ithamlarda bulunulduğunu, evlilik planı yaptığı kız arkadaşından ayrıldığını kaydetti.

Sanık Benli, "Ben burada FETÖ'nün mağduru olarak oturacağıma, örgüt mensubu olarak oturuyorum. ÖKK'da işkence altında verilen ifadeleri kabul etmiyorum." dedi.

Sanık Ramazan Top da 15 Temmuz Cuma günü ÖKK'daki Meskun Mahalde Muharebe Kursu'nu bitirdiğini, darbe teşebbüsünün yaşandığı gece ev arkadaşından haber alamadığı için aradığını, ev arkadaşının da darbe girişimine katıldığının iddia edildiğini, bildiklerini komutanına anlattıktan sonra tutuklandığını söyledi.

Aradığı arkadaşına ulaşamadığını belirten sanık Top, 3 kişi aynı evde kaldıklarını, darbeci arkadaşının firari, kendisinin tutuklu, diğer ev arkadaşının ise görevini sürdürdüğünü, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Sanık Tolga Durak da ortaokula gittiği sırada FETÖ mensuplarıyla çalıştığını ancak örgütten hiçbir zaman talimat almadığını, astsubay okuluna da kendi isteğiyle gittiğini, mesleğine başladıktan sonra FETÖ ile hiçbir bağlantı kurmadığını savundu.

Durak, "Terör örgütü üyesi olarak suçlanmak zor bir durum. Yıllarca terörist peşinde koştum, şehit olmak isterdim. Şu an mağdurum, tahliyemi istiyorum." dedi.

- 6 sanığın tahliyesine karar verildi

Sanıkların savunmasının ardından daha önce dinlenmesine karar verilen, başka suçtan tutuklu tanık Onur Özdemir, duruşma salonuna alındı.

Özdemir, kendisinin görülen davayla ilgilisi bulunmadığını, iddianamede yer alan beyanların kendisine ait olmadığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Ademoğlu da duruşmada hazır edilen tanık Onur Özdemir'in, iddianamede adı geçen Onur Özdemir ile isim benzerliği olduğunu, her iki kişinin de aynı cezaevinde bulunması nedeniyle karışıklık yaşandığını tutanaklara geçti.

Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, sanıklar Ömer Ali Büyük, Okan Benli, İbrahim Tümtürk ve Neşet Canbakış'ın tutukluluk halinin devamına, diğer sanıklar Latif Korkmaz, Bahadır Gemici, Ramazan Top, Abdülselam İbrahim Yılmaz ve Tolga Durak'ın tahliyesine karar verilmesini istedi.

Kısa aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Büyük, Benli ve Tümtürk'ün tutukluluk halinin devamına, diğer sanıklar Canbakış, Korkmaz, Gemici, Top, Yılmaz ve Durak'ın tahliyesine karar verildiğini söyledi.

Duruşma, 8 Haziran'a ertelendi.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara