Dolar

32,3282

Euro

35,0649

Altın

2.282,13

Bist

8.998,75

Öğrencilerden Mavi Marmara davası ile alakalı basın açıklaması

İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencileri Mavi Marmara davaları ile alakalı basın açıklaması yaptı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-08 16:16:49

Öğrencilerden Mavi Marmara davası ile alakalı basın açıklaması

Bir çok fakülteden STK temsilerinin katıldığı basın açıklamasında Mavi Marmara davası sürecinden kısa bilgiler verildi. Süreç içerisindeki hukuksuzluklara da değinen öğrenciler 2 Aralık'ta gerçekleştirilen duruşmada yargı merciinin güven kaybettiğini belirttiler.

Grup tarafından yapılan açıklama şöyle;

Bismillahirrahmanirrahim!

Bugün Mavi Marmara'ya ve Filistin'in, Kudüs'ün bağımsızlığına gönül vermiş Furkan Doğan olmaya aday hukuk fakültesi talebeleri olarak akıllardan, kalplerden ve vicdanlardan asla silinemeyecek davamız içinmeydanlara çıkmış bulunuyoruz. Bilindiği üzre yarın Mavi Marmara davasının 15. ve belki de son duruşması görülecek. Üzülerek belirtmek isteriz ki kendi ülkemizde, kendi adaletimize güvenimiz kalmadığı için bu açıklamayı yapma gereği duyuyoruz.

Hepimizin malumu olduğu üzere, Gazze'ye insani yardım götürme amacıyla yola çıkan Mavi Marmara gemisi ve yükü insani yardım malzemesi olan yardım filosuna, 31 Mayıs 2010 günü dünyanın gözü önünde İsrail askeri güçleri, uluslararası kara sularında, tam teçhizatlı askerleriyle zalimce müdahalede bulunmuş ve 10 vatandaşımızı vahşice katletmiştir. Yardım gönüllüleri yasal dayanağı olmadan gözaltına alınmış, işkenceye maruz kalmış ve kendilerinin şahsi eşyalarına zarar verilmiştir.

Devam eden süreçte kasten adam öldürme, adam öldürmeye teşebbüs, nitelikli kasten yaralama, nitelikli yağma gibi suçların meydanageldiği gerekçesiyle İsrail ordusundan üç üst düzey komutan ve dönemin başbakanı hakkında açılan davada toplamda binlerce yıla mahkûm edilmek üzere cezalandırılmaları Türk yargısından talep edilmiştir. 6 yıldır devam eden dava sürecinde bugün gelinen noktada ne yazık ki açıkça hukukun ayaklar altına alındığını görmekteyiz.

Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşma sonrası tavır ve tutumları değişen mahkemeden kaynaklı sorunları ve anlaşmadan kaynaklı hukuki problemleri şu şekilde özetleyebiliriz.

  • Anlaşmanın davanın seyrini etkileyebilmesi için meclis tarafından sağlanması gereken çoğunluk şartı Anayasanın 87. Maddesine göre beşte üçtür. Eğer bu anlaşmanın bir af kanunu niteliğinde olduğu iddia ediliyorsameclis üye tam sayısının beşte üçünün olumlu oyunun alınıp alınmadığı somut norm denetimi yoluyla AYM tarafından denetime tabi tutulmalıdır. Bu denetim gerçekleştirilirse bu anlaşmanın af kanunu yerine geçemeyeceği de zaten açıkça görülecektir.
  • Yine Türk Ceza Kanunu'nda ve Anayasa'da belirtilen davaların düşürülmesini gerektiren haller sınırlıdır. Belirtilen haller dışında kamu davalarının düşürülmesi söz konusu olamaz. Ancak malum anlaşma metni ile Mavi Marmara davası düşürülmek istenmektedir.
  • Ve yine yargılama esnasında Mahkeme başkanı “itiraz etmeyin itirazlarınızı temyizde yaparsınız.” gibi söylemlerle tarafsız olmadığını açıkça ortaya koymuş ve sonrasında davacı avukatlarınca yapılan reddi hâkim talebini hukuki gerekçelerden yoksun nedenlerle, keyfiyetle reddetmiştir.
  • Mağdurlar dinlenmeden, avukatlarca savunma yapılmadan savcıdan mütalaa istenmiş ve adil yargılanma hakkı mahkeme heyetince ihlal edilmiştir.
  • Mağdur yabancılar için tercüman bulundurma zorunluluğu gözetilmeden mahkeme devam ettirilmiş, davacı avukatlarca yapılan bu yöndeki talepler karşılanamamış, mahkeme bu şekilde devam etmiştir. Bu bağlamda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile teminat altına alınan adil yargılanma hakkı yine ihlal edilmiştir.
  • Anlaşma metni 3 nüsha olarak hazırlatılmış ve uyuşmazlık halinde metnin İngilizce'sinin uygulanacağı Türkçe metinde de ifade edilmiştir. Duruşma esnasında mahkeme heyetine metinler arasındaki farklılıklar beyan ve ispat edilmiş, İngilizce metnin yeminli tercüman vasıtasıyla çevrilmesi talep edilmiştir. Buna rağmen mahkeme başkanı gayri hukuki bir gerekçe ile “Biz Türkçe metni esas almalıyız, meclisin kabulü bizim için yeterli” diyerek erkler ayrılığı prensibine aykırı bir gerekçe ile davacı avukatların taleplerini reddetmiştir.  

Yaşanan bunca hukuksuzluğa bizler geleceğin hukukçuları olarak itiraz ediyor ve hukuk adına üzüntümüzü dile getiriyoruz. Ülkemizin atlatmaya çalıştığı ve hukuka güvenin yerlerde süründüğü şu süreçte, Mavi Marmara davasının düşürülmesi de Türk adaletine duyulan güveni bir kez daha sarsacaktır. Bizlerin bu noktadaki tek talebi, adaletin gerçekten mülkün temeli olmasıdır.

Şu da asla unutulmamalıdır ki bu topraklarda Furkan Doğan olmaya adaybinlerce hatta on binlerce genç yaşamaktadır. Bizler için Mavi Marmara davası; basit bir ceza davası değil, özgürlük davasıdır. Şehidimizin babası, Ahmet Doğan abimizin son duruşmada vurguladığı üzre“Türkiye'nin Türkiye'den büyük olduğu gerçeği gibi, bu dava da bu davadan büyüktür!”

Siyonistler şunu çok iyi bilmelidirler ki gerektiği zaman Mavi Marmaraları karadan yürütecek Müslüman yürekler fetih için her daim hazır beklemektedir.

Siyonizme asla boyun eğmeyeceğiz!

Katil olduklarını her daim haykırmaya devam edeceğiz!

Türk yargısı tescil etse de devam edeceğiz, etmese de devam edeceğiz!

İsrailli katillerin sahip olmadığı gururla, onurla, şerefle; Kudüs özgürleşinceye dek haykırmaya devam edeceğiz!

Yeryüzünden zulüm kalkıncaya dek,

Mavi Marmara yoluna devam edecek!

Öğrenciler, geleceğin hukukçuları olarak süreci yakından takip edeceklerini ve Mavi Marmara'nın yoluna kararlılıkla devam edeceğini söyleyip basın açıklamasını sonlandırdılar.

 

Haber Ara