Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şehitkamil Kültür Merkezi'nde, Gaziantep Medya Platformu Derneğince düzenlenen "3. Bölgesel ve Uluslararası Markalar Ödül Töreni"nde konuşan MHP Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ'ın söylediklerinin "kabul edilemez" olduğunu belirtti.
Markalaşmış firmalara ödül vermek için bir araya geldiklerini anlatan Şahin, "Şehrin sinerjiye, pozitif enerjiye ihtiyacı var. Bu yüzden şehirle ilgili bir konuya, partiler üstü yaklaşabilme gücüne, kuvvetine ulaştık yıllarca. Fakat bu şehrin geçmişini bilmeyen, bu şehirde yaşamamış siyasetçilerin, çok rahat bir şekilde, ağızlarından çıkanı kulakları duymadan, bu enerjiyi, bu sinerjiyi çok farklı bir noktaya çekerek siyaset malzemesi gibi kullanabildiğine şahit olduk" diye konuştu.
Törende "Türk dış politikası sonucu Gaziantep'in Suriyelileştirildiği, yeni bir Afganistan, Pakistan haline geldiği ve şehirde güvenlikle ilgili sorunlar yaşandığının" söylendiğini dile getiren Şahin, şunları kaydetti:
"Sapı samanı birbirinden ayırmamız gerekiyor. Şehrin iş dünyası, aş, ekmek üretip işsizliği önlemeye, bu kadar zor şartlara rağmen ayakta durmaya çalışırken, bizim siyasetçiler olarak hiç kimseye, hele bu şehre, hele bu bölgeye kötülük yapmamamız gerekiyor. Bölge insanımıza, sanayiye zarar verecek hiçbir söylemin arkasında durmamamız gerekiyor. Seçime gidiyoruz, tabii ki politikalarımızı anlatacağız, tabii ki yapacaklarımızı anlatacağız ama bunu yaparken de şehre zarar verecek söylemlerden kaçınmamız gerekiyor."
- "Türkiye'nin en büyük katliamı yapılıyor, ortada yoksunuz"
Şahin, bölge halkının 5 yıldır büyük fedakarlıkla Suriyeli sığınmacılara destek verdiğini ve bu konuda büyük başarı hikayesi yazıldığını vurguladı.
Olayların başlamasından önce Suriye'de reformların gerçekleştirilmesi konusunda defalarca toplantılar yapıldığını, bunlardan bazılarına bakanlığı döneminde şahitlik ettiğini anlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları yapan bir topluma karşı 'Afganistan oluyorsunuz', 'Pakistan oluyorsunuz' denildiği zaman, bu bizim kalkınma hedefimizi aşağıya çekiyor. Orta Doğu'nun birçok ülkesinde ciddi kaos yaşanıyor. Türkiye buralarda ne yaptı? 'Orta Doğu'da yaşanan istikrarsızlığın bütün müsebbibi Türkiye hükümetinin dış politikası' diyerek, bunu seçim malzemesi yapıp, o da toplumun üzerinde büyük bir algı operasyonuna dönüştürüldüğü zaman bizim de buna 'bir dakika' dememiz gerekiyordu.
Ben de çıktım, hem o dönemde yaşadıklarımızı, şahitlik ettiklerimi anlattım hem de döndüm 'Madem bundan rahatsızsınız masadan niye kaçıyorsunuz. Niye sizin genel başkanınız daha seçim gecesi (Ben alayına karşıyım) dedi. Daha iki gün önce (Hayırda hayır var) dedi. Daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor ki sizin çözüm masasına gelmeniz lazım. Türkiye'nin en büyük katliamı yapılıyor, siz yine ortada yoksunuz. O zaman madem bunları söylüyorsunuz, (Gelin bu işleri birlikte çözelim dediğimiz zaman neredesiniz) dedim' ve bunu dedikten sonra hep birlikte salondan çıktık."
Şahin, özellikle siyasilerin söylemlerine dikkat etmesi gerektiğini belirtti.
Olumsuz söylemlerin şehre ve ülkeye zarar verdiğini kaydeden Şahin, "(Bir oy daha fazla alalım, bir vekil daha fazla çıkaralım) diye, kendi siyasi ikbalimiz için ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor. Bu şehrin, ülkenin pozitif enerjiye ihtiyacı var, rekabeti hayırda yapmaya ihtiyacı var. Yalan yanlış algı operasyonlarıyla değil, hizmette, projede, umutta yarışmaya ihtiyacı var. Halkımızın bunların hepsini görüp, 1 Kasım'da bunun cevabını sandıkta vereceğine ve düğümü çözeceğine inanıyorum" görüşünü paylaştı.
