Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Ne yapsınlar?

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-03-31 14:13:46

Ne yapsınlar?

Saatler süren elektrik kesintileri sebebiyle kullanmak zorunda kaldıkları mumun gece devrilerek yangına yol açması sonucu Mayıs 2016'da Eş-Şati Kampı'nda 4 ila 6 yaşlarında üç çocuk hayatını kaybetti.

O çocuklar İsrail ve Mısır'ın Gazze Şeridi'ne uyguladığı ablukanın ne ilk ne de son kurbanlarıydı.

Örneğin Ocak 2015'te Han Yunus'un doğusunda bir bebek donarak ölmüştü.

Çünkü İsrail ordusu savaş sırasında ailesinin evini yerle bir etmişti.

Gazze Şeridi'nde ilaç yokluğu sebebiyle ölenlerin sayısı ise hayli fazla.

Ablukaya bir de Mahmud Abbas'ın uygulamaya başladığı yaptırımlar eklenince özellikle bebek ölümleri daha da arttı.

Düşünün ki yıllarca çocuğunuz olması için beklemişsiniz ve sonunda bir çocuğunuz olmuş.

Bir takım sağlık sorunları olan bebeğiniz gerekli ilaç ve tedavi imkanı olsa - Allah'ın izniyle – yaşayabilecek.

Fakat Ramallah'taki depolarda fazlasıyla bulunan o ilaçlar Abbas tarafından uygulanan yaptırım sebebiyle Gazze'de yok.

Ayrıca hasta çocuğunuzun Gazze Şeridi dışında bir hastanede tedavi görmesine de izin verilmiyor ve sonuçta ciğerparenizi kaybediyorsunuz.

Neler hissedersiniz?

Daha geçen gün Abbas yaptırımları daha da ağırlaştıracaklarını açıkladı.

İşsizlik ve fakirlik zaten had safhada.

Gazze halkına ve oradaki direniş gruplarına dayatılan şu:

“Ya yavaş yavaş hepiniz öleceksiniz ya da silahlarınızı teslim edeceksiniz.”

Ne yapsınlar, işgale teslim mi olsunlar?

Bu, olayın Gazze Şeridi boyutu.

Bir de Filistin davası ve mülteciler sorunu boyutu var.

“Yüzyılın Anlaşması” denilen projeyle Filistin davası tasfiye edilmek isteniyor.

Planları -Allah korusun- başarılı olursa Kudüs tümüyle İsrail'e bırakılacak ve Filistinli mültecilerin silah zoruyla uzaklaştırıldıkları vatan topraklarına dönüş hakları ellerinden alınacak.

Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa tehlikede.

Bütün bu şartlar altında Filistinli kardeşlerimiz işgalcilere ve işbirlikçilerine boyun eğmeyerek, çaresizliğe teslim olmadan bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Bize düşen onların bu çabasını elimizden geldiğince desteklemek.

Evet; düzenledikleri etkinlik riskli ve tehlikeli.

Uluslararası hukuka ve insan haklarına saygısı olmayan işgal güçlerinin kırmızı çizgisi yok.

Fakat tehlikeyi göze almadan da zafer kazanılmıyor.

İşgalciler Mescid-i Aksa'nın kapılarında metal dedektörleri yerleştirmek istediğinde Kudüs halkı bu girişimi her türlü tehlikeyi göze alıp sokaklara çıkarak engellemişti.

Gazze Şeridi'nde halk dün sabah saatlerinden itibaren sınıra doğru yürümeye başladı.

Her gruptan ve her yaştan insanın oluşturduğu insan selinde Filistin bayrağı dışında herhangi bir grubun bayrağının olmaması dikkat çekiciydi.

Binlerce kişi Cuma namazını sınırda kıldı.

Hamas lideri İsmail Heniyye de yürüyüşe katılan ve sınıra gidenler arasındaydı.

İslami Cihat liderleri de oradaydı.

İsrail, ciddi şekilde endişe duyduğu “Büyük Dönüş Yürüyüşü” etkinliğini etkisiz hale getirebilmek için tehdit başta olmak üzere her yola başvuruyor.

Etkinliği Filistinli grupların hepsi desteklediği halde “Hamas insanların hayatını tehlikeye atıyor” diyerek kirli propagandaya başvuruyor.

Bu söylem ellerinde çakı dahi olmayan barışçıl göstericilere ateş açan gerçek katili gizleme çabasından başka bir şey değil.

Bu yazının kaleme alındığı saatlerde Gazze Şeridi sınırında şehit sayısı altıya yükselirken yüzlerce gösterici de yaralanmıştı.

İşgal ordusunun delirmişçesine şiddete başvurması etkinlikten ne kadar korktuğunun göstergesi.

Büyük Dönüş Yürüyüşü dün başladı ve 15 Mayıs'a kadar devam edecek.

Gelişmeleri takip edip inşallah sizlere aktarmaya çalışacağız.

 

Haber Ara