Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, Hollanda'nın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik skandal tavrına ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Hollanda'nın uluslararası hukuku ihlal eden bu davranışları karşısında uluslararası kuruluşların yeteri kadar tepki vermediğini söyledi.
Avrupa Konseyi'nin, Hollanda ve Türkiye arasında çıkan gerilim konusundaki açıklamasının oldukça geç kalınmış ve cılız bir açıklama olduğunu aktaran Caşın, "Hollanda'nın bu hasmane tavrına karşı gerek NATO gerek BM ve AP devreye girerek Hollanda'ya karşı daha güçlü bir tepki vermek, yaptırım uygulamak zorunda." diye konuştu.
Caşın, Türkiye'nin bir özürle yetinmeyeceğini, iki ülke arasındaki gerilimin bir özürle çözülemeyecek derecede önemli olduğunu vurguladı.
Uluslararası kuruluşların tarafsız bir şekilde ara buluculuk yaparak Türkiye'nin kırılan gururunu onaracak bir karar vermek zorunda olduğunu ifade eden Caşın, şöyle devam etti:
"Ben, AB ve BM'den daha güçlü bir ses bekliyorum. Çünkü ne Hollanda Türkiye'nin düşmanı ne de Türkiye Hollanda'nın. Ortada bir diyalog eksikliği vardır. Bu gerginlik her iki tarafa da zarar verir. Kazananı olmaz. NATO, AB veya BM'den bir yaptırım çıkar mı? Çıksa bile Türkiye'yi tatmin eder mi? Bu kuruluşlar, olayları tarafsız bir şekilde değerlendirmek ve Türkiye'nin kırılan onurunu tamir etmek zorundalar."
- "Hollanda popülist bir yaklaşımla olayları tırmandırdı"
Türk diplomatlara karşı uluslararası hukuku ihlal eden uygulamalar karşısında Türkiye'nin Hollanda'ya iki defa nota verdiğini hatırlatan Caşın, "Hollanda, siyasi kaygılarla hukuku ve diplomasiyi ağır bir şekilde ihlal etti. Türkiye'ye karşı böyle hasmane ve düşmanca eylemlere yönelmesi çok tehlikeli. Bunlar gelecekte emsal teşkil edecek tehlikeli davranışlar. Avrupa'nın liberal demokrasi, insan hakları, temel özgürlüklerine ve insani değerlerine ters düşen davranışlar. Türkiye bu hukuksuzluk karşısında haklı olarak buna en ağır şekilde cevap verdi." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Caşın, Hollanda'nın popülist bir yaklaşımla olayları tırmandırdığını aktararak, müttefik ve NATO üyesi iki ülke arasında tırmanan gerilimin arka planına bakmak gerektiğine dikkat çekti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun ziyaretini reddinin kabul edilemeyeceğinin altını çizen Caşın, bunun doğrudan doğruya siyasi bir propaganda maksatlı olduğunu söyledi.
Prof. Dr Caşın, Hollanda'nın gerilimi tırmandırmasının tamamen iç meselelerinden kaynaklandığını, Avrupa'da hızla yükselen ırkçılık ve İslamofobi'nin Hollanda'da iç siyaset malzemesi haline getirildiğini belirterek, aşırı sağcı Özgürlük Partisi Lideri Geert Wilders'in bu gerilimde önemli bir aktör olduğunu savundu.
Wilders'in kendi oylarını yükseltebilmek için böyle davrandığını düşündüğünü dile getiren Caşın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nitekim 8 Mart tarihinde Türk Büyükelçiliği önündeki protestolara gelerek, 'Uzak dur bu bizim ülkemiz' pankartını açmıştı. Wilders'in söylemleri camilerin kapatılması, İslamileşmenin durdurulması, başörtüsü üzerine kurulu. Hatta Trump gibi sınırları Müslümanlara kapatma gibi ırkçı söylemleri bile var. Bunlar kabul edilecek şeyler değil. Öbür taraftan Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller Partisi ve sol partileri de bir takım hareketler içinde görüyoruz."
- "PKK'nın faaliyetlerine izin veriliyor"
Prof. Dr. Caşın, Hollanda'nın güvenlik ve benzeri gerekçelerle Türkiye'nin Dışişleri Bakanına sorun çıkarırken, PKK gibi terörist bir organizasyonunun faaliyetlerine izin verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türk Bakanın girişine izin verilmiyor, başka bir Bakanımız sınırdan çıkarılıyor. Orada yaşayan Türk vatandaşlarının protesto hakkı engelleniyor. Oysa görüyoruz ki Hollanda tüm bunları güvenlik gerekçesiyle yaparken, öte yandan PKK terör örgütü mensuplarının orada her tür faaliyetine müsaade edebiliyor. Hollanda açık ve net bir şekilde Türkiye'nin iç işlerine ve siyasi tercihlerine müdahale ediyor. Hollanda demokrasi, insan temel hak ve özgürlüklerine en aşırı güç kullanarak müdahalede bulunmuştur. Bence Avrupa demokrasi sınavında maalesef sınıfta kalmıştır."
NATO üyesi ve müttefik iki ülkenin bu gerilimi daha fazla tırmandırmadan acilen çözmesinin her iki halk için de zorunlu olduğunu ifade eden Caşın, şunları kaydetti:
"Türk milletine karşı bir hakaret vardır. Hollanda'da yaşayan Türklere karşı bir hakaret hatta gözaltılar var. Özgürlüklerin kısıtlanması ve aşırı polis şiddeti söz konusu. Fakat bu gerilimin daha fazla tırmanmadan sonlandırılması lazım. Olması gereken bana göre, gerginliğin yükselmesini önlemek. NATO bünyesinde, NATO Genel Sekreteri'nin bu gerilimde önemli bir aktör olacağını, ara bulucu olacağını düşünüyorum. Çok kısa süre içinde olmasa bile Hollanda özür dileyip bu yanlışından dönecek. Açılacak dava var mı onu bilmiyorum ama bu bir hakem kurulu ile yani bir soruşturma komisyonu ile kim burada haklı ortaya çıkarılabilir. Fakat Türk milletinin vicdanı ve prestiji bir defa çok ciddi ihlal edilmiştir, bir hiç uğruna."
