Dolar

32,4888

Euro

34,9195

Altın

2.435,00

Bist

9.716,77

Nasrallah’tan, Netanyahu’ya uyarı: Saldırırsanız tüm birlikleriniz, sınırlarınız tehdit altında olacaktır!

Hizbullah lideri Nasrallah, İsrail ile yaşanan son çatışmadan sonra Netanyahu’yu ayağını denk alması konusunda uyararak şunları söyledi: “Eğer saldırıda bulunursanız, işgal altındaki Filistin sınırı ve daha da derinlerdeki tüm birlikleriniz, sınırlarınız ve yerleşkeleriniz tehdit altında olacak ve misilleme yapılacaktır.”

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-09-06 09:34:15

Nasrallah’tan, Netanyahu’ya uyarı: Saldırırsanız tüm birlikleriniz, sınırlarınız tehdit altında olacaktır!

Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah, İsrail ile yaşanan son çatışmalar hakkında açıklamalarda bulundu ve Siyonist Başbakan Netanyahu'ya uyararak, ayağını denk almasını söyledi. Nasrallah, “Eğer saldırıda bulunursanız, işgal altındaki Filistin sınırı ve daha da derinlerdeki tüm birlikleriniz, sınırlarınız ve yerleşkeleriniz tehdit altında olacak ve misilleme yapılacaktır” uyarısında bulundu.

Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasının başında, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra, sekiz gün boyunca 24 saat Filistin sınırlarında hazır bulunan direniş askerlerine ve komutanlarına teşekkür etti ve şu ifadelerde bulundu: 'Zaferler, 24 saat hazır bulunan askerlerin eliyle gerçekleşecek ve denklemleri oluşturacak.'

Nasrallah, aynı zamanda Lübnan ordusuna da hazır ol komutunda bekledikleri için ve Lübnan halkına da normal yaşamlarına devam ettikleri için teşekkür etti.

Seyyid Hasan Nasrallah, Siyonist Rejimin son saldırısına değinerek, bu olayın iki şekilde gerçekleştiğini ve bunlardan ilkinin, Siyonist Rejim tarafından Şam yakınlarında akrep bombardımanı ve sonraki saldırının da Beyrut'un güney kıyılarına İHA saldırısı şeklinde gerçekleştiğini belirtti.

Hizbullah Genel Sekreteri aynı zamanda Siyonistlerin ikinci İHA'sının belirli bir hedefe saldırmak için hazır bulunduğunu ama bu işi gerçekleştirmede başarısız olduğunu söyledi.

Seyyid Hasan Nasrallah şu ifadelerde bulundu: 'Biz, yeni bir denklemin dayatılmasını ve Temmuz zaferinin yok edilmesini kabul etmiyoruz ve bu nedenle yaşanan olaya yanıt verme kararı aldık ve bu yanıtı da verdik. Bizim yanıtımız iki kısımdan oluşuyordu, bunlardan ilki Filistin sınırları ve diğeri de İHA'larla ilgiliydi.
Biz açıkça cevap vereceğimizi ve bu cevabın sınırlar boyunca ve Lübnan'dan olacağını belirttik ve düşmana bizi beklemesini söyledik. Sessiz kalabilir, tehdit oluşturmayabilir ve düşmanı şaşırtabilirdik. Yanıt verileceğinin kesin olarak açıklanması başlı başına direniş tarafından büyük bir meydan okumaydı. İsrailliler sınırları boşalttı ve onların askerleri ve askeri araçları görülmüyordu. İsrailliler ön hatlarını tamamen tahliye ettiler ve bu, onların kaçtıkları anlamına geliyordu ve İsrailliler sınırda askeri üslerini boşalttılar. Hatta Siyonist yerleşkelerde bile kimse görülmüyordu ve sessizlik hakimdi ve herkes evdeydi.

İsrailliler, Filistin'in kuzeyindeki Siyonist yerleşim bölgelerine gönderilmesi muhtemel olan her bir demir kubbe için tam olarak hazır olda beklediler. Bölgenin birinci sıradaki ordusu olduğunu iddia eden ve birkaç gün içerisinde yüzlerce milyon insanı korkutan bu asi rejim, endişeliydi ve dehşete kapılmıştı ve bu da onların ne kadar aşağılanmış olduğunu gösteriyor. Buna karşılık olarak Lübnan ordusu ve direniş askerleri olay yerinden ayrılmadılar ve yerlerinde kaldılar ve halk da aynı şekilde davrandı.

Direniş gündüz vakti ve onların İHA'ları hava sahasındayken operasyon gerçekleştirdi ve operasyonları kasıtlı olarak gece yapmadı. Direniş, düşmanının en derinini hedef aldı ve bunu düşmanın tüm yanıltıcı amaçlarına ve teçhizatlarına rağmen gerçekleştirdi ama direniş belirli bir hedefi nişan aldı ve tamamen onu vurdu. Önceki gün yaşanan en önemli olay, bu operasyonların kendisiydi ve bu operasyonların en önemli faktörü de yedi gün önce bizi tehdit etmeyen İsrailli bir yetkilinin kalmadığı bir durumda gerçekleşmesiydi.

Geçmişte saldırıya uğradığımızda Şaaba tarlalarından yanıt veriyorduk ve pusulamız işgal altındaki Lübnan toprakları içerisindeydi. 1948 sınırlarına meydan okunması düşmanın kırmızı çizgisiydi ve bu noktadan kendisine karşı meydana gelecek her saldırı onun için tahammül edilemez bir durumdu. Bu operasyonların başarısı, direnişin bu operasyonda İsrail'in onlarca yıldır en büyük kırmızı çizgisini kırmasıydı. Biz caydırıcılık denklemini kanıtladık ve çatışma kurallarını değiştirmek isteyen Netanyahu'ya artık kırmızı bir çizginin kalmadığını söyledik.'

Hizbullah Genel Sekreteri, Siyonist düşmana hitaben şunları söyledi: 'Eğer saldırıda bulunursanız, işgal altındaki Filistin sınırı ve daha da derinlerdeki tüm birlikleriniz, sınırlarınız ve yerleşkeleriniz tehdit altında olacak ve misilleme yapılacaktır. 1 Eylül 2019'dan bu yana Lübnan'ın savunması, güvenliği ve halkı için yeni bir durum ortaya çıktı ve artık kırmızı çizgiler yok. Lübnanlılar hava sahalarını ve topraklarını savunma hakkına sahipler ve biz de öyle yapacağız. İsrail İHA'larıyla karşı karşıya gelinebileceği konusunu kanıtladık.

İsrail İHA'larının hedef alınmasının istikrarsızlığa neden olacağını söyleyen herkes, İsraillilere söylesin ve onlara Lübnan hava sahasını ihlal etme döneminin sona erdiğini açıklasın. İsrail'in saldırılarına yanıt verilmesi, Pazar gününden itibaren, direnişin operasyonları ve onların İHA'larıyla karşı karşıya gelerek haklarını kanıtlamalarıyla başladı. Biz bu aşamadan yeni ve daha güçlü bir aşamaya ilerleyeceğiz ve Netanyahu'nun caydırıcılık denklemlerini zayıflatmasını engelleyeceğiz.'

 

Haber Ara