Dolar

32,5314

Euro

34,8929

Altın

2.440,03

Bist

9.716,77

Nafi Baba Tekkesi'nde 'Bizans' araştırılıyor

Boğaziçi Üniversitesi'ne ait yerleşke içerisinde bulunan Nafi Baba Tekkesi, Bizans Araştırmaları Merkezi olarak kullanılıyor.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-05-25 13:58:08

Nafi Baba Tekkesi'nde 'Bizans' araştırılıyor

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampusu içindeki Şehitlik Dergâhı arazisinde bulunan Nafi Baba Tekkesi, Kalkınma Bakanlığı'nın bütçesiyle “Nafi Baba Tekke Koruma Projesi” kapsamında yeniden inşa edildi.

TEKKE'DE 'BİZANS' ARAŞTIRILIYOR

Özel olarak ayrılan fon ile inşaası 2015'in Aralık ayında tamamlanan Tekke, aynı ay İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Bizans Araştırmaları Merkezi'ne tahsis edildi.

ŞEHİTLİK'TE KÖPEK BARINAĞI

Kültür Tarihçisi-Yazar İbrahim Ethem Gören, Şehitlik Dergâhı'ndaki tek sorunun bu olmadığını, fetih sırasında şehit düşenlerin kabirlerinin bulunmuş olduğu arazi üzerinde Boğaziçi Üniversitesi tarafından bir köpek barınağı inşa edildiğini söylemişti.

ÜNİVERSİTEDEN AÇIKLAMA

Aynı ay Üniversite tarafından yapılan açıklamada ise Dergahın, 'Boğaziçi Üniversitesi Nafi Baba Tarih, Kültürel Miras ve Arşiv Merkezi' olarak faaliyet göstereceği ifade edildi ve haberler yalanlandı. Açıklamada "Restore edilen mekan sadece tek bir araştırma merkezi tarafından değil, Üniversite Yönetim Kurulu'nun kararı ile belirlenecek akademik birimler tarafından kullanılacaktır" denildi. Açıklamada 'köpek barınağı' iddialarına değinilmedi.

İşte o açıklama:

“Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde yer alan ve restorasyon çalışmaları tamamlanmak üzere olan Nafi Baba Dergahı; 'Boğaziçi Üniversitesi Nafi Baba Tarih, Kültürel Miras ve Arşiv Merkezi' olarak faaliyet gösterecektir. Merkezde ülkemiz topraklarına ait farklı dönemleri içeren tarihi ve kültürel araştırma faaliyetlerine yakın zamanda başlanacaktır. Restore edilen mekan sadece tek bir araştırma merkezi tarafından değil, Üniversite Yönetim Kurulu'nun kararı ile belirlenecek akademik birimler tarafından kullanılacaktır. Şehitlik Mezarlığı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) uhdesinde olup, restorasyonu İBB tarafından yapılmaktadır. Üniversitemiz Şehitliğin korunması ve tamamen yıkılmış olan binanın ihyası için uzun yıllardır gayret göstermektedir. Anıtlar Kurulu ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından onaylanarak uygulanan proje alanın önemli uzmanlarından olan mimar Hilmi Şenalp tarafından hayata geçirilmiştir. Durum böyle iken, binanın kullanım amacının son dönemde bazı yayın organlarında spekülasyon amaçlı farklı noktalara taşınmış olduğunu büyük bir üzüntü ile izlemekteyiz. Söz konusu tarihi mirasın ve Üniversitenin itibarına yönelik bu iddiaların asılsız olduğu bu mekanda gerçekleşecek akademik ve kültürel faaliyetlerimiz sonucu çok kısa zamanda anlaşılacaktır. Bu çerçevede, uzun süredir temellerine kadar yıkıntı halinde bulunan bu tarihi alanın Anıtlar Kurulu ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü onay ve ruhsatlarıyla, Kültürel Miras ve Arşiv Merkezi olarak yeniden inşa edilerek, kültürel ve akademik hayatımıza kazandırılması için yürütülen ciddi ve titiz çalışmaların dikkate alınarak değerlendirme yapılacağını umarız.”

PROTESTOLAR DEVAM ETTİ

Fakat konu 2016'nın Ocak ayında da devam etti ve aralıklarla protesto gösterileri düzenlendi.

TEKKE ŞU ANDA NE OLARAK KULLANILIYOR?

Tekke'nin halen Bizans Araştırmaları MErkezi olarak kullanıldığı biliniyor. Tartışmaların sürdüğü 2015 Aralık ayında bizzat Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu'nun da katıldığı ve konuşma yaptığı bir açılış organize etmiş, Patrik Bartholomeos ve ABD İstanbul Başkonsolosu Charles Hunter'i de konuk olarak davet etmişti. Barbarosoğlu, yaptığı konuşmada "Bu merkezi açmak Boğaziçi Üniversitesi'nin baştan beri en önemli motivasyonu olmuştur. Bizans sahasındaki araştırmalar artarak devam edecektir" demişti.

NAFİ BABA TEKKESİ HAKKINDA

Dergah, bu tartışmaların öncesinde 2012 yılında Yönetmen Metin Erksan'ın vefatıyla gündeme geldi. Erksan, vasiyeti üzerine Boğaziçi Üniversitesi Güney kampüs içinde yer alan ve halk arasında Nafi Baba Türbesi şeklinde tanımlanan mezarlığa defnedildi.

Peki türbeden kim yatıyor ve Nafi Baba kimdir?

Nafi Baba Türbesi diye bilinen ve içinde sanduka bulunan küçük odacıkta ailenin yakınlarından başka bir zat yatıyor.

Ahmed Halil Paşa'nın kabri olabilir:

Türbenin, sülüs-rik'a hatlı kitabesinde "Hüvey Hayy, Kavalalı Ahmed Bey'in mahdumu Ferik Ahmed Halil Paşa'nın kabri. Veladeti H. 1261, Vefatı H. 1335" ibaresi yer alıyor.

Şehitlik Dergahı


Nafi Baba Tekkesi denilen yer aynı zamanda çok önemli bir arazinin üzerinde bulunuyor. Arazinin Osmanlı dönemindeki ismi Şehitlik Dergahı. Sebebi ise 'Şüheda Kuyusu'nun burada bulunması.

Osmanlı'nın ilk toplu mezarlığı

Şüheda Kuyusu, İstanbul'un fethi sırasında Rumelihisarı'nda hayatını kaybeden şehitlerin toplu olarak defnedildikler bir toplu mezarlık.Osmanlının ilk toplu mezarlığı:

Miladi 1451 yılında Fatih Sultan Mehmed'in emri ile Osmanlı ordusunun öncü kuvvetlerinden, akıncılarından, serdengeçtilerinden bir grup Osmanlı askeri, Rumelihisarı'nın inşasına paralel olarak Bizans'ın içlerine doğru saldırıya geçtiler, askerlerin bir kısmı Rumelihisarı'nın hemen üst bölgesinde şehit düşerek, topluca bir kuyuya, Şüheda Kuyusu'na defnedildiler.

Toplu mezar olduğu için şehitlerin adı meçhul, ancak "Şüheda Taşı" olarak bilinen ve diğer mezar taşları gibi tahrip olmaması için Boğaziçi Üniversitesi tarafından Üniversitenin Kültür Mirası Müzesi'nde korunmakta olan bu taşın üzerinde sülüs hattı ile şöyle bir ifade vardır: "Heza Makam-ı Şüheda 855 Sene".

7_18

Avrupa yakasındaki ilk dergah

Fatih Sultan Mehmet, fetih sırasında otağ-ı hümayununu, Şehitlik Dergâhı'nın bulunduğu yere kurmuştur. Fetih öncesi topluca ibadet edilen bir bölge olması sebebiyle burada bir yapı/dergah inşa edilmiştir.

Yıllar sonra Nafi Baba Tekkesi ismini alan bu yapı, İstanbul'un Avrupa yakasında kurulan ilk dergâh olma özelliğini taşıyor.

Nafi Baba ailesi

Nafi Baba Tekkesi ve bir zamanlar Rumelihisarı'ndan Zincirlikuyu'ya kadar uzanan geniş arazisi, çok özel bir statü kapsamında Fatih Sultan Mehmed Han tarafından doğrudan Nafi Baba Ailesi'ne verilmiştir. Dolayısıyla, tekke ve arazisi kişisel mülk statüsünü kazanmıştır. Tekkelerin kapatılmasının ardından, Vakıflar, özel mülkiyet niteliğindeki tekke içindeki tüm kitaplara ve el yazmalarına el koyarak toplatmıştır.

Bununla birlikte Nafi Baba Ailesi'nin bazı fertleri ve tekkeye gönül vermiş olanlar bir müddet daha tekke binası ve müştemilatında yaşamaya devam etmiştir.
Cafer Baba'nın 1930'lu yıllarda Tekke'de oturduğu bilinmektedir. Mehmet Nafi Artemel Hoca'nın babası Âli Bey de tekkede dünyaya gelmiştir. Tekke, daha sonra, 1940'ların ortalarında harap olup bakımsızlıktan yıkılmıştır.

Tekke, felsefeci Rıza Tevfik, karikatürcü Cem, Abdülhak Hamid'in kardeşi, şair ve bestekâr Nasuh Bey gibi çok sayıda yerli ve Tekke'nin haziresinde faaliyet gösteren Robert Kolej'nin hocalarından Profesör Kingsley Birge ve İstanbul Üniversitesi Alman Filoloji Bölümünün kurucusu ve yine Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi hocalarından Profesör Traugott Fuchs gibi yabancı bilim adamlarına, yazarlara, şairlere, sanatkârlara kapılarını açık tutmuştur.

Nafi Baba'nın babası Mahmud Baba

Cemal Kutay, 'Örtülü Tarihimiz' kitabında "müsbet ilimler cemiyetini kurabilme yürekliliğini gösteren on mübarek adam" arasında Mahmut Baba'yı sayar.
Sultan Abdülaziz döneminde, 19.yüzyılın ikinci yarısında, İstanbul'da ilk "İlim Cemiyeti" ismi altında kültür faaliyeti, bu Dergâh'ın çatısı altında başlar. Nafi Baba'nın babası olan Mahmut Baba, İstanbul Üniversitesi'nin kuruluşunda önemli bir payı olan matematik, coğrafya, felsefe, edebiyat, fizik, kimya, tıp ve astronomi gibi dersleri vermek üzere kurulmuş olan Beşiktaş İlim Cemiyeti'nin kurucu üyesi olmuştur.

Nafi Baba Tekkesi Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar önemini muhafaza ederek İstanbul'un manevi atmosferine katkı sağlamıştır.

Nafi Baba'nın torunlarından, Boğaziçi Üniversitesi öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Mehmet Nafi Artemel'in "Nafi Baba Tekkesi yani Şehitlik Dergâhı bugün Boğaziçi Üniversitesi'nin sınırları dâhilinde yer alıyor. Aslında, üniversite ve de Robert Kolej kısmen bizim arazimizin, kısmen de Ahmet Vefik Paşa'nın arazilerinden müteşekkil bir alanın üstüne kuruluyor" dediği biliniyor.

Fıkıh Hocası Nafi Baba

Tekkede dünyaya gelen Nafi Baba, Tekke'nin en tanınmış şeyhi oluyor. Mahmut Baba'nın yerine 1860 yılında postnişinlik makamına getirilen Nâfi Baba'nın ismi pek çok eserde âlim, fazıl, nüktedan ve hoşsohbet bir zât ifadeleriyle zikrediliyor.

İstanbul Üniversitesi'nin fıkıh hocalarından olan Nafi Baba 1912 yılında vefat ediyor.

Ailenin soyu Şeyh Bedrettin'e dayanıyor

Nafi Baba sülalesinin bilinen ilk ceddi Şeyh Bedreddin olup aile, Sevgili Peygamberimizin (sav) torunu Hz. Hüseyin'in (ra) seyyid neslinden gelmektedir.
Mehmet Nafi Artemel'in annesi Boğaziçi Üniversitesi'nin kurucularından Prof. Dr. Süheyla Artemel, Şeyh Bedreddin'in Akşemseddin'in arkadaşı; Hacı Bayram-ı Velî'nin de halifesi olduğunu söylediği biliniyor.

Haber Ara