Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Azerbaycan ile Türkiye'nin tek millet, iki devlet olduğunu, Azerbaycan'ın şehitlerinin Türkiye'nin şehitleri, Türkiye'nin şehitlerinin de Azerbaycan'ın şehitleri olduğunu belirtti.
Türkiye Cumhuriyeti ve halkının, Azerbaycan halkının ve devletinin yanında olduğunu vurgulayan Avcı, "Ermenistan'ın bu tecavüzü ilk değildir. Ancak bu defa Tovuz bölgesine kaçarak bir şaşırtmaca vermeye çalıştığını ve bu gerilimi farklı bir düzleme taşımak istediğini görüyoruz. Bunun, Ermenistan'ın bizzat kendi kararı olmaktan çok, onu cesaretlendirenlerin de provakasyonu olma ihtimalini gözden uzak tutmamak gerekir." diye konuştu.
Ermenistan'ın saldırısının uluslararası camia, BM, AGİT tarafından en şiddetli bir şekilde telin edilmesi ve müsebbiplerinin ortaya çıkarılması gerektiğini vurgulayan Avcı, "Uluslararası camia bu tecavüzlere yumuşak ifadelerle göz yumarsa ki bugün öyledir, bu tutum, Ermenistan'ı daha küstah tavırlar takınmaya cesaretlendirmek anlamına gelir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Tecavüzkar girişimler en başta Ermenistan halkının refahına zarar verir"
Avcı, buna Ermenistan halkının da dikkat etmesi gerektiğinin altını çizerek, "Ermenistan halkı, geçmişte emperyal güçlerin kışkırtmaları ile ne tür maceralara sürüklendiğini, bölge halkları olarak ne tür acılar yaşadığımızı unutmamalıdır. Ermenistan hükümeti aklını başına toplamalı ve kendi iç sorunlarını halkın gözünden kaçırmak için böyle maceralara girmemelidir." diye konuştu.
Bunun, geçmişte Ermeni terör örgütü Asala'nın işlediği cinayetleri hatırlattığını ifade eden Avcı, Hocalı başta olmak üzere birçok sivil katliamı ve soykırımının Ermenistan hükümetinin sabıkaları arasında yer aldığını söyledi.
Nabi Avcı, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Ermenistan halkı ve yöneticilerinin, bu tür maceralarla bir sonuç alamayacaklarını; komşuları ile BM kararlarında da öngörüldüğü üzere, adil bir barış temin edildiğinde bundan Ermenistan halkının da istifa edeceğini bilmeleri gerekir. Ermenistan halkı, bölgeyle hiç alakası olmayan eski emperyal güçlerin kışkırtmalarını, ayartmalarını, cesaretlendirmelerini ciddiye almamalı. Biz komşuyuz, Azerbaycan, Gürcistan, Rusya, Ermenistan... Biz burada barışı tesis edebiliriz. Ama böyle tecavüzkar girişimler en başta Ermenistan halkının refahına, huzuruna zarar verir. Bunu da herkesin bilmesi gerekir."
Nabi Avcı, Minsk Grubu'nun kendi misyonunu yerine getirebilmesi için olayı tüm boyutlarıyla incelemesi, tespit etmesi, bundan sonra böyle bir olayın tekrar etmemesi için ne gibi tedbirler alınması gerektiğini ciddi bir şekilde ele alması gerektiğini belirtti.
Haklı olmanın yetmediğini, güçlü olmanın da gerektiğini vurgulayan Avcı, "Diplomatik kanallarda da sesimizi ve davamızı iyi duyurmamız gerekiyor. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatında Türk grubu, Azerbaycan grubu, aynı zamanda Ukrayna grubu ile birlikte hakka, hukuka riayet eden herkesle çok iyi ilişkilerimiz var, bunları geliştirmemiz lazım. Karabağ meselesinin ne olduğunu, 12 Temmuz'daki tecavüzün nasıl gerçekleştiğini elimizdeki bütün medya imkanlarını kullanarak bütün dünyaya anlatmamız lazım." dedi.
Ateşkesin sağlanması gerektiğini ve aynı zamanda Ermenistan'ın tecavüzünün sorumlularının araştırılması için komite kurulması gerektiğini ifade eden Avcı, "Ukrayna'da bir gözlem ekibi var biliyorsunuz, başında da bir Türk büyükelçi var. Aynı şekilde AGİT burada da devreye girmelidir. Sayın Tsereteli'nin dün yaptığı açıklamadan, bu adımların atılması için çalışma yapıldığı izlenimi edindim. İnşallah AGİT zeminlerinde bu konunun takipçisi olacağız. Haklılığımızı bıkmadan, usanmadan anlatmak gerekiyor." diye konuştu.
