Özgür Rohingya Koalisyonu adlı sivil toplum kuruluşunun kurucularından Zarni, Arakanlıların yaşadığı problemleri AA muhabirine değerlendirdi.
Zarni, Myanmar hükümetinin ayrılma, bağımsızlık ve hatta bölgesel özerklik talep etmeyen Arakan'ı hedef almasında bir neden bulunmadığına dikkati çekerek, "Arakan'da bir çatışma yok zira soykırımlar çatışma değildir. Arakanlılar hiçbir toplulukla ya da hükümetle savaşmıyor, Myanmar'da herkes gibi barış içinde yaşamak istiyor, sadece kaybettiği temel hakları, insan haklarını ve eşit vatandaşlığı istiyorlar." dedi.
Arakan'daki çatışmanın 200 yıl önce eski krallıklarını kaybeden Arakan Budistleri ve merkezi yönetimdeki Myanmarlı Budistler arasında da yaşandığını aktaran Zarni, Arakanlıların da Budistlerin bu mücadelesinin arasında sıkıştığını vurguladı.
- Myanmar, Çin-Hindistan rekabetinden faydalanıyor
Zarni, Myanmar ordusunun bölgede Çin ile Hindistan arasındaki stratejik rekabetten faydalandığına işaret ederek, şunları aktardı:
"Myanmar ordusunun hem Hindistan'a hem de Çin'e, Arakan kıyı şeridindeki milyarlarca dolarlık projeler, maden hakları imtiyazları veya gaz arama hakları gibi konularda garanti sağladığını göreceksiniz. Başka bir deyişle, Hindistan ve Çin birbirlerine karşı oynarken, Myanmar ordusu her iki güçle de müttefik olmanın faydalarını sürdürüyor."
Zarni, Myanmarlı Budistlerin 1960'lardan beri Myanmar ordusunun propagandasına maruz kaldığının altını çizerek, "Myanmar ordusu sistematik olarak Müslümanları kötü ve zararlı, İslam'ı ise istilacı ve fetihçi bir ideoloji gibi göstererek İslamofobi'yi yaymakla meşguldü. Ayrıca, ordu, Müslümanların, Budizmi ve Buda'nın yaşam tarzını yok edecekleri fikrini de yaydı." ifadelerini kullandı.
Ordunun propagandası nedeniyle Myanmar halkının İslam ve Müslümanlar hakkındaki gerçeklerden habersiz olduğunu aktaran Zarni, halkın bu nedenle Arakan'dan kurtulmayı ve diğer Müslümanlara ayrımcılık yapmayı normal karşıladığını söyledi.
Zarni, her soykırım gibi Arakan'da yaşanan soykırımın da katillere ve faillere fayda sağladığına işaret ederek, "Nazi Almanyası'na bakarsanız, Naziler, Alman Yahudilerini kitlesel olarak yok ettiğinde kurbanlara ait toprak, ev, mücevher, altın, sanat objeleri, hatta ayakkabılar da dahil her şeye el koydu." dedi.
- Batılı ülkeler bölgede rekabet ediyor
Batı medyasının bölgede yaşananları Müslüman-Budist karşıtlığı üzerinden okumaya çalıştığına dikkati çeken Zarni, "Medeniyetler çatışması ya da dini çatışmalar anlatısını kullanmak istiyorlar ancak Myanmar ve Arakan'da şiddet Müslümanlar tarafından değil Myanmar ordusu ve Budist çoğunluk tarafından uygulanıyor." diye konuştu.
Zarni ayrıca, bölgede rekabet eden birçok Batılı ülkenin varlığına da işaret etti.
İnsan hakları ihlali ve soykırım hakkında kaygılarını dile getiren Birleşik Krallık ya da Norveç gibi Batılı ülkelerin bu rekabette yer aldığına değinen Zarni, "Norveç, kendini barışçıl ve barış ihraç eden ülke olarak tanıtırken, Arakan açıklarında gaz sondajı için de rekabet ediyor." dedi.
Öte yandan, zengin Asya ülkelerinin de bölgeye yüz milyonlarca dolar yatırım yaptığını hatırlatan Zarni, Singapur, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Hong Kong, Çin ve Hindistan'ın bu konuda ilk sıralarda olduğunu belirtti.
Zarni, Myanmar ordusu ve Aung San Suu Çii hükümetinin milyarlarca dolarlık projeleri ve bunları kimin alacağını kontrol ettiğini belirterek, "Sadece Arakan'daki maden sondaj haklarına bakarsanız Myanmar hükümetine dost gözükmek için rekabet eden 15 farklı ulustan yatırımcı görebilirsiniz." ifadelerini kullandı.
