Dolar

32,5566

Euro

34,8383

Altın

2.433,81

Bist

9.722,09

Mustafa Hacımustafaoğulları: Kaybeden John Bass olacak

ASSAM Strateji ve Güvenlik uzmanı ve Emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları, 'Türkiye’nin, İdlib’e operasyon yapmasıyla ortaya çıkacak tehlike potansiyeli, duruma sessiz kalması ile yaşanacak tehdide göre çok daha düşüktür' diyor. Hacımustafaoğulları'na göre vize krizinin kaybedeni ise ABD'li Elçi John Bass olacak...

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-10-12 13:17:40

Mustafa Hacımustafaoğulları: Kaybeden John Bass olacak

TIMETURK | 5 SORU

Türkiye'nin İdlib operasyonu için harekete geçmesi üzerine bölgede yeni bir hareketlilik yaşanırken, Türkiye-ABD arasında vize krizi patlak verdi. Ankara-Washington hattında kriz yüksek tonda sürerken, ABD Büyükelçisi'nin "IŞİD"li mesajları tansiyonu bir kez daha yükseltti... Yaşananları 5 SORU'nun bugünkü konuğu ASSAM Strateji ve Güvenlik uzmanı ve Emekli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları ile konuştuk.

İşte Hacımustafaoğulları'nın açıklamaları:

"KAYBEDEN JOHN BASS OLACAK"

1- ABD Büyükelçisi John Bass'in Türkiye'de bir süredir IŞİD saldırısı yaşanmamasını ABD ile işbirliğine bağladığı açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?

John Bass; içine düştüğü kötü durumdan kurtulmanın çabası içerisindedir. 15 Temmuz hain darbe girişiminde, Amerika'nın Türkiye içerisindeki irtibat noktası Amerikan elçilik ve konsolosluğunun yaptığı faaliyetler Türkiye kamuoyu tarafından şüpheyle karşılanmaktaydı. Bugün geldiğimiz aşamada Amerikan Konsolosluğu'nda on yıllardır çalışmakta olan bir ajanın FETÖ Terör Örgütü ile olan irtibatı nedeniyle tutuklandığını görüyoruz. Bunun arkasından başka isimlerin de ortaya çıkacağı muhtemeldir. John Bass, ABD'nin 15 Temmuz'da içine düştüğü kötü durumdan kurtulmak için kendisini günah keçisi yapmasından ya da kurumlar arasındaki çatışmada harcamaktan korkmaktadır. Bu sürecin sonunda kaybedenin John Bass olacağını düşünüyorum.

"TERÖR BELASI SINIR ÖTESİNE GÖMÜLÜYOR"

2- IŞİD'in bir süredir Türkiye'de saldırı gerçekleştirmemesini FETÖ sebebiyle yaşanan tasfiyeler de göz önünde bulundurulduğunda nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye'nin bir süredir IŞİD, PKK ve diğer terör örgütlerinin saldırılarının hedefi olmaması ABD ile işbirliğimizin sonucu değildir. 15 Temmuz'dan sonra Ordu, Emniyet, İstihbarat ve diğer devlet kurumları içerisinden FETÖ Terör Örgütü militanlarının temizlenmesi ile terörle mücadelede çok daha etkili bir sürece girilmiştir. FETÖ Terör Örgütü, bilakis CIA'nın kontrolünde Türkiye aleyhine teröre destek veren hain bir şebekedir. Türkiye kendi öz gücüyle, ABD ve destekçisi batılı ülkelerine rağmen terör belasını sınır ötesine gömme becerisini göstermiştir. 15 Temmuz'dan sonra terörle mücadele de yapılan konsept değişikliği de etkili olmuştur. Artık terörün kaynağında (Suriye, Irak... vs) kurutulması prensibi benimsenmiştir.

3- Bass, Türkiye'de terör saldırısı yaşanmamasını ABD ile yapılan işbirliğine bağlasa da ABD'nin PYD'ye verdiği mühimmatların bir kısmı PKK'ya yapılan operasyonlarda ele geçirildi. Bu durumu nasıl okuyorsunuz?

Stratejik ortağımız ve sözüm ona dostumuz görünen ABD'nin gözümüzün içine baka baka terör örgütü PKK'nın uzantısı PYD/YPG'ye silah ve mühimmat vermesi, aslında direkt PKK'ya silah vermesinden farksızdır. Zira verilen silahlar kolayca PKK'ya aktarılmaktadır. Bu örgütlerin sadece görünüşte sembolleri ve coğrafi mekanları farklıdır. Temelde her ikisi de aynı çatı altındaki terör örgütleridir. Amerika geçmişte bu desteğini direkt PKK'ya verirken şimdi Suriye'deki gelişmelerden dolayı yöntem değiştirmiş ve PYD üzerinden aktarmaya başlamıştır. PYD'ye verilen silahların PKK teröristleri üzerinde yakalanması bunun açık delilidir.

"TÜRKİYE ARTIK BAĞIMSIZ BİR DEVLET GİBİ DAVRANIYOR"

4- ABD'nin ‘vize' kararına Türkiye'nin mütekabiliyet ile karşılık vermesi ve sonrasında yapılan karşılıklı açıklamalar ilişkileri nasıl etkileyebilir?

Son yıllarda Türkiye, uluslararası ilişkilerinde artık bağımsız bir devlet gibi davranmaya başlamıştır. Ancak ABD ve müttefikleri, bu değişimi idrak edemedikleri için eski alışkanlıklarını hala sürdürmek istemektedirler. Gelinen bu sonuçta milli iradenin ve siyasi mekanizmanın güç kazanması en büyük etkendir. Türkiye güçlü devletler karşısında bile misliyle mukabele prensibini uygulamaktadır. Bunu Rusya ile yaşanan uçak krizinde de açıkça gördük. Tabi ki bu tür uygulamaların turizm, ekonomi ve diğer konularda olumsuz sonuçları ve beklenen riskleri mevcuttur. Ancak bağımsız ve güçlü devlet olabilmenin birinci şartı bu riskleri göze alabilmek ve krizi doğru yönetebilmektir. Ortaya çıkan olumsuz durumlarda geri adım atma durumunda kalacak ülke sadece Türkiye olmayacaktır. Türkiye davasında haklı olduğu için sonunda kazanan taraf olacaktır.

5- TSK'nın İdlib'e intikalinin; Heyet'ut Tahrir'uş Şam ile çatışma potansiyeli, PYD'nin Afrin'e yığınak yapması, yabancı devlet provokasyonu gibi ihtimaller dikkate alındığında Türkiye'nin güvenlik konseptini nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Türkiye'nin, İdlib'e operasyon yapmasıyla ortaya çıkacak tehlike potansiyeli, duruma sessiz kalması ile ortaya çıkacak tehdide göre çok daha düşüktür. Türkiye'nin İdlib müdahalesi ile, bölgedeki Tahrir'uş Şam ve diğer radikal unsurların çözülme, dağılma, ılımlı guruplara katılma süreci başlamıştır. Suriye halkının dostu olduğunu Fırat Kalkanı harekati ile ispatlanmış olan Türkiye karşısında bu örgütler ümit olmaktan uzaktır. Türkiye Suriye halkının huzur ve güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. PYD'nin Afrin'e yığınak yapması beklenen bir durumdur. Ancak İdlip harekatından sonra etrafı tamamen kuşatılmış olacak Afrin bölgesi tehdit olmaktan çıkacaktır. Harekâtı icra ederken mutlaka ortaya çıkabilecek en kötü senaryo hesaplanmakta ve gelişmelere göre planlar güncellenmektedir. Türkiye karşısında terör örgütlerinin uzun süre direnebilmesi mümkün değildir. Benzer olumsuz senaryolar Fırat Kalkanı harekâtı öncesinde de ileri sürülmüştü, ancak Türkiye bu iddiaların geçersiz olduğunu sahada açıkça gösterdi.

KİMDİR?

Mustafa Hacımustafaoğulları 1958'de Kütahya doğdu. 12 Eylül 1980'de Hava Kuvvetler'inde başladığı görevi, 28 Şubat 1997'de Kd.Binbaşı rütbesinde iken Yüksek Askeri Şura kararıyla resen emekli edilmesiyle sonlandı. Mağdurlarla brilikte ASDER'i (Adaleti Savunanlar Derneği) kurdu. Halen ASDER Genel Başkan Vekilliğini yürüten Hacımustafaoğulları, 2011 yılında çıkarılan iade-i itibar yasası ile Kd.Albay olarak emekli edildi.

Haber Ara