Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Mustafa Demirci: 'Evde kalmak mahrumiyet ya da mahkumiyet değil'

Pek çok eseri ve onlarca albümüyle hafızalarda yer bulan sanatçı Mustafa Demirci, evinde çocuklarıyla birlikte 'Evde kal' çağrısına destek verdi- 'Bu evde kalma hadisesi biraz kendi içimize dönmemizi belki fırsat bulamadığımız bazı şeyleri bu vesileyle yapmamızı sağlayacak. Bu süreç devam eder de fırsat olursa biz de online konser yapma durumuna geçebiliriz'- 'Dileğim odur ki bu süreç çok çab

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-03-27 11:29:32

Mustafa Demirci: 'Evde kalmak mahrumiyet ya da mahkumiyet değil'
AHMET ESAD ŞANİ - FATİH TÜRKYILMAZ - Sanatçı Mustafa Demirci, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında alınan önlemlere ilişkin, "Evde kalmak mahrumiyet ya da mahkumiyet değil." dedi.

Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından "Hayat Eve Sığar" sloganıyla yapılan "Evde kal" çağrısına, kültür sanat dünyasından isimler de destek veriyor.

Hem kendi çabaları ve özgün besteleriyle 1990'dan bu yana yaptığı müzikal çalışmalarıyla hem de akademisyen yönüyle tanınan Mustafa Demirci, çocuklarıyla birlikte telekonferans yöntemiyle AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı ve sevilen eserlerini seslendirdi.

Sanatçının 5'inci sınıfta okuyan oğlu Mustafa Can ile mimarlık öğrencisi oğlu Burak Selman da babalarının yanına gelerek evde nasıl vakit geçirdiklerini ve uzaktan eğitim tecrübelerini anlattı.

Diyanet İşleri Başkanlığının da arasında bulunduğu bazı kurumların öncülüğünde sanatçıların "Evde kal" çağrısına destek vermek için videolar kaydettiğini dile getiren Demirci, şunları kaydetti:

"Bunların bir kısmı giydirme diye tabir ettiğimiz uyarlama çalışmalar, bir kısmı da özel olarak yapılmış şarkılar. Sanatçı duyarlığını yansıtmak açısından topluma birinci derece onların ağzından mesajlarını iletmeye çalıştıklarını görüyorum. Tabii evde kalmak için müzik eseri yapmak çok mantıklı gelmiyor ilk bakışta. Biz gezmeyi ve muhabbeti seven bir toplum olduğumuz için duyarlılığa davet, toplumdaki hassasiyeti yükseltmek açısından bu nevi çalışmalar da etkili olur diye düşünüyorum."

Demirci, evde kalarak örnek olmaya ve evde kaldıkları zaman diliminde ilgilendikleri konular çerçevesinde yeni bir hayat tarzı uygulamaya çalıştıklarını dile getirdi.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nde Dr. Öğr. Üyesi olarak "Türk Din Musikisi" alanında dersler verdiğini belirten Demirci, öğrencileriyle lisans ve yüksek lisans derslerini online platforma taşıyacaklarını söyledi.

- "Online konserler kendisine alan açacak"

Demirci, internet üzerinden verilen online konserlere ilişkin soruya, "Tabii yapılabilir, yapılmalıdır da... Belki de uzun vadede artık bu tür çalışmalar da kendisine bir alan açmış olacak." cevabını verdi.

Eserlerin artık dijital ortamlardan dinleyiciye ulaştığını, kültür ve sanat etkinliklerinin de online olarak takip edilebildiğini aktaran Demirci, şöyle devam etti:

"İnsanlar evde durdukları sürece yapacakları şeyler çeşitlenme bakımından sınırlı olacağı için canlı konser izleyecek, kitap okuyacak ve kendi mesleki ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalar yapacak. Bu sürecin ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. Bunun bir sanatsal etkinlik tarzına dönüşüp dönüşmeyeceğini zaman belirleyecek."

Demirci, gerçekleştirilen online konserlerin de bir örnek teşkil edebileceğini belirterek, "Ben kendi açımdan dingin bir ortamda, beste yapmaya, kendi çalışmalarımla ilgilenmeye vakit bulabiliyorum. Hatta bu sabah kalktım namazdan sonra bir beste yapar gibi oldum, mutlu oldum bundan dolayı da... Bu evde kalma hadisesi biraz kendi içimize dönmemizi, belki fırsat bulamadığımız bazı şeyleri bu vesileyle yapmamızı sağlayacak. Bu süreç devam eder de fırsat olursa biz de online konser yapma durumuna geçebiliriz." diye konuştu.

- "Dileğim odur ki bu süreç çok çabuk atlatılsın"

Müzikal ve bilimsel çalışmaların özünde insanın ruhuna dokunan ve gönlüne hitap eden şeyler bulunduğunun altını çizen sanatçı, şunları söyledi:

"Yaşananlar hepimiz açısından moral bozucu, bunu önce söylemek lazım. Hepimizin bir anlamda terapi olmaya ihtiyacı var. Yani gelecek kaygısı, belirsizlikleri, 'insanların bir virüsle hayata veda etmeleri' gibi düşünüldüğünde hazmedilmesi kolay olmayan şeyler var. Bu bakımdan kendimizi dünya ve ahiret konumlandırması açısından rahatlatmalıyız. 'Öldürmeyen Allah öldürmez.' derler. Sonuçta ne olursa olsun, eğer bizim bu dünyada içeceğimiz su, yiyeceğiz ekmek varsa biz bir şekilde yaşayacağız. Allah hepimizi, bütün insanlığı bu nevi felaketlerden korusun. Dileğim odur ki bu süreç çok çabuk atlatılsın ama insanların rahatlaması ve gönüllerinin ferahlaması için de birtakım şeyler yapmak gerektiğini düşünüyorum."

Mustafa Demirci, Türk toplumunun ölüme meydan okuyan bir toplum olduğu değerlendirmesini yaparak, "Fakat bu, hayatımızın kıymetini bilmiyoruz demek de değil. Şair söylüyor ya, 'Ölüm bize ne uzak, ne yakın bize ölüm. Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm.' Yani ölüm hakikat ama biz bu dünyada güzel işler yaparak Allah'ın huzuruna onun hoşnutluğunu kazanmış olarak varmış olmak istiyoruz, mesele bundan ibaret." ifadelerini kullandı.

- "Yumurta yapma konusunda fena değilim"

Bu dönemde kitap çalışmalarını tamamalamaya gayret ettiğine, öğrencilik yıllarında öğrendiği bazı yemekleri de tekrar yapmaya çalıştığına dikkati çekerek, evde geçirdiği vakitleri şöyle anlattı:

"Her öğrenci gibi yumurtalı ve yumurtaya ilave edilen yumurta ve türevlerini yapma konusunda fena değilim. Hatta çocuklar benim yaptığımı daha çok seviyorlar. Bu dönemde hemen her sabah sabah kahvaltılarına katkıda bulunmaya başladım. Tabii bunun ilerisi ne olur bilmiyorum. Ama sağ olsun hanım bütün diğer vakitlerde yemeğimizi yapıyor. Henüz bir hafta oldu eve kapanalı, zaman içerisinde temizlik gibi konular da olabilir. Doğrusu hareket anlamında gerçekten, ara sıra bu tür şeyler yapmak da güzel olacaktır. Çocukların derslerine yardım ediyoruz, oturuyoruz kendi aramızda sohbet ediyoruz, oyunlar oynuyoruz. Bazı konuları zaman zaman tartışıyoruz, çünkü bizim çocuklar büyük çocuklar. Her Cuma çocuklarla beraber camiye gidiyoruz. Hepimiz aynı camide oluyoruz. Bu Cuma Ezan-ı Muhammedi okundu, gidemedik. Gerçekten çok üzüldüm. Demek ki Cuma namazına gitmek müthiş bir hürriyetmiş, Cuma ezanı okununca çocuklarla beraber sanki Cuma kılıyormuş gibi öğle namazını beraber eda ettik. Böylece Cuma hissinin kaybolmaması için her cuma inşallah bunu beraber yapacağız."

Demirci, "Evde kal" çağrısını yineleyerek, "Evde kalmak mahrumiyet ya da mahkumiyet değil, öncelikle bunu bilelim. Kendi dünyamızda daha güzel şeyleri yapabilmek, hayatı daha iyi planlayabilmek ve geleceği okuyabilmek açısından bir fırsattır diye düşünüyorum. Çalışmak, güzel şeyleri yapmak için mekan önemli değil, bizim irademiz, hedeflerimiz ve duruşumuz önemlidir. Ülkemiz için inşallah güzelliklere hayırlara vesile olacaktır. Bu vesileyle evde kalalım." dedi.

Sanatçı, röportajın ardından sevilen "Sultanım" ve "Güllere Vurgunum" eserlerininin yanı sıra sosyal medya hesaplarında paylaştığı güncel çalışması "Evde Kal Türkiyem"i seslendirdi.

- "Amin" isimli yeni çalışma dinleyiciyle buluşacak

Pek çok eseri ve onlarca albümüyle hafızalarda yer bulan sanatçı, yeni eserli "Amin"in için hazırlanan klibi yakın zamanda dinleyeciyle buluşturacak.

Demirci, düzenli olarak yapacağı yeni üretimlerini dijital platformlarda sevenleriyle paylaşacak.

Haber Ara