Dolar

32,3271

Euro

35,0620

Altın

2.297,63

Bist

9.008,28

Mısır’da ‘sistematik idam’ politikası

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-08-28 18:15:04

Mısır’da ‘sistematik idam’ politikası

Mesleklerini bir internet sitesinde sürdüren gazeteciler, girdikleri her haberin altına haberin kolay tasnifi ve arama motorlarında kolay bulunması için ‘etiket' girerler… Bir benzerini akademisyenler, yazdıkları onlarca sayfalık makalenin özet/abstract kısmının altına ‘keyword' olarak koca bir makaleyi 5 kelimede anlatarak yaparlar.

Ortadoğu'nun son 100 yılını tek bir makalede anlatacak olsak ya da bunun üzerine bir haber/yazı dizisi hazırlayacak olsak her halde “baskı, yalan, hukuk ihlâlleri, işgal ve diktatörlük”ten daha iyi anahtar kelimeler bulamazdık…

Ortadoğu'da baskının İttihat Terakki dönemi Osmanlısındaki kökleri bir tarafa; Osmanlı'nın bölgeden çekilmesinin ardından bölgede her geçen gün artan baskı ve hukuk ihlalleri; ‘Arap baharı' sonrası yaşanan ‘karşı devrimler' sürecinde farklı bir boyut aldı. Libya'da, Suriye'de, Mısır'da ve Arap körfezi ülkelerinde milyonlarca insan her gün devlet aygıtlarının baskısına muhatap olurken, yüz binlercesi de asılsız suçlamalarla
hapishanelerde işkence altında…

İDAM KARARLARI “TIBBÎ İHMAL” İLE İNFAZ EDİLİYOR

Bu baskı ve işkenceler onlarca yıldır “sistematik” bir şekilde devam ederken, özellikle Mısır'da “sistematik işkence”, yerini “sistematik idam”a bırakıyor. 3 Temmuz darbesi sonrası tutuklanan 50 bin civarındaki darbe karşıtından bin 600'ü idama mahkûm edildi. Ancak ekonomiden sosyal politikalara kadar hemen her alanda ciddi bir başarısızlık yaşayan Sisi yönetimi toplumun daha fazla tepkisini çekmemek için olsa gerek henüz idam kararlarının infazını gerçekleştirmedi. Sisi yönetiminin bunun yerine seçtiği yöntemse “sistematik idam”…

3 Temmuz 2013 sonrası İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) hareketi lideri ve üyeleriyle birlikte çok sayıda darbe karşıtı Mısırlı, hapishanelerde hayatını kaybetti. Cezaevinde hayatını kaybeden son isim ise Müslüman Kardeşler Teşkilatı Rehberlik Konseyi Üyesi Abdulazim eş-Şarkavi oldu. Sisi rejimi Şarkavi'nin doğal nedenlerle öldüğünü açıklarken, İhvan mensubu sanıkları savunma heyeti üyesi Mustafa ed-Demiri, Şarkavi'nin ölüm sebebinin “tıbbi ihmal” olduğunu açıklıyor. Ed-Demiri'yi inandırıcı kılan ise 29 Mart 2017'de Muhammed Mehdi Akif'in kötüleşen sağlık durumu hakkında İhvan tarafından yapılan basın açıklamasında Şarkavi'nin de tıbben ihmal edildiği bilgisindin geçiyor olması...

Şarkavi, cezaevinde tıbbi ihmal sonucu ölen ilk Mısırlı olmadığı gibi büyük ihtimal sonuncusu da olmayacak. 2013'ten beri Mısır'daki cezaevlerinde yüzü aşkın isim “tıbbi ihmal” sebebiyle hayatını kaybetti. Bu isimler arasında Dr. Ferid İsmail, Muhammed Felâhci, Mahmud er-Rubi, Tarık Ğandur, Muhammed Seyyid Ğuzlani gibi çok sayıda Mısırlı var. Bu isimlerin bir çoğu İhvan'ın lider kadrosundan… Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile Mehdi Akif için İhvan hareketi ve ailelerinden de her gün “tıbbi ihmal”e yönelik uyarılar geliyor. Sadece Mursi ve Akif değil, cezaevindeki pek çok İhvan lideri ve darbe karşıtı Mısırlı aynı durumda…

SİSTEMATİK İDAMIN BİR DİĞER YÜZÜ: “TASFİYELER”

Cezaevindeki ihmaller devam ederken, geride kalan süreç boyunca Mısır güvenlik güçleri pek çok darbe karşıtını da ya evlerinde ya gözaltında öldürdü. Yani sistematik idamın bir diğer yüzünü evlerde ve sokak ortasında aleni olarak gerçekleştirilen "tasfiyeler" oluşturuyor. Mısır güvenlik güçlerinden her gün teröristlerin etkisiz hale getirildiğine yönelik haberler gelirken, etkisiz hale getirilen bu ‘teröristler'in bir çoğunu silahsız darbe karşıtı siviller oluşturuyor. Sina yarımadasındaki operasyonlarda da bu ‘tasfiyeler'in bir benzeri sürüyor.
İhvan hareketinin Mısır içinde kalan etkin lider kadrosundan sayılan Muhammed Kemal de geçtiğimiz yıl İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre polisle girdiği çatışmada İhvan açıklamasına göre ise gözaltında katledildi.

Varın bu yazının keyword'ünü siz yazın!

Haber Ara