Dolar

32,5162

Euro

34,7877

Altın

2.421,27

Bist

9.747,45

Michael Faraday kimdir?

İngiliz kimya ve fizik bilgini Michael Faraday kimdir? İşte Michael Faraday'in biyografisi...

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-18 19:09:33

Michael Faraday kimdir?

Michael Faraday, 22 Eylül 1791'de İngiltere'nin kuzeyinden iş aramak için gelmiş köylü ve demirci bir babanın dört çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Annesi ev hizmetçisiydi. Faraday, maddi imkansızlıklar yüzünden uzun süreli bir eğitim alamadı. Kısa süren eğitiminde okuma, yazma ve bir miktar aritmetik öğrendi.

GAZETE DAĞITICILIĞI

Ailesi Sandemancılar ismi verilen bir tarikatın üyesiydi. Henüz 13 yaşındayken gazete dağıtıcısı olarak çalışmaya başladı. Sonrasında bir ciltçiye çırak olarak girdi.

1813 senesine kadar devam ettiği bu işte ciltlenmek üzere getirilen kitapları okuyarak bilgisini genişletmeye başladı. Bu sayede gençliğinde birçok kitap okudu. Özellikle fizik kitaplarını büyük bir heves ve arzuyla okuyordu.

Bu dönemde eski şişeler ve hurda parçalardan yaptığı basit bir elektrostatik üreteçten faydalanarak deneyler yapmaya başladı. Sonrasında yine kendi yaptığı zayıf bir Volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçekleştirdi.

AMPERİ TANIMLADI

Deneysel olarak, bir maddeden geçen belli miktarda elektrik akımının, o maddenin bileşenlerinde belli miktarda bir çözülüme yol açtığını gösterdi. Bu sonuç ilk elektrik sayaçlarının üretimine imkan sağladı. Faraday'ın bir başka önemli katkısı da “amper” denilen akım biriminin kesin tanımını vermiş olmasıdır.

Londra'da bulunan Kraliyet Enstütüsü'nde bir müşterinin sağladığı biletle 1812 senesinde ünlü kimyacı Sir Humphrey Davy tarafından halka açık verilen kimya konferanslarına katılma şansı buldu. Konferanslarda tuttuğu notları ciltleyerek iş isteyen bir mektupla birlikte Davy'ye gönderdi

1813 senesinde Davy'nin desteğiyle Kraliyet Enstitüsü'nde laboratuvar asistanlığı işi buldu. Bu dönemde Michael Faraday evlendi. 1813-1815 seneleri arasında Fransa, İtalya ve İsviçre gezisinde Sir Humphrey Davy, Michael Faraday'ı yanına asistan sekreter olarak aldı.

Bu gezide birçok ünlü bilim adamıyla tanışma fırsatı bulan Faraday, 1820 senesinde Davy'nin yardımcılık vazifesinden ayrıldı. Büyük bir hızla ün kazanan Faraday, 1823 senesinde Kraliyet Bilim Akademisi üyeliğine seçildi. 1825 senesinde laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 1833 senesinde enstitüye ders verme mecburdi. Yaşamının tümünü enstitünün çalışmalarına adadı.

19. yüzyılın başlarına gelinceye dek elektriğe gizemli bir olay gözüyle bakılıyordu. Elektrik Benjamin Franklin için bir tür akışkandı. Kimine göre ise, elektrik pozitif ve negatif olmak üzere iki değişik akışkandı. İlk defa Faraday elektriği bir “kuvvet” olarak niteledi.

1820 senelerinde fen alimleri çalışmalarına daha ziyade elektriğe ait konularda ağırlık vermişlerdi. Bunlardan en önemlileri Volta'nın elektrik pili ve Danimarkalı bilim adamı Hans Christian Örsted'in elektrik akımından üretilen manyetik mıknatıslı güç kaynağıydı.

MAGNETİK ALAN ÇALIŞMALARI

Örsted telden geçen elektrik akımının tel çevresinde bir magnetik alan oluşturduğunu bulmuştu. Fransız fizikci Andre Marie Ampere de tel çevresinde oluşan magnetik kuvvetin dairesel olduğunu gerçekte de tel çevresinde bir magnetik silindir oluştuğunu göstermişti. Bu durumda soyutlanmış bir magnetik kutup elde edilebilir ve akım taşıyan bir telin yakınına konulursa telin çevresinde sürekli olarak bir dönme hareketi yapması gerekecekti. Bu olayın tersinin de geçerli olduğunu, magnetik alanın da elektrik akımı üretebileceğini düşünen Faraday bu konuda deneyler yaptı.

1831 senesinde bir bobinin yakınında hareket ettirilen güçlü bir mıknatısın elektrik akımı oluşturduğunu gösterdi. Bu sayede büyük miktarda elektrik akımı üretmenin yolu açılmış oldu. Faraday bir mıknatıs çevresinde tersine karşılıklı dönebilen bir kablo sistemi geliştirdi. Böylece ilk defa elektrik enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülmüş oldu. Bu keşif, elektrik motorlarının esası kabul edildi.

Sonraki 10 sene içinde Faraday kimya alanındaki çalışmalarını artırdı. Taşkömürü katranında benzen ve bütileni keşfetti. Böylece ilk paslanmaz çeliği imal etti. Kloru ve diğer bazı gazları sıvılaştırdı. Mikroskop gibi optik araçlar için yeni cam türleri keşfetti. Oyuk bir iletkenin (Faraday kafesi) elektrik etkilerini perdelediğini gösterdi. Manyetizma yoluyla elektrik enerjisi elde etme fikri kendisini devamlı zorluyordu. 1822 senesinde manyetizmayı elektriğe dönüştürme üzerine tezler yazdı. 1824 ve 1825 senesinde deneylerini tekrar ettiyse de başarılı olamadı.

Faraday manyetik etkiyle ilgili deneyleri gerçekleştirip sonuçlarını bilim dünyasına sunarken elektriğin farklı biçimlerde ortaya çıkan türlerinin niteliği konusunda kuşkular belirmişti. Elektrikli yılan balığının ve öteki elektrikli balıkların saldığı elektrik, bir elektrostatik üretecin verdiği elektrik, bir pilden ya da elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akışkanları birbirinin aynı mıydı? Yoksa bunlar farklı yasalara uyan farklı akışkanlar mıydı? Faraday araştırmalarını derinleştirince iki önemli buluş gerçekleştirdi.

Elektriksel kuvvet; kimyasal molekülleri, o güne değin sanıldığı gibi uzaktan etkileyerek ayrıştırmıyordu. Moleküllerin ayrışması iletken bir sıvı ortamdan akım geçmesiyle ortaya çıkıyordu. Bu akım bir pilin kutuplarından gelsede, ya da örneğin havaya boşalıyor olsa da böyleydi. İkinci olarak ayrışan madde miktarı çözeltiden geçen elektrik miktarına dorudan bağımlıydı. Bu bulgular Faraday ‘ı yeni bir elektrokimya kuramı oluşturmaya yöneltti. Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.

SÖR UNVANINI KABUL ETMEDİ

Kraliçe Victoria bilime katkıları sebebiyle Faraday'a “sir-sör” unvanı vermek istedi fakat kendisi sade bir vatandaş olarak yaşamak istediği için bu unvanı kabul etmedi. Buluşlarından para kazanmayı hiç düşünmedi ve sanayicilerden gelen iş tekliflerini geri çevirdi. Faraday buluşlarının pratik sonuçlarıyla pek ilgilenmiyordu. Nitekim dönemin, başbakanı ona dinamonun ne işe yarayabileceğini sorduğunda, ''Bilmiyorum, ama hükümetinizin bir gün ondan vergi sağlayabileceğini söyleyebilirim'' demişti.

1839 senesinde elektriğe ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasına yol açar. Bu gerilmeler hızla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin art arda ve periyodik bir biçimde hızla oluşması bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken ismi verilir. Yalıtkanlar ise parçacıklarını yerlerinden koparmak için çok yüksek değerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.

30 sene boyunca bir yandan laboratuvarda deneylerini sürdürürken, bir yandan da deniz fenerlerinde kullanılacak lamba türleri konusunda İngiltere ve Galler Ulusal Deniz Fenerleri Yönetimi ''Trinity House''a danışmanlık yaptı. Elektroliz konusundaki deneyler sonunda kendi ismiyle anılan iki elektroliz yasasını ortaya koydu . Magnetik alanın ışık üzerinde etkisini inceledi ve Faraday etkisi denen olayı buldu.

KRALİÇE EV BAĞIŞLADI

8 sene boyunca aralıksız süren deneysel ve kuramsal çalışmaların ardından 1839 yılında sağlığı bozulan Faraday bunu izleyen altı yıl boyunca etkin faaliyet gösteremedi. Araştırmalarına ancak 1845 yılında yeniden başlayabildi. 1855 yılından sonra Faraday'ın zihinsel gücü azalmaya başladı. Kraliçe Victoria bilime büyük katkılarını göz önüne alarak Faraday'a Hampton Court'ta bir ev bağışladı.

Kendi çocuğu olmayan Faraday çocuklara çok düşkündü ve yeğenlerini laboratuvarına götürerek onlara deneylerini gösterirdi. Gençler için, Londra Kraliyet Enstitüsü'nde günümüzde de sürdürülen Noel derslerini Faraday başlatmıştır.

Michael Faraday 25 Ağustos 1867'de Londra Hampton Court'ta yaşamını yitirdi.

 

Haber Ara