Dolar

32,4985

Euro

34,9930

Altın

2.434,81

Bist

9.716,77

Mersin Barosu: 'İnsan hakları ihlallerinin bulunmadığı bir dünyada yaşamak istiyoruz'

Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Bilgehan Yaşa, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin imzalanmasının üzerinden 68 yıl geçmesine karşın, amaçlanan hak ve özgürlüklerin standartlarının yakalanamadığını belirterek, 'İnsan hakları ihlallerinin bulunmadığı bir dünyada yaşamak istiyoruz' dedi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-13 13:14:00

Mersin Barosu: 'İnsan hakları ihlallerinin bulunmadığı bir dünyada yaşamak istiyoruz'
Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Bilgehan Yaşa, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin imzalanmasının üzerinden 68 yıl geçmesine karşın, amaçlanan hak ve özgürlüklerin standartlarının yakalanamadığını belirterek, "İnsan hakları ihlallerinin bulunmadığı bir dünyada yaşamak istiyoruz" dedi.

Mersin Baro Başkanlığı, İstanbul Vodafone Arena Stadı ve Maçka Parkı'nda 10 Aralık 2016 tarihinde düzenlenen terör saldırısı nedeniyle ertelediği Dünya İnsan Hakları Günü açıklamasını bugün gerçekleştirdi. Mersin Adliye Sarayı Baro Başkanlığı'nda düzenlenen toplantıya Baro Başkanı Ali Er ile çok sayıda avukat katıldı. Baro Başkanı Er, 10 Aralık Cumartesi gününü, 'terörün kana buladığı, güvenlik güçlerinin ve vatandaşların en temel insan hakkı olan yaşama ve hayatta kalma hakkının elinden alındığı kara gün' olarak tanımladı.

İstanbul saldırısına kınama

Daha sonra İnsan Hakları Günü ile ilgili açıklama yapan Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. Bilgehan Yaşa, 10 Aralık 2016 tarihinde İstanbul Beşiktaş'ta terör örgütlerince güvenlik güçlerine bombalı saldırı düzenlendiğini ve saldırıda 36'sı polis, 8'i sivil olmak üzere 44 vatandaşın şehit olduğunu, 150'den fazla vatandaşın da yaralandığını söyledi. Yaşa, "En temel insan hakkı olan 'Yaşam Hakkı' ve 'Yaşama Özgürlüğüne' yapılmış bu alçakça saldırıyı kınıyor, şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı, yaralılara acil şifalar diliyor, adı ve kaynağı ne olursa olsun terörü bir kez daha lanetliyoruz" diye konuştu.

"Aradan geçen 68 yıla karşın, amaçlanan hak ve özgürlüklerin standartları yakalanamadı"

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin 10 Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildiğini anımsatan Yaşa, evrensel bildirgenin ilanından sonraki yıllarda, tüm dünyada insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik uluslararası mekanizmalar oluşturularak işletilmeye başlatıldığını ifade etti. Ancak, bildirgenin imzalanmasının üzerinden 68 yıl geçmesine karşın, amaçlanan hak ve özgürlüklerin standartlarının yakalanamadığını kaydeden Yaşa, "Bugün dünyada yaşayan 7 milyar insanın yaklaşık yarısı doktora ve ilaca, kendine ait bir konuta gereksinim duymaktadır. İnsanların en az dörtte biri temel eğitim olanaklarından yoksundur. Yaklaşık 2,5 milyar insan en temel hijyen koşullarından ve 1,1 milyar insan da temiz sudan yoksun yaşamaktadır. Ortadoğu Coğrafyasında yaşanan istikrarsızlıklarla beraber bölgede iç savaş ve çatışmalar artmış, 2011'de patlayan Suriye iç savaşıyla birlikte 3 milyon civarında Suriyeli ülkemize sığınmış ve insani, hukuki, tıbbi, ekonomik ve sosyolojik birçok sorun ortaya çıkmıştır" şeklinde konuştu.

"Türkiye'de de insan hakları açısından olumsuz bir tablo olduğunu üzülerek görmekteyiz"

Türkiye'de insan hakları açısından olumsuz bir tablo olduğunu dile getiren Av. Yaşa, Mersin Barosu olarak bundan üzüntü duyduklarını vurguladı. Türkiye'de en temel insan haklarının ihlal edildiğini öne süren Yaşa, "Bugün insanlarımızın en temel hakları olarak gördüğümüz yaşam hakları, ifade özgürlükleri, itiraz hakları, adil yargılanma hakları, savunma hakları, çevre hakları, sağlıklı olma hakları, eğitim hakları gibi en temel hakları ihlal edilmektedir. 15 Temmuz gecesi FETÖ/PDY terör örgütünce hain darbe girişimi ile Anayasal düzen hedef alınmış, sivil vatandaşlarımız katledilmiştir. Sonrasında ülkemizde olağanüstü hal ilan edilmiş, ülke çıkarılan olağanüstü hal KHK'leri ile yönetilmeye başlanmış, birçok temel hak ve özgürlük bu kapsamda kısıtlanmıştır. Olağanüstü dönemlerde olağanüstü tedbirlerin alınması gerektiği hususunda hiçbir kuşku yoktur. Ancak olağanüstü hal uygulamalarının ve kapsamda çıkartılan KHK'ların da amaç ve konu bakımından FETÖ/PDY terör örgütü ile sınırlı olması, muhalif kesimleri susturma yöntemi olarak kullanılmaması gerekmektedir. En kısa zamanda olağanüstü hal uygulamalarına son verilmeli, evrensel hukuk prensipleri, uluslararası sözleşmelerle ve Anayasamızla güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler korunmalıdır" ifadelerini kullandı.

"İnsan hakları ihlallerinin bulunmadığı bir dünyada yaşamak istiyoruz"

Bildirge ile her şeyden önce onurlu, özgür ve eşit bir yaşamın dile getirildiğinin altını çizen Yaşa, "Bildirgede ayrıca din, dil, cinsiyet, renk, siyasal düşünce yönünden her türlü ayrımcılığa karşı çıkılmıştır. Her türlü keyfi uygulamaya karşı adil bir şekilde yargılanma hakkı getirilmiştir. İnsanlara eğitim ve kültürel yaşama katılım hakları verilmiştir. Akıl ve vicdan sahibi insana, düşünce ve vicdan özgürlükleri tanınmıştır. İnsanlar onurlu bir şekilde, hak ettikleri gibi yaşasın diye çalışma ve sosyal güvenlik hakları tanınmış, iş seçme özgürlüğü getirilmiştir. Her türlü baskı ve sömürüye karşı toplanma ve örgütlenme hakları tanınmıştır. Ve denmiştir ki, hiçbir birey, hiçbir devlet ya da hiçbir topluluk bu hakları ortadan kaldıracak bir girişimde dahi bulunamazlar. Biz tüm insanların, insanlık onurunu koruyup eşit ve özgür yaşayabildiği, insan hakları ihlallerinin bulunmadığı bir dünyada yaşamak isteğiyle '10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü Baromuz adına kutluyoruz" dedi.

Haber Ara