Dolar

32,5499

Euro

34,8837

Altın

2.430,58

Bist

9.645,02

Mektuplardaki Türkler

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-10 14:50:32

Mektuplardaki Türkler

Bugünü anlamak için, Osmanlı'nın son dönemleri ve cumhuriyetin kuruluş aşamasındaki olayları anlatan, entrikaları yazan kitapları okumalı.

Sadece son istiklal harbinde değil, tarih boyunca hep yedi düvele karşı savaşmış olan Türkler'i de "tanımak-bilmek" lazım.

Tarih boyunca hedef tahtasında olmak Türkler'in kaderi mi?

Günümüzde cereyan eden siyasi ve tarihi gelişmelerden dolayı okumayı sevenlere daha da eskiye gidip, bir kitap tavsiye etmek isterim: "Türk Mektupları". Yazarı ise, OGLER GHISLEIN DE BUSBECQ.

Kitabın içeriği, O. Ghislein de Busbecq'in Osmanlı topraklarından ülkesine göndermiş olduğu mektuplardan oluşuyor. Avrupa'dan yola çıkışı ile başlayan macerasını okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

Geçmişte "nev'i şahsına münhasır" bir soy olan Türkler'i kim ve nasıl bu kadar değiştirdi? Eskiden nasıl bir milletmiş Türkler?..
Bu ve buna benzer soruların cevabını bahsettiğim küçük kitapçıkta bulabilirsiniz.

1500'lü yılların ortasında zamanın süper gücü Osmanlı'dan korkan ve bunalan Avrupa, toparlanmak ve nefes alabilmek için zaman kazanmaya çalışır... Kral Ferdinand, iyi ve tecrübeli bir diplomat olan O. Ghislein de Busbecq'i; Osmanlı'yı oyalayıp zaman kazanması için büyükelçi olarak tayin eder...

Şu an biz Avrupalı Türkler'in Türkiye'ye izine giderken kullandığımız yol güzergâhını yazar o günlerde at sırtında katetmiş... Tabii o zamanlar oralar Yeniçeriler'in kontrolünde olduğu için “komşi corba parası var mı be yav?” diye bekleyen polisler yokmuş...

O zamanki Türkler ve Osmanlı hakkında "unutturulan" bilgileri veren yazar, yazmış olduğu mektuplarında şaşkınlıklarını da kaydetmiş.

* * * * * * *

Büyükelçi, Buda'da (Budapeşte) bir paşanın misafiri olarak konaklıyor. Kendisine ikramda, saygıda kusur edilmiyor. Büyükelçi ikramı ve saygıyı gösteren askerlerin Osmanlı'nın özel askerî gücünü oluşturan Yeniçeriler olduğunu duyunca, mektubuna şu notu düşüyor: “Bunlar her gittikleri yeri cengaverlikleriyle titreten ünlü Yeniçeriler olduğu halde bana Yeniçeri oldukları söylenmemiş olsaydı, onları (hürmetkâr oluşlarından dolayı) bir Türk tarikat dervişi zannederdim.”

Yazar-Büyüklelçi, Türkler'in giyim kuşamının Avrupalılar'dan temiz ve düzenli olduğunu, her hafta hamama gidip yıkandıklarından da şaşkınlıkla bahsediyor. Malum, o zamanlar Avrupa'da yıkanma, temizlik kültürü çok farklı idi...

Büyükelçi kralına yazdığı mektuplarında; Türkler'in adalet, hak ve hukuk duygusuna vurgu yaparak şu tarihî notu da düşüyor: "Türkler hiç bir suçu cezasız bırakmaz".

 

Haber Ara