Dolar

32,3124

Euro

35,0594

Altın

2.279,50

Bist

8.970,46

'MBS normalleştirmeyi kabul edersem halkım beni öldürür dedi' iddiası

İsrail gazetesi Haaretz, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın, Riyad'ın BAE ve Bahreyn'dekine benzer bir adım atması ve ilişkilerini normalleştirmesi durumunda İran ve Suudi halkının onu öldüreceğinden korktuğunu geçmişte İsrailli İbranice kaynakların ortaya çıkardığını doğruladı.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-10-22 22:43:24

'MBS normalleştirmeyi kabul edersem halkım beni öldürür dedi' iddiası

Gazete, Muhammed bin Selman'ın İsrailli-Amerikalı milyarder Haim Saban ile yaptığı görüşmede bu konuyu ele aldığını iddia etti. ABD'deki Demokrat Parti'nin en büyük bağışçılardan biri olan Al-Sabban'ın, Florida'da aday Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris için geçtiğimiz gün düzenlenen bir internet ortamındaki seçim kampanyası sırasında bu toplantının içeriğinin bir kısmını ortaya çıkardığını da sözlerine ekledi.

İbranice "Yediot Aharonot" gazetesinin ise bir aydan biraz daha uzun bir süre önce söz konusu iddiayı Saban'dan alıntıladığı, dün de "Haaretz" tarafından duyurulan bilgiyle tutarlı olması dikkat çekti.

Haaretz'e göre Saban, Suudi veliaht prensin kendisine Bahreyn ve BAE'deki komşularına İsrail ile ilişkileri normalleştirmede katılamayacağını, çünkü bunu yapmanın "İran, Katar ve halkımın (Suudi halkının) elinde öldürülmesine" yol açacağını söylediğini belirtiyor.

İsrail gazetesi Haaretz, Saban ve Bin Salman'ı bir araya getiren toplantı veya olayın tarihini açıklamadı, ancak ilkinin geçtiğimiz Eylül ayında Beyaz Saray bahçesinde gerçekleşen İsrail, BAE ve Bahreyn arasındaki "İbrahim Anlaşması"nın imza töreninde yer alan birkaç Demokrat arasında yer aldığını belirtti. "Yediot Aharonot" ise, Saban'ın yaklaşık iki yıl önce Washington'daki Suudi büyükelçisinin doğum gününde Bin Salman ile görüştüğünü söyledi.

“Siyasi maliyet”

Orta Doğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından 2 Ekim'de yayınlanan bir rapor, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın İsrail ile tam diplomatik ilişkiler kurma konusunda isteksiz olduğunu, çünkü bu durumun ülke içinde büyük siyasi maliyetler doğurabileceğini belirtti.

Raporda, bunu yapmasını engelleyen ilk nedenin, babası Kral Salman'ın 2002'de Riyad tarafından başlatılan Arap Barış Girişimi'ne dayalı kapsamlı bir Arap-İsrail barışını sağlamaya kararlı olması olduğunu belirtti. İkinci neden, Suudi dini kurumlarında radikal köktendinci unsurların varlığı ve bu unsurların ülke içinde ağırlığı var. Suudi toplumu büyük ölçüde muhafazakâr olmaya devam ediyor.

Rapor, Suudi Arabistan'ın "küresel İslami liderliğine" şiddetle meydan okuyacak ve dünyanın en kutsal İslami camilerini yönetecek İran ve Türkiye'nin olduğu gibi, İsrail üzerinden bu unsurlara karşı bir mücadele vermenin şu anda arzu edilmeyebileceğini belirtiyor.

El-Kuds El Arabi

Haber Ara