Dolar

32,3495

Euro

35,1149

Altın

2.309,28

Bist

9.079,97

Mavi Marmara davası AİHM'e taşınıyor

Avukat Gülden Sönmez, mağdurların haklarını aramak için hükümete dava açmaya hazırlandığını aktardı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-01-23 12:14:44

Mavi Marmara davası AİHM'e taşınıyor

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Davanın avukatlarından ve aynı zamanda 30 Mayıs 2010'da yola çıkan Mavi Marmara Gemisi'nin yolcularından biri olan Gülden Sönmez, muhabir Candan Yıldız'a konuştu.

İşte Sönmez'in açıklamalarından bir bölüm:

ANLAŞMAYI ELEŞTİRDİ: GEMİDE 37 DEVLETİN VATANDAŞI VARDI...

Anlaşmanın ilk 3 maddesi ne ile ilgili? Hayatını kaybedenlerin ailelerine verilecek 20 milyon dolarla ilgili. Tazminat kelimesini bilerek kullanmıyorum, çünkü 20 milyon dolar bağışla ilgili. Bahşiş, sus payı gibi. Ki daha verilmedi ailelere. Tamam 800'e yakın mağdur var, çünkü anlaşma bütün filo gemileriyle ilgili. Sadece Mavi Marmara değil. 37 devletin vatandaşı var. Türkiye olarak bir anlaşma yapıyorsun ama bir İngilizin, bir Fransızın, bir İspanyolun davasını nasıl düşürebiliyorsun? Bu anlaşmayla Türkiye, bu sorumluluğu da üstüne almış oluyor ve ‘‘Bana karşı dava açın parasını ben ödeyeyim'' diyor.

"TÜRKİYE'YE DAVA AÇACAĞIZ"

Yani Türkiye'ye dava açma hakkınız mı oluşmuş oluyor İsrail-Türkiye anlaşmasıyla?

Evet ve açacağız da. TBMM bunu kabul ettiyse, Türkiye hükümeti de bunu böyle yapalım diyorsa, insanlar mağduriyetlerini hak arama yollarını o zaman buna göre yürütecek. Mağdurların tamamına yakını da bu davayı açacak. Türkiye siyasi olarak kabul etmiş oluyor ama biz İsrail'in de sorumluluğunun kalktığını kabul etmiyoruz hukuka aykırı olduğu için.

Hükümetin arkasında durduğu bir olaydı Mavi Marmara. Bugün hükümetin mağdurlar ile karşı karşıya gelmesini nasıl açıklıyorsunuz?

Bu İsrail'in bir başarısı. İsrail çok ciddi diplomatik çaba yürüttü bu davaya karşı. (Eski Başbakan Ahmet) Davutoğlu Dışişleri Bakanı iken, Brüksel'de müsteşar Feridun Sinirlioğlu'nun katıldığı gizli bir toplantı sızdı basına. ABD himayesinde Türkiye- İsrail buluşturulma toplantısıydı. İsrail hedeflerini sabırla sürdürdü. Ama bileşenlerinin hiç ayrılmadığı çetin bir şeye çattı İsrail. Solcusu, İslamcısı, Yahudisi, Hristiyanı hep birlikte mücadeleyi sürdürdü. Hukuk alanında bütün meşru mücadelemize bütün dünya hak verdi.
İsrail buna karşı yoğun bir politika yürüttü. Şantajlar, suikast girişimleri yapıldı. Bize dönük karalama iftira kampanyaları yapıldı. Mesela tehdit edildik. Dava açılırsa İHH yöneticilerinin El Kaide'yi destekten içeriye alınacağına dair sahte dosyalar çıktı ortaya. En sonunda İsrail para teklif etti. Bir milyar dolara hatta 'açık çek'e kadar çıktı bu teklifler. İsrail bize 5 milyar, 10 milyar dolar vermeye hazırdı.

İsrail ilk teklifi yaptığında dosya soruşturma aşamasındaydı dava bile açılmamıştı. Kamuoyu ile bu durumu paylaştık. Bu teklifi 'İsrail'den ahlaksız teklif' diye duyurduk ve reddettik. Ama Türkiye, 20 milyon doların pazarlığını yaptı. Şehit ailelerinin rızasını almadan garabet bir sonuca geldi. 20 milyon dolar aldı Türkiye, mağdurlara en az 1 milyar dolar öder. Buna da itirazım var. İsrail'in işlediği suçtan dolayı benim vergimle bu paranın ödenmesine karşıyım. Ama başka hukuk yolu yok. Madem Türkiye 'böyle çözelim' dedi, o zaman bedelini ödeyecek.

TÜRKİYE NEYİN ÖNÜNÜ AÇTI?

İnsani Yardım Vakfı (İHH) yöneticilerinden biriyim. İsrail, İHH'yı terör listesine aldı. Bu karar, İsrail'e dünyanın herhangi bir yerinde İHH'lılara yönelik operasyon yetkisini de tanıyor. Guantanamo gibi bir kara delik oluştu. Gelip beni buradan da alabilirler. Türkiye buna meydan verdi. İsrail'de 800 kişi için böyle bir karar var. Türkiye bu kararın kaldırılmasını bile bu anlaşmaya dahil etmedi. Konuşmadı, terörist bir organizasyon değildi demedi. Tam tersine terörist organizasyonmuş, biz hata yapmışız gibi gitti affetti. Her yerde riske açtı. Sadece beni değil, gemide olan herkesi, İHH'lıları… Bana sorarsanız ablukaya karşı olan herkesi. ABD'nin 11 Eylül sonrası ‘önleyici müdahale doktrini' uygulayacağını beyan etti İsrail Türkiye'ye.

"Ablukayı kırmaya kim gelirse müdahale ederim" dedi. Ve bunu İsrail San Remo belgesi ile hukuka oturttu. Türkiye, bu anlaşmayı onaylamakla Gazze ablukasına ya da başka bir yerdeki ablukaya, belki yarın Kıbrıs'la ilgili bir problemle ilgili böyle bir yetki tanıdı.

"AİHM'E TAŞIYACAĞIZ"

Anlaşma AYM'ye götürülemez. İstinaf mahkemeleri (ara mahkeme) yolu açık. Ne yapacaksınız bundan sonraki süreçte?

İnsanlar kararın tebliğinden sonra itirazlarını yapacaklar. Tamamına yakını bu itirazı yapacak görünüyor. İstinaf mahkemesinin kararı ret yönünde olursa AYM'ye başvuracağız. AYM de ret kararı verirse AİHM'e taşıyacağız. Burada muhatabımız Türkiye olacak.

 

Haber Ara