Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Maliye Bakanı Ağbal: (1)

'15 Temmuz gecesi bu ülkede yaşananlar adeta Çanakkale ruhunun tekrar dirilişidir'- '16 Nisan vesayet odaklarına, demokrasi karşıtı güçlere, Türkiye düşmanlarına karşı ders vereceğimiz bir gündür. 16 Nisan, 2002'de başladığımız uluslararası alanda sözü dinlenen Türkiye fotoğrafını inşallah daha da ileriye taşıyacağımız bir gün olacaktır'- 'Artık her söylenene başını eğip 'emredersiniz' diy

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-18 16:00:39

Maliye Bakanı Ağbal: (1)
Maliye Bakanı Naci Ağbal, 15 Temmuz gecesi bu ülkede yaşananların adeta Çanakkale ruhunun tekrar dirilişi olduğunu söyledi.

Ağbal, bir düğün salonunda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Çanakkale Savaşı'nın 102. yıl dönümünün milletçe idrak edildiği önemli bir gün olduğunu belirtti.

Çanakkale Savaşı sırasında vatan için canını feda eden şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Ağbal, Çanakkale Savaşı'nın Türk tarihi açısından son derece önemli, hayati bir savaş ve mücadele olduğunu ifade etti.

Ağbal, Türkiye'nin bugün de Çanakkale Savaşı'ndaki batı zihniyetiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, "Millet Çanakkale Savaşı'nda öyle bir kahramanlık destanı yazdı ki bütün dünya, bu milletin ne kadar alicenap bir millet olduğunu bir defa daha gördü. Çanakkale'nin geçilemeyeceğini, bu milletin bağımsızlığının elinden alınamayacağını ve her şeyden önemlisi bu milletin gerçekten Rabbimin sevdiği, takdir ettiği bir millet olduğunu bir defa daha gördü." diye konuştu.

Çanakkale'yi unutmayacaklarını, unutturmayacaklarını ve her zaman içlerinde yaşatacaklarını dile getiren Ağbal, "15 Temmuz gecesi bu ülkede yaşananlar adeta Çanakkale ruhunun tekrar dirilişidir." dedi.

Ağbal, AK Parti'nin Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmeye çalıştığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Bu ülkede 14 yıldır, milletin iradesinin tek söz sahibi olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Türkiye'yi bir hukuk devletine dönüştürüyoruz. Bütün vesayet odaklarını ortadan kaldırıyoruz ve ekonomide çok olağanüstü başarılar elde ediyoruz. Bütün bunları yan yana koyduğunuz zaman, 16 Nisan'da önümüze konulan anayasa değişikliğine 'evet' mi diyeceğiz, 'hayır' mı diyeceğiz? Bütün mesele burada düğümleniyor. Bütün bu gelişmeleri, tarihsel hadiseleri Türkiye'nin gittiği istikameti hatırlayarak zihnimizde değerlendirmeliyiz. Bunları tekrar zihnimizde yoğurmadan tek başına anayasa değişikliğinin maddelerine bakmanın yeterli olmadığını düşünüyorum."

Bakan Ağbal, 16 Nisan'ın, 2002 yılında başlayan değişim ve dönüşümün yepyeni bir merhaleye taşınacağı gün olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"16 Nisan vesayet odaklarına, demokrasi karşıtı güçlere, Türkiye düşmanlarına karşı ders vereceğimiz bir gündür. 16 Nisan, Türkiye'nin 2002 yılında başlattığı kalkınma ve büyüme hamlesine yepyeni bir ivme kazandıracağı gün olacaktır. 16 Nisan, 2002'de başladığımız uluslararası alanda sözü dinlenen Türkiye fotoğrafını inşallah daha da ileriye taşıyacağımız bir gün olacaktır."

- "16 Nisan birlik, beraberlik ve kardeşlik gösterme günüdür"

Bu noktada herkese büyük sorumluluk düştüğünü dile getiren Ağbal, "Çocuklarımız, gençlerimiz ve torunlarımız yani Türkiye'nin geleceği için bu kuşağın, yani sizlerin ve bizlerin bu tarihsel sorumluluğun bilinci içerisinde hareket etmemiz gerekiyor. 16 Nisan'da anayasada yapılacak bu değişikliğe 'evet' demekle ben inanıyorum ki ileriki kuşaklar bizleri hatırlayacak, bu demokrasi mücadelesinde Türkiye olarak, millet olarak gösterdiğimiz cesareti takdirle anacaktır. 16 Nisan birlik, beraberlik ve kardeşlik gösterme günüdür." değerlendirmesinde bulundu.

Ağbal, referandumun bir parti meselesi olmadığına işaret ederek şunları kaydetti:

"Partiler, genel seçimde yarışırlar. Bütün partilerin amacı iktidara gelmektir ve kendi programları, vizyonları üzerinden vatandaşa çağrıda bulunur ve oy isterler ama bu referandumda biz herhangi bir partiye oy vermiyoruz. Herhangi bir partiyi de iktidara getirmiyoruz. Onun için burada herhangi bir parti refleksiyle hareket etmemize gerek yok. Bütün yaşananları yan yana koyduğumuz zaman şunu gösteriyor, ister AK Parti'ye, ister MHP'ye, ister Saadet Partisine, ister Büyük Birlik Partisine, isterse CHP'ye gönül vermiş olsun, bu ülkenin sağduyusunu temsil eden bütün vatandaşlarımız bakımından son 14 yıl, kazanımların olduğu bir dönem olmuştur."

Son 14 yılın Türkiye'nin güçlendiği bir dönem olduğunu belirten Ağbal, "Onun için ben Bayburt'tan bu referandum sürecinde hemşehrilerimin birlik ve beraberlik içerisinde bu meseleye yaklaşmalarını, Bayburt'u, Türkiye'yi güçlendirecek bu değişikliğe büyük bir destek vermelerini yürekten bekliyorum ve buna da inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın Bayburt'a olan muhabbetini birinci elden bilen bir insanım. Bu sıradan bir söz değildir, 'Bayburt Türkiye'dir.' Sayın Cumhurbaşkanımız eğer 'Bayburt Türkiye'dir' diyorsa, Bayburt kendisine yakışanı yapacak ve inşallah 16 Nisan'da büyük bir çoğunlukla, rekorla referandumda 'evet' diyecek." ifadelerini kulandı.

Ağbal, referandumun Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına ve gelişmesine vesile olmasını temenni etti.

- "Bu korkan Avrupa'nın yüzüdür"

Referandum sürecinde Avrupa'da yaşananları herkesin yakından takip ettiğini anımsatan Ağbal, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını söyledi.

Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eskiden Avrupa'dakiler Türkiye'ye bakar, biraz acırlardı, müstehzi müstehzi ekonomimizle dalga geçerlerdi, çok çok da nasihat verirlerdi. Bir paramız vardı hatırlıyor musunuz? 6 sıfırlı paralarımız vardı. Milyonlar, milyarlar, katrilyonlar vardı. Avrupalılar bu rakamları anlamazlardı. 'Nasıl oluyor da 1 milyon liralık banknot var?' Bir ara onların televizyon kanallarında komedi, yarışma programlarına bile konu olmuştu. Dolayısıyla onların görmek istedikleri, görmeye alıştıkları ve görmekten de büyük bir haz aldıkları Türkiye fotoğrafı böyle bir Türkiye'ydi. Açıkçası yıllarca da bize öğretilen Türkiye buydu. Sürekli batıya hayranlıkla bakan, batıda olanlara imrenen, kendisine güveni olmayan bir Türkiye. Çocukluğumuzda bize böyle öğrettiler. 'Herşeyin iyisi batıda olur, herşeyin kötüsü Türkiye'de olur. Türkiye geri kalmış ülke' denilirdi."

Son 14 yılda yaşanan gelişmelerden sonra Avrupa'nın Türkiye'ye bakışının değiştiğine dikkati çeken Ağbal, "Artık her söylenene başını eğip 'emredersiniz' diyen bir Türkiye yok. Tam tersine 'ey batı, ey Avrupa siz şunları şunları yapacaksınız' diyen bir Türkiye var." dedi.

Ağbal, Türkiye'nin uluslararası siyasette söz sahibi olduğunu vurgulayarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 'dünya beşten büyüktür' sözü her yerde dikkatle takip ediliyorsa, bu milletin verdiği destekle, güçle sizler tarafından oluşturuldu. Onun için bugün Avrupa'nın referandum karşısındaki tavrına sakın şaşırmayın. Bu artık gizleyemedikleri yüzlerinin ortaya çıkarılmasından başka bir şey değildir. 16 Nisan'dan sonra eğer referandumda 'evet' oyu da çıkarsa Türkiye'nin önü çok daha açılacak." diye konuştu.

Avrupa'nın bunu gördüğünü dile getiren Ağbal, Türkiye'nin güçlendiğini, büyüdüğünü ve her bakımdan da artık söz sahibi olduğunu söyledi.

Ağbal, artık Türkiye'nin savunma alanında kendi gemisini, tankını, füzesini, uçağını yapan bir ülke haline geldiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bunu bir takım ülkeler 'ne güzel yapıyorsunuz' diye mi karşılıyor? Tam tersine savunma, güvenlik alanındaki milli projelerin her birisinden dolayı Türkiye'ye karşı hem kıskançlık besliyorlar hem de kendi güvenliğini kendi sağlayan bir Türkiye'den açıkçası korkuyorlar ve ürküyorlar. Onun için 16 Nisan'ı böyle görün. 16 Nisan'ı iki tane kural, iki tane madde olarak görmeyin. 16 Nisan, Türkiye'nin dünyada daha fazla sözünün dinleneceği bir dönemin başlangıcı olacak. Avrupalılar artık gizlemiyor, saklamıyor açıktan 'hayır' kampanyası yürütüyorlar. Gerek oradaki vatandaşlarımıza dönük açıktan 'hayır' kampanyası düzenliyorlar, gerekse Türkiye'de birtakım sivil toplum örgütlerini kullanarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Bugün PKK terör örgütü, FETÖ terör örgütünün bütün yandaşları Avrupa ülkelerinde salon salon dolaşıyorlar, 'hayır' kampanyası yürütüyorlar. Bugün Türkiye düşmanları, terör örgütlerinin yandaşları Avrupa parlamentolarında toplantılar düzenliyorlar. Oradaki birtakım komiteler kendilerince demokrasi görüntüsü adı altında bunlara ev sahipliği yapıyor. Onların oralarda daha fazla propaganda yapmasının önünü onlar açıyor ama iş Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanlarına, siyasetçilerine gelince binbir türlü bahaneler uyduruyorlar. Bu bizim kendimize olan inancımızı daha da pekiştirsin. Bu korkan Avrupa'nın yüzüdür ve 16 Nisan geldiğinde inşallah Türkiye öyle bir destan yazacak ki Avrupa da bundan kendi dersini alacak."

Bakan Ağbal, 16 Nisan'ın Türkiye için bereketli olmasını dileyerek, Bayburt'tan çok güçlü bir destek beklediğini sözlerine ekledi.

(Sürecek)

Haber Ara