Sabah saatlerinde kabine listesini Malezya Kralı Sultan Abdullah Şah'a onaylatmak üzere kraliyet sarayı Istana Negara'ya giden Başbakan Muhyiddin, Sultan Abdullah ile görüşmesinin ardından idari başkent Putrajaya'da Başbakanlık Ofisine geçti.
Muhyiddin, düzenlediği basın toplantısında, "Halkımıza en iyi hizmeti sağlayabilecek bir kabine oluşturmak istiyorum." dedi.
Önceki başbakanlardan farklı olarak ilk defa kabineye başbakan yardımcısı atamayıp geleneği değiştiren Muhyiddin, "Başbakan yardımcılığı yerine dört kıdemli bakan, görevimde bana yardım edecek ve ben ülkede olmadığım zamanlarda kabineyi toplama yetkisine sahip olacak." şeklinde konuştu.
Muhyiddin ayrıca iktidar koalisyonundan Birleşik Malay Milli Örgütü (UMNO) partisinde haklarında yolsuzluk soruşturması süren hiçbir ismin kabineye dahil edilmediğini vurguladı.
Uluslararası Ticaret ve Endüstri Bakanı olarak atanan Muhammed Azmin Ali, Savunma Bakanı İsmail Sabri Yakub, Çalışma Bakanı Fadillah Yusuf ve Eğitim Bakanı Mohd Radzi Mohd Jidin, Muhyiddin'in kabinesindeki kıdemli bakanlar olarak yer aldı.
Dışişleri Bakanlığına eski Başbakan Necip Rezak'ın Savunma Bakanı Hişamuddin Hüseyin getirilirken, Maliye Bakanlığına atanan Malezyalı CIMB Bank'ın Üst Yöneticisi Zafrul Aziz, meclis dışından bakanlığa atanan isim olarak dikkat çekti.
Yeni kabinede Malezya'nın Borneo Adası'ndaki Sabah ve Sarawak eyaletini temsil eden partilere de ağırlık veren Muhyiddin, önceki hükümetlerden farklı olarak başbakanlığa bağlı Sabah ve Sarawak'tan Sorumlu Bakanlık oluşturdu.
Kabinenin açıklanmasının ardından hükümet, 18 Mayıs'taki parlamento oturumunda yapılması planlanan güven oylamasına odaklanacak.
Güven oyu için gerekli meclis çoğunluğu bulundurup bulundurmadığı tartışılan Başbakan Muhyiddin'in, en az 112 milletvekilinin desteğini alması gerekecek. 5 partinin desteğini alan Başbakan Muhyiddin'i halihazırda 93 milletvekili desteklerken yeni başbakanın meclis oturumuna kadar çoğunluğu güvence altına alıp alamayacağı merak ediliyor.
Meclisteki 114 milletvekili ise eski Başbakan Mahathir Muhammed'in yeniden başbakanlığa atanmasını destekliyor.
- Malezya'daki siyasi kriz
Malezya'da 23 Şubat'ta muhalefet partileri UMNO ve Malezya İslam Partisi (PAS), dönemin başbakanı Mahathir'in partisi PPBM ile bir araya gelerek, mevcut iktidar koalisyonunu dağıtıp "Ulusal İttifak" adı altında yeni bir hükümet koalisyonu kurma girişiminde bulunmuştu.
Aynı gün Ulusal İttifak'ı destekleyen toplam 6 partiden liderler, Malezya Kralı Sultan Abdullah Şah ile iktidarın onaylanması için bir araya gelmişti.
Başbakan Mahathir'in, bazı yöneticileri yolsuzluk soruşturması geçiren UMNO ile çalışmayı kabul etmemesi üzerine planlanan yeni koalisyonun kurulması gecikmişti.
Ertesi gün Mahathir, partisi PPBM ve muhalefet tarafından isminin kullanıldığını öne sürmüş, Ulusal İttifak koalisyonunda yer almamak için başbakanlıktan istifa etmişti.
Mahathir'in istifasının ardından partisi PPBM de koalisyondan çekilmiş, daha sonra Enver İbrahim'in liderliğindeki Halkın Adaleti Partisinden (PKR) 11 milletvekilinin partiden istifa etmesiyle iktidardaki Umut İttifakı (PH) koalisyonu, meclis çoğunluğunu kaybederek çökmüştü.
Mahathir'in muhalefet partileriyle Ulusal İttifak'ta yer almaya yanaşmaması üzerine UMNO ve PAS, erken seçime gidilmesini savunmuştu.
Bu sırada Mahathir'i yeniden aday gösterme teklifinde bulunan PH partileri, Mahathir'in tarafsız ve partisiz hükümet kurmak istemesi üzerine Enver İbrahim'i başbakan adayı göstermişti.
Sonraki günlerde PPBM Genel Başkanı Muhyiddin'in Ulusal İttifak partileriyle çalışma sinyali vermesi üzerine UMNO, PAS, PPBM ve beraberindeki muhalif partiler, Muhyiddin'i başbakan adayı göstermişti. Bunun üzerine Enver, başbakan adaylığından çekilmiş ve PH partileri PKR, DAP ile Amanah, Mahathir'i tekrar başbakan olarak destekleme kararı almıştı.
Mahathir'in Muhyiddin'den daha fazla milletvekili desteği aldığı iddiasına rağmen Malezya Kralı Sultan Abdullah, 29 Şubat'ta Muhyiddin'i başbakan olarak atamıştı.
Alınan karara itiraz eden PH koalisyonu, parlamentonun bir an önce toplanıp Muhyiddin'in meclis çoğunluğunu güvenoyuyla göstermesi talebinde bulunmuştu.
