Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın katılımıyla "Küresel Tedarik Zincirlerinin Yeniden Yapılanması" başlıklı webinar düzenlendi.
Etkinliğin birinci oturumunda konuşan David Simchi Levi, şirketlerin son 10-15 yıl içerisinde çok başarılı bir şekilde farklı stratejiler, dış kaynaklar ve açık deniz (offshore) sistemleri kullandıklarını, bu sayede tedarik zinciri maliyetlerini düşürmeye çalıştıklarını ve bu maliyet düşüren stratejilerin, aynı zamanda tedarik zinciri riskini artırdığını söyledi.
Levi, yalın sisteme bakıldığında daha düşük envanterin, daha düşük stok anlamına geldiğini belirterek, "Ama bir bozulma, bir yıkım olduğunda tedarik zinciri talebi karşılamayabilir. Konsolidasyon, offshore ya da dışarıdan kaynak kullanma dediğimizde tedarik zinciri belirli bir alanda bir bölgede yoğunlaştığında, bu bölgede bir problem olduğunda tedarik zincirinde sorunlar yaşanabilir." ifadelerini kullandı.
Veri analizler, optimizasyon ve makine öğrenmedeki verilerin kullanılarak tedarik zincirindeki risklerin nereye saklanmış olduğunun belirlenebileceğine işaret eden Levi, yüksek riskli tedarikçilerin dünyanın birçok bölgesinde olduğunu ve sadece bir bölgede yoğunlaşmadığına dikkati çekti.
Levi, son 8 ayda, şirketlerin envanterlerini pandemiye yanıt verebilmek için yeniden konumlandırdıklarına işaret ederek, "Farklı materyaller ve malzemeler kullandılar mümkün olan yerlerde. Şirketler stratejik kaynak bulma ve satın alma süreçlerini değiştirdiler. Hızlı bir şekilde ihtiyaçların karşılanabilmesi için normalde onay süreleri aylar sürerken, günler içerisinde çözülmeye başlandı." değerlendirmesinde bulundu.
Verimlilik ve dayanaklılığın dengelenirken sadece bileşken maliyete bakılmaması gerektiğine işaret eden Levi, "Şirketler, stres testlerini uygulamalı. Riske maruz kalma modeli kullanılabilir. Tedarik zincirinde bir harita çıkarılmalı. Tedarik zincirinde belki de yeniden yapılandırmaya ihtiyaç duyulabilir. Tedarikçilerini çeşitlendirmeniz gerekebilir. Küresel veya bölgesel üretim söz konusu olduğunda yelpazeyi genişletmek gerekebilir." şeklinde konuştu.
- "Türkiye, otomasyonu rekabetçi bir avantaj olarak kullanabilir"
Levi, Çin'in hala önemli ve büyük bir pazar olduğunu belirterek, "Ama Çin dışında da çeşitleme yapılması gerekir. Bütün tedarikçileriniz Çin içinde veya Çin dışında ise bunu çeşitlendirmeniz gerekebilir. Tedarik zincirinin yeniden yapılandırması sene başında başladı. Pandemi hızlı bir şekilde bütün ekonomiyi etkilemeden önce. Bank of America'nın farklı sektörlerden 3 bin şirketin katıldığı bir anketine göre, Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşından dolayı 12 şirketten 10'u tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmaya başladı." açıklamasını yaptı.
Otomotiv sektöründe tedarik zincirinin yeniden yapılandırıldığını ve bu sayede daha önce görülen sorunlardan uzaklaşıldığını aktaran Levi, "Türkiye şu anda çok iyi bir konumda. Bu taleplere karşılık verebilir. Maliyetlerde rekabetçi avantajı olduğu için, ev o pazarlara da yakın olduğu için Türkiye'nin bir önemi var. Çin'deki bu sistem bozulduğu için Doğu Avrupa'daki ülkeler ve Türkiye bu Avrupa'daki ülkelerin ihtiyaçlarını rahat şekilde karşılayabilirler. Asya'da iş gücü maliyeti son 15 yıl içinde hızlı şekilde artmaya başladı. Bunu da dikkate almak lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Levi, küresel ekonomide ve küresel tedarik zincirinde önemli trendler ortaya çıktığına dikkati çekerek, "Gelişmekte olan ülkelerde iş gücü maliyeti artıyor. Çin ve ABD arasında ticaret savaşı söz konusu ve risklerde artış var. Otomasyon, önemli bir hale geldi. Türkiye, otomasyon açısından gerçekten avantajlı bir ülke ve otomasyonu rekabetçi bir avantaj olarak kullanabilir." dedi.
