Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

'Küresel Kültür Endüstrisi Soruşturması' raporu

UHİM Yönetim Kurulu Başkanı Küçük:- 'Bu raporla kültür-sanat alanında bir ihlal algısı olabileceği düşüncesini topluma vermek istedik'- UHİM Genel Sekreteri Başar:- 'Küreselleşmeye zemin hazırlayan fikri altyapının temsilcilerinin, birtakım araç ve yöntemleri kullanarak, bireysel ve toplumsal yaşamı kontrol etmeye çalıştığı da bugün artık genel kabul görmüş bir durumdur'

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-10-16 16:44:41

'Küresel Kültür Endüstrisi Soruşturması' raporu
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Küçük, "Küresel Kültür Endüstrisi Soruşturması" raporuna ilişkin, "Bu raporla kültür-sanat alanında bir ihlal algısı olabileceği düşüncesini topluma vermek istedik" dedi.

UHİM tarafından hazırlanan "Küresel Kültür Endüstrisi Soruşturması" raporunun detayları basın toplantısında açıklandı. Rapora katkı sunanların da katıldığı toplantı, Sultanahmet'teki Haveran Restoranda gerçekleştirildi.

UHİM Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Küçük, toplantıda yaptığı konuşmada, kültür-sanat alanının "yumuşak güç" olduğunu söyledi.

Zaman zaman kültür-sanata ilişkin eleştirilerin "çağdışı" olarak nitelendirildiğini anlatan Küçük, "Hollywood'a veya sinemaya ilişkin eleştiri yapamıyorsunuz. O açıdan buna dikkat çekmek istiyoruz. Buradaki iyileştirmeler sağlanabilirse kendi ürettiklerimiz de bunda önemli olacaktır." dedi.

Küçük, Hollywood filmlerinin yüzde 90'ında Hristiyanlık propagandası yapıldığını öne sürerek, "Mecid Mecidi bir film yaptı ve fazla izlenemedi. Çok ağır eleştiriler yapıldı. Bu, aynı doğrultuda yapılacak diğer yapımlara da engel olacak bir tavırdır. Mecid Mecidi'nin filmine karşı oluşan tepkinin zerresini bile Hollywood filmler için göremeyiz. Bunlar aslında bu alana ilişkin ciddi bir manipülasyon olduğu gerçeğini de ortaya koyuyor. Bu raporla, kültür-sanat alanında bir ihlal algısı olabileceği düşüncesini topluma vermek istedik." ifadelerini kullandı.

Raporun basın bildirisini okuyan UHİM Genel Sekreteri Veysel Başar da "Küreselleşme" mefhumunun 20. yüzyılın ortalarından bu yana dünya kamuoyunun en önemli gündem maddelerinden biri olarak kabul edildiğini dile getirdi.

Başar, başta internet ve medya sahası olmak üzere, son çeyrek yüzyılda yaşanan teknolojik gelişmelerin, küreselleşmenin etkilerini dünya coğrafyasının en ücra köşelerine kadar ulaştırdığı değerlendirmesinde bulundu.

Raporda, küreselleşmenin kültür-sanat alanındaki yansımalarına odaklanmaya çalıştıklarına işaret eden Başar, "Küreselleşme sosyolojik, felsefi, siyasi, ekonomik ve diğer bağlamlarda tartışıladursun, meselenin pratik yansımaları insan ve toplum hayatında belirgin biçimde görülür hale gelmektedir. Öte yandan, küreselleşmeye zemin hazırlayan fikri altyapının temsilcilerinin, birtakım araç ve yöntemleri kullanarak, bireysel ve toplumsal yaşamı kontrol etmeye çalıştığı da bugün artık genel kabul görmüş bir durumdur." diye konuştu.

Başar, küresel kültür endüstrisinin milli kültürler üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerinin masaya yatırıldığını vurgulayarak, bu alandaki sorun tespitleri ve çözüm önerileri üzerinde durulduğunu kaydetti.

- Amerika'nın binalarını alınca kültürünü de alıyorsunuz"

Kültür-sanat, akademi, medya, sivil toplum ve siyaset dünyasından pek çok ismin görüşlerine de başvurulduğunu aktaran Başar, şöyle konuştu:

"Katılımcıların görüşleri incelendiğinde, 'küresel kültür endüstrisi'nin, genellikle, bugün başta ABD olmak üzere Batı'nın politik çıkarları doğrultusunda hareket eden bir yapı olarak anlaşıldığı, Batı dünyasının, bu yapıyı oluşturan sinema, televizyon, popüler kültür, moda, turizm gibi araçlar, Oscar, Nobel gibi uluslararası festival ve ödüllerle toplumları tek tipleştirmeyi hedeflediği yönünde yaygın bir kabul olduğu görülecektir. Küresel kültür endüstrisinin milli kültürleri tahrip ettiği, toplumları bir arada tutan, onlara bir kimlik ve aidiyet kazandıran kültürel değerleri yok ettiği de katılımcılarımızın ortak kanaatleri arasındadır."

İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Kentel ise küreselleşme ve yerellikler arasındaki gerilimin Türkiye'ye özgü olmadığını ve tüm dünyada tartışıldığını ifade etti.

Kentel, küreselliği konuşurken kapitalizmin göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Para, sermaye, üretim, tüketim, güç yarışı, yerelliğin çok uğramadığı alanlar aslında. Yerellik sadece sanat eserlerinde, mimari yapılarda karşımıza çıkıyor da bu alanların parayla hiç ilişkisi yok mu acaba? 'Batıdan neyi alacağız?' sorusunu cevaplarken, 'Teknolojiyi alalım kültürü almayalım' demek yetmiyor. Teknolojiyi aldığımızda kültürü ayrı tuttuğumuzu söyleyemeyiz. Amerika'nın New York'unu alınca Hollywood'unu, binalarını alınca kültürünü de alıyorsunuz."

Yazar, şair, akademisyen, oyuncu, müzisyen, yönetmen, gazeteci gibi alanında uzman birçok kişinin katkı sağladığı "Küresel Kültür Endüstrisi Soruşturması" raporu ilk etapta 10 bin adet basıldı.

Yaklaşık 70 sayfadan oluşan kitapçık, sorunların çözümü noktasında ilgili kurum, kuruluş ve kişilere gönderilecek.

Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla hazırlanan çalışmaya, vatandaşların da ulaşması sağlanacak.

Haber Ara