Dolar

32,4746

Euro

34,9495

Altın

2.435,74

Bist

9.716,77

Kudüs'te nöbet tutan son Osmanlı: Iğdırlı Hasan Onbaşı

Son zamanlarda Kudüs'te yaşanan olaylar dünya gündeminin ilk sırasına oturdu. Tüm bunlar yaşanırken Osmanlı'nın Kudüs'ten çekildiği sırada Mescid-i Aksa'yı koruması için nöbetçi bırakılan Onbaşı Hasan'ın hikayesi akıllara geldi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-12-09 23:46:24

Kudüs'te nöbet tutan son Osmanlı: Iğdırlı Hasan Onbaşı

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs kararından sonra Tüm arap dünyası ve Müslümanlar tarafından tepkiyle karşılandı. Türkiye'de de "Kudüs kırmızı çizgimizdir" sloganlarıyla bu karara tepki gösterildi.

Bu konunun Türkiye tarihimizi ilgilendiren bir tarafı da var. 9 Aralık 1917'de büyük devletin çöküşüyle veda etmek zorunda kaldığımız Kudüs, tam da bu olayın yıl dönümde yapılması tepkileri daha da artırdı. 

Bu olaylar yaşanırken, Osmanlı ordusunun Kudüs'ten çekildiği sırada (9 Aralık 1917) Mescid-i Aksa'yı koruması için nöbetçi bırakılan Iğdırlı Onbaşı Hasan'ın hikayesi akıllara geldi.

Merhum gazeteci İlhan Bardakçı, 45 yıl önce bir şahitlikle bunu şöyle aktarmıştı:

"Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim. Türkiye'den bazı siyasiler ve iş adamları İsrail'e resmi ziyarette bulunuyorlardı. Biz de gelişmeleri izlemek için oradaydık. Ziyaretin dördüncü günü bize tarihi ve turistik yerleri gezdirmeye başladılar, kafile olarak Mescid-i Aksa'ya vardık. Heyecanlanmıştım asırlık merdivenlerden yukarı çıkarken. Avlunun kenarında biri dikkatimi çekti.

Merak edip kim olduğunu sorar yanındaki Dışişleri yetkilisine.

"Bilmem" diye cevap verir Daire Başkanı, "Bir meczub işte. Ben bildim bileli burada durur. Kimseye bir şey sormaz. Kimseye bakmaz, kimseyi görmez."

İlhan Bey, yanına gidip "Selâmünaleyküm baba" der.

Uzun boylu ihtiyarın gözleri aralanır, "Aleykümselâm oğul" diye cevap verir.

***

İlhan Bardakçı, hürmetle ellerini öptüğü o ihtiyarın hikâyesini anlatmadan önce bilinmesi gerekenleri şöyle ifade eder:

"O canım devlet çökerken, biz Kudüs"ü 401 yıl 3 ay 6 günlük bir hâkimiyetten sonra bırakırız. Günlerden 9 Aralık 1917 Pazar günüdür. Tutmaya imkân yok. Ordu bozulmuş, çekiliyor, Devlet, zevalin kapısında. İngiliz girinceye kadar geçen zaman içinde yağmalanmasın diye oraya bir ardçı bölük bırakırız. Âdet odur ki; kenti zabteden gâlip, âsâyiş görevi yapan yenik ordu askerlerine esir muamelesi yapmaz."

Kudüs"te bırakılan ardçı bölüğün bir askeridir o.

Bir isteği vardır.

Komutanına selâm gönderir.

"Ben, o gün buraya bırakılmış 20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makinalı Tüfek Takım Komutanı Onbaşı Hasan"ım...

Memlekete avdetinde yolun Tokat Sancağı"na düşerse... Git, burayı bana emânet eden kumandanım Kolağası (Önyüzbaşı) Musa Efendi"yi bul. Ellerinden benim için bus et (Öp). O"na de ki... O"na de ki, gönül komasın. O"na de ki, "11. Makinalı Takım Komutanı Iğdırlı Onbaşı Hasan, o günden bu yana, bıraktığın yerde nöbetinin başındadır. Tekmilim tamamdır kumandanım" dedi dersin..."

Haber Ara