Dolar

32,3291

Euro

35,0400

Altın

2.279,62

Bist

9.001,13

'Siber misyoner'... mRNA'daki Grafen maddesi

Abdurrahman Dilipak, uzmanlardan edindiği bilgiler ışığında kaleme aldığı yazısında şu an dünyada kullanılmakta olan aşılarda mevcut 'Aktif karbon, grafen' adlı iki madde hakkında çarpıcı notlar paylaştı. Dilipak'ın Aktif karbon, grafen' başlıklı yazısından ilgili bölüm

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-07-10 10:31:26

'Siber misyoner'... mRNA'daki Grafen maddesi

Önce “Aktif Karbon” nedir? Nam-ı diğer “Amorf Karbon”, karbon elementinin bir allotropudur. Allotrop aynı elementin uzayda farklı şekilde dizilimi sonucu farklı geometrik şeklindeki kristallerine denir. Aktif Karbon bu anlamda eriyiklerde renk ve koku yapan bileşikleri tutması ve yakalaması için, ısı ve rutubet etkisine maruz bırakılan, çok ince toz halinde, siyah renkli organik bir maddedir.

Grafen”, Grafitin tek katmanlı haline verilen isim. Karbon atomlarının altıgen düzende bir araya gelmesi ile oluşuyor. Bu durumda ise “karbon atomu”nun bal peteği örgülü yapılarından bir tanesine verilen isimdir. Grafen, grafitin tek katmanlı haline verilen isim. Grafit, sonucu oluşan maddeye deniyor. Grafen 3 boyutlu, altıgen şeklindeki karbon dizilimine sahip 1 atom yüksekliğinde bir madde. 1 Gram grafeni 1000m2'lik bir alana yayabilirsiniz. Bu yapı Atomik tablodaki element sıralamasındaki en ilginç elementlerden biridir. Karbonun grafit ve elmas gibi gündelik hayattan çok iyi bilinen allotroplarının yanında mRNA türü aşılarda kullanılan “Nanotüp” ve “Fulleren” gibi yeni sentezlenen formları da mevcuttur.

Grafen elektriği en iyi ileten maddedir, çevredeki manyetik alandan etkilenir. Şeffaf, güçlü ve esnek, süper dayanıklılığa sahip (Çelikten 100-300 kat daha sağlam) bir yapıya sahiptir. Nano ölçekli Mini elektronik parçacıkların üretilmesinde kullanılır. Canlılarda nöronlara bağlanabilen biyonik cihazlar üretilebiliyor, korozyon, ısınma ve iletim sorunlarına da çözümler getiriliyor.

Fulleren Farmasötik alanında geliştirici ile test ve tanı kitleri için reaktifler, süper ilaçlar, kozmetikler, 5G gibi, mikrodalga ile etkileşime girebilen, DNA'lar üzerinde etki kapasitesine sahip Nükleer Manyetik Rezonans alanlarında etkin şekilde kullanılabilen, bu anlamda anti-HIV ilaçları, anti-kanser ilaçları gibi Farmakoloji, Tıp ve gıda alanlarında kullanım imkanları bulunan bir üründür. Güneş pili, yakıt hücresi gibi daha birçok alanda kullanılabilmektedir. “Karbon nanotüp”ler “protein reseptörleri” veya “DNA ile etkileşime girerek çok az miktardaki kimyasal madde”lerin tespitedilmesinde kullanılabileceğine ilişkin raporlar vardır.. Bu raporlarda belirtildiğine göre “Reseptörün kimyasal molekül ile etkileşime girmesi sonucu nanotüpe iletilen akım sayesinde molekülün kimliği tespit edilebilir.Fulleren bu anlamda Grafit ve Elmas ile birlikte, benzersiz özelliklere sahip mRNA'dır. Mesela Grafit denen madde de, kâğıt üzerinde siyah iz bırakan katı bir maddedir. Grafiti eğer yağa dönüştürürseniz makinaların çalışan parçaların sürtünme sonucu aşınmasını azaltır.

Grafen 2004'de sentezlenebildi. Grafen'in karbon atomlarının iki boyutlu baş peteği düzeninin keşfi ise Andre Geim ve Konstantin Novoselov'a 2010 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandırmıştı.

Bu malzemeden o kadar çok şey üretilebiliyor ki, say say bitmez. Çoğu ileri teknoloji ile üretilen nano ölçekli birçok şey, bir şekilde Grafen'le ilgilidir. Biyoaktif malzeme üretimi, hafıza malzemelerine kadar, canlı ve cansız alemle ilgili günlük hayatımızda kullandığımız birçok üründe bu organik bazlı madde var ve bu madde artık Türkiye'de de üretilebiliyor, henüz iç tüketime yetmese de. Ve dünyada buna giderek artan bir talep sözkonusu. Bu iki kelimeyi bundan sonra daha çok duyacaksınız.

Bu arada ben bağırsak flora'mın düzenlenmesi için, Dr. İsmail Arslan, Dr. Özgür Kabal, N. Kosifoğlu'nun tavsiyesi ile hem Prebiotik, hem de Probiotik ve Aktif karbon kullandım. Nano ölçekli ve elektromanyetik etkileşimli maddelerin her türlü kullanımında dikkatli olmak gerek bu arada. E-Water ve mRNA da buna dahil. mRNA'da Grafen olduğu kesin. Dahası bazı aşı olanlarda mıknatıs etkisi Grafen olduğunun kanıtıdır. Ve Grafen manyetik olarak 5G ve benzeri RF etkisi ile manipüle edilebilmektedir. Bakın, Great reset'in TransHumanizm sonrası Siborg ve Kimeralar ile ilgili ölümsüzlük senaryoları için en kritik madde bu Grafen.

Bunun bugün için en önemli ürünü mRNA!? Ortada Bill'in adamları ile Bilim yoluyla kitlesel bir cinayet işleniyor bugün tüm dünyada! İspanyol araştırmacılar, Pfizer aşısını bir elektron mikroskobu altına koydular ve %99 grafen oksit içerdiğini ve neredeyse başka hiçbir şey olmadığını buldular. Grafen oksit, vücuda farklı yollardan girdiğinde trombojeniteye neden olan güçlü bir toksindir. Bu madde Trombojenite (uyumsuzluk sorunu) , kanla temas eden bir materyalin trombüs veya pıhtı oluşturma eğilimini ifade eder.Vücutta pıhtılaştırıcı etkiler meydana getirir. Grafen oksit mitokondriyal hasara, post-inflamatuar sendroma, pulmoner fibrozise, ​​bozulmuş bağışıklık sistemine ve sitokin fırtınasına neden olur.

Mukozanın (sümüksü doku) iltihaplanmasına neden olur ve bunun sonucunda; Anosmi yani koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir. Grafen oksit, aerosollerde (Katı veya sıvı parçacık) veya partiküllerde daha güçlüdür. Öte yandan; Grafen oksit nanoparçacıkları ile CoVID ile ilgili burun içi aşılar (aerosollerde) geliştiriliyor. Bu nano parçacıklar kan-beyin bariyerini geçerek beyindeki sinapsların tepkisini etkileyebiliyor. Öte yandan; bu ürün maskeler ve hızlı PCR testleri hâlâ piyasada. Bu maddeyi içeren maskeler toksisite ve akciğer hastalığı nedeniyle “geri çekildiyse”, aşı yoluyla insan vücuduna enjekte edilen bu maddenin insan hayatındaki tahribatını kim, ne zaman, nasıl telafi edecek!? Ha! Unutmadan Astrazeneca'nın yöneticileri aynı zamanda 2013 yılında kurulan AB'nin ARGE girişimi Graphene Flagship'in üyeleridir. BioNTech ve Moderna aşıları mRNA'dır. (m) aslında siber bir misyonerdir!

Bu bilgilerin derlenmesinde katkısı bulunan Prof. Dr. Abdullah Çoban ve M. Karabulut'a ayrıca teşekkür ederim.

Haber Ara