Dolar

32,3707

Euro

34,9944

Altın

2.325,78

Bist

9.087,02

Köprüde ağır yaralanan 15 Temmuz gazisinin tedavisi sürüyor

15 Temmuz darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ağır yaralanan ve kaval kemiği yüzüne nakledilen Levent Deveci, 20'yi aşkın ameliyat geçirdi- 15 Temmuz gazisi Levent Deveci:- 'Geçen yıl bir ameliyat geçirdim, 21'inci veya 22'nci ameliyatım artık sayamıyorum. Bu ameliyattan 2 ay sonra da kalp krizi geçirdim üst üste üç gün. Tabii buna yol açan ağır narkoz ve beslenme bozukluğ

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-07-12 11:05:12

Köprüde ağır yaralanan 15 Temmuz gazisinin tedavisi sürüyor
ANDAÇ HONGUR - 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde ağır yaralanan, sağlığına kavuşmak için 20'yi aşkın ameliyat geçiren Levent Deveci'nin tedavi süreci devam ediyor.

Deveci, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, 15 Temmuz gecesi askerlerin köprüde olduğunu gördüğünde bunun bir darbe olduğunu anladığını, evine gidip eşi ve çocuklarıyla helalleştiğini, gözlerinden yaşlar boşanırken uyuyan kızının kulağına "Ben şehit olmaya gidiyorum, şehit olursam beni anlayacağını düşünüyorum." dediğini ve evinden çıkıp Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan'ın Kısıklı'daki konutunun önüne gittiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın evinin güvenli olduğunu gördükten sonra beraberinde 20 kişiyle köprüye gittiğini aktaran Deveci, şunları anlattı:

"Sabah 04.45'te hava aydınlanmıştı, ezan okunmuştu, selalar verilmişti. Sonradan, köprüyü işgal komutanı Ahmet Taştan olduğunu öğrendiğim kişiyle konuşuyordum, darbe yaptıklarını, sivil halkı öldürdüklerini, er geç teslim olacaklarını söylüyordum. O da 'Öldürün.' ifadesini kullandı ve ateş ettiler. O gece orada ateş etmeyen yoktu. Ben üçüncü gişenin Anadolu Yakası'ndaki bölümündeydim. Arkadan 'Allah' diye bir ses duyunca döndüğümde 2 kişinin vurulduğunu gördüm. Ben de onları görünce 'Allahu Ekber' dedim ve uçtum, her yer karardı. Başımda zonklama olduğundan başımdan vurulduğumu düşündüm. Sürekli Kelime-i Tevhid'i söylemeye çalışıyordum, söylediğimi zannediyordum. Dilim kopmuştu, tamamen olmasa da küçük bir parça tutuyordu dilimi. Başımda mermiyi aradım, koluma oluk gibi kan aktığını görünce yüzümden vurulduğumu zannettim, meğer ağzımdan vurulmuşum. Yerde kendime gelmeye çalıştım, bir kişiyi 2-3 metre çektim ama takatim kesildi. Tişörtümü tampon yapmak için yanağıma götürdüm ve yanağımdan içeriye girdi. Bir minibüsle götürüldüğüm Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ilk müdahale yapıldı ve göğsümün sol kısmı temizlendi. Yapılan işlem yazıldı ve ambulansla Göztepe'ye sevk edildim. Göztepe'de 5,5 saat kanın durmasını beklediler, durdurmaya çalıştılar, olmadı ve kendisi bitti. Tahlil yapacak kanı alamadılar benden. İlk ameliyatım 22 saat sürdü. Çıktığımda narkozlu haldeyken Ayet-el Kürsi okuyormuşum ve 'Cumhurbaşkanımız, devletimiz ne oldu?' diye tekrarlıyormuşum. Boğazımdan 10 santimetrelik bir parça alınmış, dilimi kesen o olmuş, diş protezi. Alabildikleri büyük mermi parçaları da alınmış."

Deveci, halen boğazında 200'ün üzerinde, yanağında 80 tane mermi ve kemik parçası bulunduğunu kaydederek, "Bir çoğunu hücreler kendi parçası kabul edip örmüş. Boğazımda biraz sıkıntı var. 15 saat süren bir ameliyatla kaval kemiğim yüzüme nakledildi ve bu sırada da bir ölüm tehlikesi atlatmışım. Geçen yıl bir ameliyat geçirdim, 21'inci veya 22'nci ameliyatım artık sayamıyorum. Bu ameliyattan 2 ay sonra da kalp krizi geçirdim üst üste üç gün. Geçen yıl ramazan ayının başlangıç günü üçüncü kalp krizini geçirdim. Tabii buna yol açan ağır narkoz ve beslenme bozukluğu. Çünkü hala heri şey yiyemiyorum, mesela et çiğneyemiyorum, eklemim yok. 9 diş kaybım ve damak kaybım var. Dişlerim yapıldı, ama damak yapılamadı plastik bir şey taktılar. Hamdolsun idare ediyoruz." diye konuştu.

Tedavisinin devam ettiğini belirten Deveci, "Kalp krizine bağlı olarak kan sulandırıcı ilaçlar kullanmak zorundayım. 2 damarıma stent takıldı. İlaçları 2 sene kullandıktan sonra doktorlar karar verecek ve ameliyatlar devam edecek. İkisi ağız içinde olmak üzere üç ameliyat yapılması gerekiyor." dedi.

- Hakkında dava açıldı

Levent Deveci, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü Davası'ndan 33 kişinin beraat etmesinin "kanına dokunduğunu" ifade ederek, "Köprüde masum hiçbir asker yoktu. Ben saat 22.30'dan 04.45'e kadar köprüdeydim. Biz onların ne yaptığını, hangi kıyafetleri giydiğini, nasıl hareket ettiğini, nasıl konuşlandığını biliyoruz." diye konuştu.

"Darbeye teşebbüs" suçundan ceza alan bir sanığın avukatının şikayeti üzerine hakkında hakaret suçundan dava açıldığına da değinen Deveci, darbe girişimine ilişkin bir davada tanık ve müşteki olarak beyanda bulunmak için duruşmaya gittiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Müştekilere ait sigara odasına iki avukat geldi, bizden çakmak istedi. 'Ben çakmak kullanmıyorum, olsa da vermem size.' dedim. Ondan sonra bu kadın, orada bulunan ve başından yaralanmış bir gazimize yönelik olay çıkardı. Aslında amaç zaten olay çıkarmaktı. Onların arasında kısa süreli bir tartışma oldu. Bana dava açan avukat çok ağır ifadeler kullandı ve onu sakinleştiremiyorlardı. Ben gazi arkadaşımı içeriye aldım, ama o hala gelip saldırma cüretinde bulunuyordu. Bana dava açtı. Ben de bu olayı protesto etmek için turuncu elbiseyle davaya gittim. Tanıklarımız vardı, görüntüler kanıt olarak sunuldu. Olayın içerisinde tartışanların başkası olduğu belgelendi. Benim 6 tanığım da karşı tarafın ifadelerinin yalan olduğunu ortaya koydu. Ben, verdiğim ifadeden dolayı hedef seçildim. İfademi de 2 sene sonra verebildim, hastanelerde olduğum için. O lafları o ağızla söylemem mümkün değil, beni anlaması hiç mümkün değil. Zaten söylediklerim da anlaşılmıyor. Ben söylediklerimi biliyorum, 'Bunu yapmayın, bir bayansınız, bu sövmeler, hakaretler bir kadına yakışmıyor.' dedim. Bu şekilde konuştum, zaten kanama başlayınca konuşmadım. O davadan ben beraat ettim. Dosya şu anda istinaf mahkemesinde."

Deveci, 15 Temmuz gecesinden sonra hayatında değişimler olduğunu dile getirerek, sözlerini, "Benim 2 tane iş yerim gitti, maddi olanaklarım gitti. Ama ben bunu Allah rızası için yaptım. Ben kayıplarımı ne devletime ne de başkasına söyledim. 15 Temmuz Türkiye Cumhuriyeti Devleti için de yeni bir sayfaydı, tekrar gerçek bir devlet oluş var ve bu çok güzel bir şekilde devam ediyor. Bizde de yeni bir yaşantı başladı, 15 Temmuz'dan sonra sıfırdan başlayarak devam ediyor. Emekliyim, çoğu zamanımı evde çocuklarımla geçiriyorum, kitap okuyorum, Kur'an okuyorum." diye tamamladı.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara