Çoruh, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sakarya'daki miting sonrası Kılıçdaroğlu'yla konuşmak için platformun arkasına geçtiğini söyledi.
Parti otobüsüne bindiği sırada Kılıçdaroğlu'na seslendiğini belirten Çoruh, "Kendisine, 'Sayın Kılıçdaroğlu, size oy vermeyi düşünüyorum ama bir şartla size bir şey soracağım' dedim. O da 'buyurun' dedi. 'Bir Fatiha okuyabilir misiniz? Benim içimde şüphe var. Okursanız size oy vermeyi düşünüyorum' dedim. Tabii kendisi de Fatiha'yı okumaya başladı, iki yerde takıldı" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu'na duayı okurken takıldığı yerlerde yardım ettiğini öne süren Çoruh, şunları dile getirdi:
"Daha sonra tokalaştık, ayrıldım oradan. Fakat 2-3 gün sonra medyada gördüğüm kadarıyla bunu görünce de üzüldüm. Sayın Kılıçdaroğlu, sanki ben ona teşekkür etmişim, Fatiha'yı hiç takılmadan okuduğunu ima eder gibi bir açıklama yapmış. Her zamanki unutkanlığından dolayı mı bilmiyorum, bu olay Düzce'de değil, Sakarya'da olmuştu. Bu açıklamayı yaptıktan sonra olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermesinden dolayı biraz moralim bozuldu. Sayın Kılıçdaroğlu ile böyle bir diyaloğa girdim fakat dersini çalışmamış, sınıfı geçemedi. Denk geldiğim yerde yine soracağım. Fatiha ve başka sureler de sorabilirim. Sayın Kılıçdaroğlu'na buradan sesleniyorum, dersini iyi çalışsın."
- "Okusaydı oy vermeyi düşünebilirdim"
"Hiç okuyamaz" diye tahmin ettiğini ancak Kılıçdaroğlu'nun Fatiha'yı beklediğinden daha iyi okuduğunu vurgulayan Çoruh, "Takdir ettim yani. Herhalde lise yıllarından, din dersinden aklında kalanları okumuş. Güzel de okudu ama işte iki yerde takılması ve onun 'hiç takılmadan okudum' demesi, benim zoruma gitti. Okusaydı oy vermeyi düşünebilirdim ama maalesef" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazeteye verdiği demeçte konuyla ilgili şunları kaydetmişti:
"Düzce'deki başarılı mitingimizden sonra otomobile binmek için giderken kalabalık içinden birisi bana, 'Kılıçdaroğlu bir bekle' diyip bana doğru yaklaştı. 'Oyumu sana vereceğim vermesine ama içim rahat değil. Sen Fatiha'yı okuyabilir misin' dedi. Ben de 'tabii okurum' dedim ve Fatiha suresini okudum. O zaman 'şimdi içim rahat bir biçimde sana oy vereceğim' dedi. AKP, vatandaşta öyle bir algı yaratmış ki sanki biz Fatiha okumayı bilmiyormuşuz. Sanki kendileri dışında olan herkes dinsiz. Mütedeyyin olan insanlar AKP'nin din istismarını camilere, miting meydanlarına taşımasından alabildiğine rahatsızlar. Camiye siyaset sokulmaz. Orada ibadet yapılır. Birilerini kötülemek için camiye gidilir mi? İşte, AKP'nin bu uygulamaları karşısında o kesimler AKP'den kopuyor."
