Çeçen Kafkas Muhacirleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (KAFKASDER) üyeleri, Türkiye'deki Çeçen ve Kafkasların sorunlarıyla ilgili basın açıklaması yaptı. Fatih'te bulunan Kafkas derneğinde yapılan açıklamaya dernek üyeleriyle birlikte bazı Çeçen muhaciri yöneticileri katıldı. KAFKASDER adına ortak basın açıklaması yapan Ali Viskhadzhiev, Türk yetkililerinden Çeçenlerin sorunlarıyla daha fazla ilgilenilmesi için yardım istedi.
Ali Viskhadzhiev, “Çeçenistan'dan gelen muhacirlere ve mültecilere yardım etmek için yeni dernek açtık. Bazen bürokratik sorunlarla karşılaşıyoruz. Bunun için bir açıklama yapmak istedik. Bürokratik sorunlar derken Türkiye bizim Çeçen halkına ikinci vatan oldu. Zorluklar derken, Rus-Çeçen savaşı olduğu için orada bazen evraklar çıkartamıyoruz. Onun için problemler çıkıyor karşımıza” diye konuştu.
Türkiye'de yaşanan Çeçen suikastlarına değinen Ali Viskhadzhiev, “Son 6-7 yıl içerisinde Türkiye'de 9 Çeçen suikastı oldu. Rusya tarafından ajanlar gönderildiği için suikasta uğradı bizim buradaki temsilciler. Türk hükümeti bize yardımcı oluyor ama yine de bizim problemlerimize biraz daha dikkat etsin diye seslenmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Ali Viskhadzhiev, IŞİD ile ilgili sorulan bir soru üzerine, “Bizim dava 500 yıllık devam eden bir dava onlarla hiç ilgisi yok. Terörün milleti, dili, yok. Oraya herkes gidebilir ama bizim davanın bununla hiç alakası yok” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın tam metni
Basın açıklamasının tam metni ise aşağıdaki gibi:
“Mazlum Çeçen Halkının Türkiye'deki Muhacirleri Olarak Sesleniyoruz;
Çeçenistan yaklaşık 30 yıldır bir savaş coğrafyası oldu. Savaş sebebiyle çok insanımızı kaybettik. Çok acılar çektik. Binlerce şehit verdik. Çocuklarımız yetim, kadınlarımız dul kaldı. Bir halk muhacir oldu. Bize Ensar olan ise Türkiye oldu. Türk halkı bizim çocuklarımızı muhacirlerimizi bağrına bastı ve destek oldu. Bugün Türkiye'nin neresine hangi köşesine gitseniz bir Çeçen aile ile karşılaşırsınız. Bilinen birçok sebepler nedeniyle de maalesef ne Çeçenistan'a ne de başka ülkelere gidemiyoruz.
Savaşın acısı ve etkisi kolay geçmemekle beraber Türkiye'de, Türkiye sevgisi ve muhabbetiyle yetişen bir neslimiz oldu. Parçalanmış aileler burada birleşti. Sakat ve yaralılar burada tedavi oldular. Çocuklarımız burada okudu. Türkiye zora düştüğünde biz hep beraber ağladık. 15 Temmuz'da beraber çıktık tankların önüne. Bayramlarda beraber aştık ellerimizi duaya. Çeçen Müslümanlar olarak Türkiye Hükümeti'ne ve halkına olan minnet ve şükran duygumuzu kelimeler ifade etmeye yetmez.
Bilindiği üzere Rusya ve Kadirov yönetimi tarafından halen bazı şehit eşleri ve çocukları, bazı yaralı veya sakat kalmış olanlar dâhil birçok Çeçen geri istenmektedir. Bazıları tehditler almaktadır. Bazılarına da suikastçılar gönderildiği aşikâr olmuştur. Maalesef bazı Çeçenler de Türkiye'de suikasta uğramıştır. Hem bu riskler hem de evraksal ve bürokratik işlemlerde yaşanan bazı eksikler ve problemler nedeniyle hâlihazırda bazı Çeçenler ile ilgili zaman zaman sorunlar yaşanmaktadır.
Bilinmesini arzu ederiz ki; kendi ülkemize, vatanımıza can ve namus emniyeti ile ulaşacağımız güne kadar, bizler burada misafir olduğumuz sürece ve Türkiye'de kanun ve kurallar neyi gerektiriyorsa buna uygun bir şekilde hareket ediyoruz edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın mazlum ve mağdurlar için yürekten oluşturduğu “eman” içerisinde kendimizi güvende hissediyoruz ve bunun için şükranlarımızı sunuyoruz.
Tekrar mazlum Çeçen halkının yanında olan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Hükümetin tüm yetkililerine, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm halkımıza şükranlarımızı sunuyoruz.”
