- Toplum sekülerleştiriliyor, din ile hayat birbirinden ayrılıyor. İyi Müslüman bundan çok rahatsız olur, buna çok üzülür. Gafil Müslümanın umurunda bile değildir.
- İslamın ikinci temel şartı olan namaz yitiriliyor, namaz kılanların sayısı yüzde onun altına düşmüş, namaz dinin direğidir, namaz giderse Ümmet yıkılır. İyi Müslüman buna çok üzülür, Gafil Müslümanın umurunda bile değildir.
- Oruç tutanların sayısında azalma var. Son Ramazanda ülkenin her yerinde, gündüzleri açıkça yenilip içildi. İyi Müslüman buna üzülür, gafil Müslümanın umurunda mı?
- Azgınlığın her türlüsü... Şehvetler galeyanda. İyiler buna üzülür, gafillerin umurunda bile değildir.
- İslamın beş temel şartından biri olan zekât, Kur'ana Sünnete Şeriata fıkha uygun şekilde hak eden gerçek şahıslara doğru dürüst ödenmiyor. İyi Müslümanlar buna çok üzülür, kahırlanır, kötülerin umurunda değildir.
- İslam hanımları ve kızları Allahın ve Resulullahın emirlerine, yasaklarına, tavsiyelerine uymuyor, bu konuda büyük kötülükler isyanlar ihmaller hafife almalar görülüyor. İyi Müslüman üzülüyor, kötü Müslüman üzülmüyor.
- Allahın yasaklamış olduğu riba yaygın hale gelmiş, her yere bulaşmış. İyi Müslümanlar (kaç kişi kaldılarsa) bundan dolayı çok üzülüyor, kötü Müslümanlar, umursamazlıktan geçtim, riba peşinde koşuyor.
- Ümmet birliği, iman kardeşliği yıkılmış, Müslümanlar birbirinden kopuk bin parçaya ayrılmış, dehşetli bir anarşi ve kaos var. İyi Müslüman üzülüyor, kötü Müslüman üzülmüyor.
- Dinin içi boşaltılıyor. İslam bir ism ve resm haline dönüştürülüyor...
- Tasavvufun ve tarikatların içi boşatılıyor...
- Fütüvvet teşkilatı ve ahlakı yıkılmış; iç ticaret çalışma hayatı dejenere olmuş...
- Müslümanların çocuklarını okutup yetiştirecek gerçek İslam mektepleri ve medreseleri yok...
- Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılmıyor...
- İsraf, aşırı tüketim, lüks yaygın halde...
- Sabah namazlarında camiler boş...
- İmam-Hatip mekteplerinde namaz mecburî değil...
- Dini içinden yıkmak için reformcular bin dolap çeviriyor. Dinde yenilikçiler... Dinde değişimciler... Sünnet düşmanları... Tarihsellik mezhebi... Light ve ılımlı İslam...
- Allah gerçek bir Janus'tur diyen zındığın peşinden gidenler... Bu adam hakkında sempozyumlar...
- Camileri erkeklerle doldurma vazifesinin terk edilip, namazı evlerinde kılmaları yeğ olan kadınların camilere çağrılması...
- Ailenin yıkılması...
- Suç patlaması...
- Hapishanelerin tıklım tıklım dolu olması.
- Ceza Kanunundan zina suçunun çıkartılması...
- Toplumda her türlü holiganlığın yaygın hale gelmesi. Futbol holiganlığı, tarikat, cemaat holiganlığı...
25.Mü'minlerin bir kısmının birbirlerini sevmemesi, birbirleriyle çekişmesi faciası...
- Tarikatlar üzerindeki yasaklar yüzünden bir sürü sahte şeyhin zuhur etmiş olması. (Gerçek şeyhlerin ellerinden öperim.)
- 1928'den önce vefat etmiş büyük dedesinin Türkçe mezar kitabesini okumaktan aciz kara cahillerin çoğalması...
- Öğrenilmesi, öğretilmesi, bilinmesi kadın ve erkek her Müslümana farz olan ilmihal konusunda halk ve gençlik kütlelerinin cahil kalması...
- Cuma ezanı okunduktan sonra Müslümanların dükkânlarını, iş yerlerini, atölyelerini, bürolarını kapatmamaları...
- Yazılı medenî kültürün gerilemesi, onun yerini bedevî şifahî kültürün alması...
- Müslüman yığınların biatsiz ve irtibatsız kalması...
- Cuma namazı kıldıran, hutbe okuyan hocaların beratsız olması.
- Din konusunda halka gerekli, etkili nasihatlerin yapılmaması. (Resulullah Efendimiz din nedir sorusuna “Din Nasihattir” buyurmuşlardır.)
- Müslümanların yeterli miktarının girişimci olmaması, herkesin devlet memuru olmak istemesi.
- Kadınlara fıtrata, dine aykırı pozitif ayrıcalıklar tanınması, ülkenin kadınlaştırılmak istenmesi.
- Cami imamlıklarının ücret karşılığında namaz kıldırma memurluğu seviyesine düşürülmesi.
- Dönme medyasının müstehcen yayınlarına karşı Müslümanların tepki göstermemesi.
- Dine Ümmete vatana devlete, halka hizmet edecek yeterli sayıda vasıflı, uzman Müslümanlar yetiştirilmemesi, bunlardan oluşan kadrolar kurulmaması.
***
İyi Müslümanlar marufu isterler, maruf için çalışırlar.
Onlar münker şeyleri istemezler, sevmezler, engellemek için (en düzgün, en uygun, en âdil şekilde yasal sınırlar içinde) çalışırlar.
İyi Müslümanlar iyi şeyleri severler, kötü şeylere buğz ederler.
İyi Müslümanlar tepkili insanlardır. Meşru sınırlar içinde haklı ve hayırlı tepki gösterirler.
Bana ne, ben yapmıyorum ya, beni ilgilendirmez demezler.
İyi Müslümanlar vatanın büyük bir gemi olduğunu, gemi batarsa kendilerinin de denize gark olup perişan olacaklarını bilir.
İyi, uyanık, şuurlu Müslümanlar, emr-i maruf ve nehy-i münker yapmayan bir toplumun üzerine azab, sille, tokat ineceğini çok iyi bilirler.
İyi Müslüman marufu seven ve isteyen, münkeri istemeyen, ondan dolayı üzülen kimsedir.
Bazı yazılarımın birtakım Tatlısu Müslümanlarını rahatsız ettiğini biliyorum. Bunları kaleme almak fakirin vazifesidir. Birilerini rahatsız etmemek için bunlardan vaz geçip maydanoz yazılar yazamam.
Esasa ve usule ait önemli hatalarım varsa ve bunlar bendenize gerekçeli olarak bildirilirse, hatalarımı düzeltirim. Hattâ yazılarıma son bile verebilirim. Söylemeye hacet yok, gerekçelerin Kur'ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, Ehli Sünnete, İslam hikmetine uygun olması gerekir. Heva ve re'ye dayanan nefsanî gerekçelerin bir kıymeti yoktur.
***
Bir grup Müslüman bir şehre veya ülkeye gittikleri zaman ilk soruları şu olmamalıdır:
-Burada ne yiyeceğiz?.. Damak zevklerimizi nasıl tatmin edeceğiz? Buranın hangi yemekleri ve tatlıları meşhurdur?
Sorulması araştırılması gereken hayırlı sorular şunlardır:
-Burada hangi hayırlı âlimleri, bilgeleri ziyaret edebiliriz?
-Hangi müzeleri gezebiliriz?
-(Varsa) hangi camilere gidebiliriz?
-Hangi çok faydalı, çok hayırlı sohbetleri dinleyebiliriz?
-Az da olsa, hangi muhtaç fakirlere yardım edebiliriz?
-Hangi sanatlı turistik eşya ve objeler alabiliriz.
-Burada ne gibi ibretli ve faydalı şeyler görebiliriz?
