Dolar

32,5727

Euro

34,8610

Altın

2.432,67

Bist

9.715,60

'İstikrar ortamının kıymetini bilmeliyiz'

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 7 Haziran seçimleri önce seçmene istikrarın kıymetini bilelim çağrısında bulundu.

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-01 12:47:38

'İstikrar ortamının kıymetini bilmeliyiz'

Babacan, TGRT Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Ekonomik kriz beklentilerine ilişkin bir soru üzerine Babacan, Türkiye ekonomisinin dışa açık bir ekonomi olduğunu belirtti. Babacan, dışarıda yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisine yapacağı hasarın minimumda tutulmasının önemine işaret etti.

Babacan, Gezi olayları ve 17-25 Aralık operasyonları gibi olayların Türkiye ile ilgili soru işaretlerini artırdığına dikkati çekerek, "Ancak bir ülkede istikrar zeminine herkes güveniyorsa, aynı ülkede doğru ekonomi politikaları uygulanıyorsa, o ülkede kolay kolay bir kriz tablosu göremezsiniz. Onun için Türkiye'de siyasi istikrar zemini bu dönem içerisinde sapasağlam güçlü oldu" diye konuştu.

Son iki yıldır yaşanan dalgalanmalara rağmen Türkiye içerisinde doğru politikayı gözlerini kırpmadan uyguladıklarını dile getiren Babacan, 2002'den bu yana Türkiye'nin her türlü ekonomik göstergelerinin olumlu seyir gösterdiğini bildirdi.

Babacan, ekonomik göstergelerin içerisinde en fazla dikkat edilmesi gereken hususun cari açık olduğunun altını çizerek, cari açığın, dışarıdan sermaye veya finansman girişi ile kapatılması gerektiğini söyledi.

"İstikrar ortamının kıymetini bilmeliyiz"

İstikrar olmayınca ekonominin çarklarının dönmeyeceğini dile getiren Babacan, "Siyasi istikrardaki en ufak bir şüphe ekonomide bizi darboğaza sokabilir" dedi.

Babacan, Türkiye için seçimlerde güven ortamını güçlendiren bir tablo gerektiğini ifade ederek, "İnsanın serveti, geliri varken, onun kıymeti bilinmiyor ama bunları kaybedince 'vah, tüh' diyor ama iş işten geçiyor. İstikrar da böyle.

Biz Türkiye olarak içerisinde bulunduğumuz istikrar ortamının kıymetini bilmeliyiz. Allah korusun, bu bir sarsıldığı zaman bunun güçlendirilmesi yıllar alır. Biz 'aman' diyoruz. Aman istikrarın, güvenin kıymetini bilelim.

Önümüzdeki 7 Haziran seçimlerinde inşallah Türkiye'deki istikrarı ve güveni güçlendiren bir tabloyu göreceğiz" diye konuştu.

Babacan, Türkiye'de son 1 yılda KOBİ kredilerinin yüzde 25 arttığını belirterek, "Biz diyoruz ki 'Kaynağımızı yatırıma, üretime, ihracata ayıralım.'

Eğer kazanmadan, üretmeden, borçla refahımızı yükseltiyorsak, bu suni bir refah artışı olur, aynı Yunanistan gibi gün gelir onun hesabı görülür. Yunan Dışişleri Bakanlığının bir yetkilisi bana 'Benim maaşımın yüzde 60'ı kesildi' dedi" ifadesini kullandı.

"Türkiye ekonomisi bu yıl hedeflenen büyüme rakamlarına ulaşılabilecek mi?" sorusuna Babacan, "Şu an itibariyle baktığımızda yüzde 4 hedefi iddialı, biraz zor ama hala gerçekçi bir hedef. İlk çeyrek beklediğimizden bir miktar daha zayıf gelecek ama daha sonraki çeyreklerde biz bunu hızlı bir şekilde telafi edileceğine inanıyoruz.

Seçimden sonraki yumuşama atmosferi, geleceğe doğru güvenle bakışın özellikle yılın ikinci yarısında büyüme konusunda çok daha farklı bir tabloyu göstereceğine inanıyoruz. Dolayısıyla yüzde 4 hedefimizde biz oynamış değiliz.

Piyasa beklentilerinde belki bunun çeyrek, yarım puan altında rakam görülebilir ancak bu bizim yüzde 4'lük tahminimizi bozacak bir tablo bir değil" cevabını verdi.

Kur hareketlerinin ekonomi üzerindeki etkisinin eskisi kadar fazla olmadığını vurgulayan Babacan, "Yine de ölçülü gitmemiz gerekiyor. Özellikle reel sektörün ve bankaların dış borcunun milli gelire oran olarak önümüzdeki dönemde çok da artmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Muhalefet partileri iktidar olmanın sorumluluğuyla bunları konuşmuyorlar"

Babacan, "ekonomide çok fazla ihtiyatlı davranılıyor" eleştirilerine yönelik, "Dünya ekonomisinin hem sisin yoğun, yağışın, yolun dar ve virajlı olduğu bir dönemden geçtiğini düşünelim. Eğer birileri çıkıp da 'daha hızlı gidelim' diyorsa, işi bilen tecrübeli bir kaptanın bunu yapması mümkün değildir" dedi.

Muhalefet partilerinin seçim vaatlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, şunları kaydetti:

"Muhalefet partileri iktidar olmanın sorumluluğuyla bunları konuşmuyorlar. Ana muhalefet partisi genel başkanı 'Ben yüzde 35 hedefliyorum' diyor. Yüzde 35'le iktidar olunmaz ki bu ülkede, Meclis aritmetiğini tutturamazsın.

Hem yüzde 35 hedefleyip iktidar olmayacağım diyor, hem de emekliye, işçiye şunu vereceğim diye açıklama yapıyor. Bu tamamen bir göz boyama ve aldatma. Seçime giderken acaba 1-2 puan daha bir yerlerden tırtıklayabilir miyim bunun sonucudur. İktidar olamayacağım, muhalefet olacağım ama işçiye şunu, emekliye bunu vereceğim, bunun hiçbir güvenilirliği yok, inandırıcılığı yok."

Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun emeklilere yönelik seçim vaadini noterden onaylattığının hatırlatılması üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kendisi belki bürokratlıktan gelmiş olabilir ama ben esnaf bir ailenin çocuğuyum Çıkrıkçıklar Yokuşundan yetişmeyim. Anadolu'da şu atasözleri vardır; 'Söz senettir, doğru söz yemin istemez' denir.

Eğer birileri böyle bir senet peşindeyse, gidip noterden... Söylediklerine yemin ediyorsa zaten orada bir problem vardır. Söze güven olacak. Eğer söz yetmiyorsa bir de bunu senete, notere bağlamak gerekiyorsa demek ki kimse güvenmiyor, inanmıyor ki buna ihtiyaç var.

Bunlar sağduyu vatandaşlarımızın inanacağı, güveneceği yaklaşımlar değil. Şu anda muhalefet partilerine oy verecek vatandaşlarımız gerçekten onları çok da beğenip destekledikleri, iktidar olacaklarına inandıkları için bu kadar destekledikleri kanaatinde değilim."

Haber Ara