Dolar

32,5532

Euro

34,8645

Altın

2.427,81

Bist

9.722,09

İstanbul Güvenlik Konferansı

Middle East Eye Medya Başeditörü David Hearts:- '(Körfez krizi) Eğer bu çatışma şimdi çözülmezse çok uzun süre devam edebilir. Dolayısıyla ABD'nin yapmaya çalıştığı şey şu oldu; sorunları yerel olarak çözmek. Kuveyt'in kendi başına taraflar üzerinde baskı uygulama imkanı yoktu'-'DEAŞ'a karşı savaş, kritik bir noktaya geliyor. Göreceksiniz ki uluslararası iş birliğine daha çok ihtiyaç duyulac

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-02 16:09:04

İstanbul Güvenlik Konferansı
Middle East Eye Medya Başeditörü David Hearts, Körfez'de yaşanan çatışmanın şu an çözülmediği takdirde çok uzun süre devam edebileceğini belirterek, ABD'nin bu süreçte sorunları yerel olarak çözmeye çalıştığını söyledi.

Hearts, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Milli Savunma ve Güvenlik Enstitüsü ve Nişantaşı Üniversitesi tarafından "Yeni Güvenlik Ekosistemi ve Çok Taraflı Bedeli" başlığıyla düzenlenen İstanbul Güvenlik Konferansı kapsamında gerçekleştirilen "Türkiye-Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu Özel Oturumu"nda, "Körfez Krizinin Avrupa'ya Etkisi" başlıklı konuşma yaptı.

Ablukanın beş aydır devam ettiği körfezde insanların sinirlerinin iyice gerildiğini belirten Hearts, bunun, içinden çıkılmaz bir durum olduğunu fakat Washington'dan bakıldığında ise durumun bambaşka bir açıdan görüldüğünü söyledi.

Bu kriz ilk çıktığında Washington'da insanların "Suudi Arabistan Katar'dan ne istiyor?" sorusunu sormaya başladığını aktaran Hearts, "Çünkü bu birinci günden açıklığa kavuşmamıştı. ABD'nin diplomatik baskısı ve inisiyatifleri sürdü. Rex W. Tillerson bütün bölge liderlerine ne istediklerini sordu. Bir süre geçtikten sonra 13 talep sıralandı. Bu 13 talep sıralandıktan sonra ABD ne yaptı diye soracak olursanız, ABD talepleri kırmaya çalıştı. Tillerson bölgeye yaptığı ilk ziyarette altı ilke geliştirdi. Bu altı ilke, genellikle talepleri azaltmaya yönelikti." diye konuştu.

- "ABD bu çatışmanın sona ermesini istiyor"

Tillerson'un, Körfez ülkelerinin taleplerinin Katar'ın egemenliği ihlal ettiği itirazında bulunduğunu anlatan Hearts, sözlerine şöyle devam etti:

"Tillerson'un hazırladığı ilkeler doğrultusunda amaçlanan, terör finansmanının durdurulması, egemenliklere saygı göstermek, medyanın olumsuz etkisini azaltmak, çatışmanın artmasını ilerlemesini ortadan kaldırmak. Tillerson, bölgeye geçtiğinde ABD, Katar arasındaki mutabakat muhtırasını imzaladı. Bu mutabakat muhtırası zaten gizli ama Tillerson'ın bu mutabakat muhtırasını imzalaması çok önemli. Çünkü bu muhtıra ile diyaloğu değiştirdi. Terör finansmanından uzaklaşılıp daha çok Katar'ın dış politikası ile ilgili noktaya geldi. Yani terör finansmanını masadan kaldırdığınız zaman tümüyle çok daha kaldıraç etkisi yapma imkanınız oluyor. Bu bağlamda ABD bu çatışmanın sona ermesini istiyor."

Tillerson'ın, bölgede iken aynı zamanda bir yol haritası da çıkardığını ve bu yol haritasını üç temel kırmızı çizgi ile çizdiğini anlatan Hearts, bu çizgilerin tamamen Amerika'nın Ortadoğu'daki çıkarlarını korumaya yönelik olduğunu söyledi.

Hearts, Tillerson'un, üç temel kırmızı çizgisini şöyle aktardı:

"Birincisi; kriz, ABD'nin bu bölge ile ilgili politikalarını etkilememeliydi. Yani Suriye, Irak, Afganistan gibi bölgeleri etkilememeliydi. ABD'nin çizdiği ikinci bir çizgi ise ABD'nin ticari girişimleri bu abluka tarafından etkilenmemeliydi. Üçüncüsü; Katar daha fazla İran'a yaklaşmamalıydı. Netice olarak bütün bunlar diplomatik birer gelişme olarak yaşandı. ABD buna paralel olarak krizi çözmek için Kuveyt'ten yararlanmaya karar verdi ve diplomatik girişimlere bakacak olursanız muhtemelen bunları iki yola ayırmak mümkündür. Anayol şu; Kuveyt'in arabuluculuğu. Çünkü buradaki coğrafya belli, değişecek bir şey olmayacak. Liderler belli."

- "Çözülmezse çok uzun süre devam edebilir"

Hearts, ABD'nin Katar krizinin çözümünde Kuveyt'ten de destek aldığını hatırlatarak, "Eğer bu çatışma şimdi çözülmezse çok uzun süre devam edebilir. Dolayısıyla ABD'nin yapmaya çalıştığı şey şu oldu; sorunları yerel olarak çözmek. Kuveyt'in kendi başına taraflar üzerinde baskı uygulama imkanı yoktu. Fakat Suudi Arabistan bir geçiş sürecinde olduğu için test edilmemiş bir lider var. ABD-Suudi stratejik işbirliği ittifakı 80 senedir devam ediyor. ABD'de şu anda öyle bir durum var ki ABD-Suudi ilişkileri çok hassas." değerlendirmesinde bulundu.

ABD'nin bu süreçte neler yapabileceğine de değinen Hearts, "Şurası net ki çatışmaya taraf olanlardan biri diyaloğa hiç ilgi duymuyor. Gerçekten önemli bir iki şey var. ABD, iki taraflı oynar. Birleşik Arap Emirlikleri ile bölgeye net bir mesaj verdi. Bazı spekülasyonlar oldu. Çok taraflı bir icra Katar ile yapılabilir dendi. Ama böyle bir icra söz konusu olmadı. Bunlar bizim duyduğumuz göstergelerden bazılarıydı. Bir diğer öge daha var, Körfez İşbirliği Konseyi (GCC), burada işler bir mekanizma göstermedi." dedi.

- "ABD daha çok teknik iş birliği için çaba sarf edecek GCC içinde"

Washington'a bakıldığında teknik iş birliği için daha çok zorladıklarının görüldüğünü anlatan Hearts, "ABD'nin terörle mücadele finansman iş birliği iki taraflı gerçekleşti. Çok taraflı gerçekleşmedi. Şunu çıkarabiliriz buradan, ABD daha çok teknik iş birliği için çaba sarf edecek GCC içinde. Tarafların görüşmesini temin etmeye çalışacak ki diyalog devam etsin." diye konuştu.

Hearts, "DAEŞ'e karşı savaş, kritik bir noktaya geliyor. Göreceksiniz ki uluslararası iş birliğine daha çok ihtiyaç duyulacak. Bir katkı sağlayanlar konferansı yapılacak. Irak'taki yerinden, yurdundan olmuş insanlara yardımcı olmak için finansman toplanmaya çalışılacak. Iraklılar ve Suriyeliler için emek verilecek. Burada GCC bir araya gelecek." dedi.



Haber Ara