İstanbul tarihçisi ve araştırmacı Süleyman Faruk Göncüoğlu, gül lokumundan tarihi kervansaraylara, tramvaydan bağ evlerine kadar Üsküdar'ın kaybolan tarihi değerlerini anlattı. "1900'lerde Üsküdar ve Boğaziçi" adlı makalesinde dönemin kaybolan değerlerini araştıran Göncüoğlu, kişisel arşivinde bulunan fotoğrafları Anadolu Ajansı ile paylaştı. İstanbul Üniversitesi Gözlemevi inşa ediliyor (1933-36. Beyazıt) Göncüoğlu'nun kaleme aldığı ve önümüzdeki günlerde de kitap olarak yayımlanacak makale, bir zamanlar İstanbul'un en gözde ticaret ve ulaşım ağı olma özelliğini taşıyan Üsküdar Meydanı'nın yıllar içinde geçirdiği değişimi konu ediniyor. Süleyman Faruk Göncüoğlu, "Hafızalardan silinmiş değerleri ve Boğaziçi medeniyetini yeniden hatırlamak için bu makaleyi kaleme aldım. Hafızamızı yeniden canlandırmak için 1900 ile 1960 arasında yaşanan değişimi ortaya koymak için fotoğraf arşivimi de kullandım" dedi. Şişhane 1900 öncesi büyük bir mezarlıktı. O mezarlıktan Kasımpaşa'ya bakış. (Beyoğlu - İstanbul) Gülmez Biraderlerin yakaladığı bu karede buhar makineli bir gemi Rumeli Hisarı manzarasını süslüyor. Tahminen 1890lı yılların sonları. sküdar'ın otogar mantığının uygulandığı ilk yer olduğuna dikkati çeken Göncüoğlu, "Bugün Yeni Valide Camisi'nin yanındaki otobüs firmalarına ait bürolar 500-600 yıllık bir geleneğin devamıdır.Çünkü buralar bir dönem kervan ticaretiyle uğraşanların dükkanlarının olduğu yerdir" bilgisini verdi. Süleyman Faruk Göncüoğlu, Anadolu'dan gelen bütün ulaşım yollarının başlangıç ve bitiş noktası olduğu için "Atı alan Üsküdar'ı geçti" sözünün kullanıldığını belirtti. Göncüoğlu, Üsküdar sahilde bir dönem çok sayıda han bulunduğunu ifade ederek, bugün bilinen anlamda bir meydanı olmayan Üsküdar'ın sahil şeridinde çok sayıda han olduğunu anlattı. Üsküdar'ın hanlarının bugün hatırlanmadığını dile getiren Göncüoğlu, "Üsküdar ticaretin merkezi olmaktan uzaklaştıkça bu hanlar da kaybolmuştur" ifadelerini kullandı. Tarihçi Göncüoğlu, birkaçı günümüze kalan ayakta kalabilen bağ evlerinin de ilçenin kaybolan değerlerinden olduğunu dil getirdi. 1930'lu yılların sonları... Unkapanı Köprüsü'nden Bozdoğan kemerine kadar olan Atatürk Bulvarı'nın ilk etabının açılma çalışmalarından bir kare. Kırkçeşme ve benzeri pek çok eser bu çalışmalar sırasında dümdüz edildi, molozlar Yenikapı'ya döküldü. Yol için ihtiyaç duyulandan daha geniş alanda yıkımlar yapıldı. Böylelikle kamu kurumları için ihtiyaç duyulan arsa stoğu elde edildi. 1960'lı yıllarda inşa edilecek olan İMÇ blokları arsası sağda görünüyor. Şeb Sefa Hatun Camii'nin sağ arkasındaki dikdörtgen yapı ise Unkapanı Un Fabrikası. Fabrikaya ait değirmen kısmı İMÇ bloklarında müzik yapımcılarının olduğu kısım inşa edilirken ortadan kaldırıldı. Tarihi eser niteligi taşıyan sanayi yapısının kalan kısmı ise günümüzde kağıt toplayacılarının deposu olarak kullanılıyor. James Robertson ' un 1850'li yıllarda yakaladığı bir kare. Sultan 3. Ahmet Çeşmesi. Hemen arkada Topkapı Sarayı'nın giriş kapısı (Bâbı Hümayun/Saltanat Kapısı) üzerinde günümüzde olmayan bir yapı görünüyor. Tarihçi Göncüoğlu, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından Bulgaristan'dan İstanbul'a göçen Müslümanların Üsküdar Çavuşbaşı mevkine yerleştirildiğini ve yanlarında getirdikleri fideleri dikerek gül üretimine başladıklarını anlatan Göncüoğlu, şunları kaydetti: Anadolu yakasının ilk toplu taşıma araçlarından biri olan Üsküdar tramvayının 1928'de işletmeye alındığını belirten Göncüoğlu, "İlk olarak Üsküdar-Bağlarbaşı-Kısıklı hattı hizmete girdi. Bir yıl sonra Bağlarbaşı-Haydarpaşa ve Üsküdar-Haydarpaşa hatları, işletme kara geçtikten sonra da Bostancı, Moda, Feneryolu hatları açıldı. Zamanla Üsküdar ticari özelliğini kaybettiği için tramvay seferleri de son buldu" diye konuştu.