Dolar

32,3670

Euro

34,9723

Altın

2.325,54

Bist

9.148,94

‘İstanbul AK Parti için olmazsa olmaz, İzmir'le arasında iletişim problemi var’

İç Anadolu ve Karadeniz'in AK Parti'nin en yüksek oranda oy aldığı bölgeler olduğunu söyleyen araştırma şirketi A&G'nin sahibi Adil Gür, 'İstanbul AK Parti için olmazsa olmaz. En güçlü aday kimse bulup onu koymak lazım' dedi. İzmir'de CHP'nin nispeten daha rahat olduğunu kaydeden Gür, AK Parti ile İzmir arasında iletişim problemi olduğunu söyledi.

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-11-12 18:08:10

‘İstanbul AK Parti için olmazsa olmaz, İzmir'le arasında iletişim problemi var’

Sabah gazetesinden İsa Tatlıcan'ın sorularını yanıtlayan Adil Gür, 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimleri yorumladı. "Yerel seçimlerde ittifak yapmak genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı kadar kolay değil. Yerelde ittifak kâğıt üzerinde değil tabanda, gönüllerde yapılır" diyen Gür'ün açıklamaları şöyle:

Her seçimin kendine özgü dinamikleri var diyoruz. Yerel seçimin pek çok farklı dinamikleri var, en önemli dinamiklerden biri ise aday ve aday etkisi. Bu etki metropollerde yüzde 30-40 oranında iken daha küçük yerleşim merkezlerinde yüzde 60-70'lere kadar çıkabilmektedir. Bu nedenle bir şehirde aday göstermeden önce o şehrin siyasi ve sosyal haritası dikkate alınmalıdır. Sadece belediye başkanı adayı değil varsa ilçe belediye başkan adayları hatta meclis üyeleri dahi buna uygun olmalıdır. Seçmenin önemli bir bölümü partiye ideolojik nedenlerle oy verse bile yerel seçimlerde bir adayın bazen yarım puanla kazanıp bir puanla kaybettiğini dikkate alacak olursak kıyasıya yarışın olacağı bazı illerde aday etkisi çok daha fazla hissedilecektir. 2014 yerel seçimlerine baktığımızda çok küçük farklarla kazanılan veya kaybedilen belediyeler olduğunu biliyoruz. Ben 2019 yerel seçimlerinde kıyasıya yarışan 2014'ten daha fazla olacağını düşünüyorum.

Yerel seçimlerde ittifak yapmak genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar kolay değildir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir aday üzerinde uzlaşıp tek isim üzerinde ittifak yapıyorsunuz. Milletvekili genel seçiminde ise adı her ne kadar ittifak olsa herkes kendi partisine oy veriyor. Türkiye'de bine yakın belediye olduğunu düşünün. Her bir belediyede belediye başkanı var belediye meclis üyeleri. Bunu şunun için anlatıyorum, ittifak meselesi o kadar kolay bir iş değil. Kaldı ki anayasamız da müsait değil ittifak yapmaya.

Bakın, 'yaşasın ittifak oluyor', 'ittifak yapan partiler silip süpürecek' demek de yanlış veya 'ittifak olmadı, her yerde kaybediyoruz' psikolojisi de doğru değil. Çünkü yerelde ittifak kağıt üzerinde değil tabanda, gönüllerde yapılır. Özetle tek kişinin kazanacağı bir seçim olduğu için seçmenler seçimin en favorisi algılanan iki aday etrafında birleşirler. Yani sandıkta ittifak kendiliğinden olur. MHP ile ittifak olsa iyi olurdu, bu her iki partiye de katkı sunardı. Çünkü taraflardan biri ittifak yok derken karşı tarafın ittifakı hâlâ devam ediyorsa bunun sonuçları mutlaka olacaktır. Ancak az önce söylediğim gibi bu ittifak seçmen tabanında da yapılabilir.

Araştırmalara göre AK Parti seçmeninin büyük çoğunluğu ve MHP seçmeninin önemli bir bölümü Türkiye'nin uluslararası müdahalelerle karşı karşıya olduğunu, hükümetin de elinden geleni yapmaya çalıştığını düşünüyor. Dolar 4 liradan 7 lira çıktı, sonra 5.5 liranın altına geri geldi. Fakat Türkiye'deki fırsatçılar fiyatları 7, 9-10 lira dolar kurunu baz alarak zam yaptılar. Özetle seçmen ekonomide bir müdahalenin olduğunun farkında ama canı da yanıyor. Bu konunun detayları vatandaşa çok iyi anlatılmalı.

Evet, 'İstanbul'u alan Türkiye'yi alır' derler, çünkü İstanbul toplam nüfusun yüzde 20'sini barındırıyor. Türkiye'deki her 10 seçmenden 2'si İstanbul'da yaşıyor. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesi 18 bakanlığın bütçesinden daha büyük. Sadece Türkiye'nin değil dünyanın sayılı bir metropol kentinden bahsediyoruz. Bir de İstanbul Türkiye'nin aynası gibidir. İstanbul'u kazanamıyorsanız zaten Türkiye'de çoğu şehri kaybetmişsiniz demektir. İstanbul'u kazanıyorsanız Türkiye'de çoğu yerde de kazanmışsınızdır. İstanbul, Ankara ve İzmir'de kıyasıya bir yarış olacak, her seçimde öyle oluyor. İstanbul'da AK Parti, İzmir'de CHP nispeten daha rahat. Bu yarış olmayacak anlamına gelmemeli, kıyasıya bir yarış olursa da şaşırmamak lazım.

Evet çok ciddi bir yarış var. Ben bu nedenle İstanbul, Ankara ve İzmir seçimlerinde adayların yıldızlar topluluğu gibi olacağını düşünüyorum. Yarışan partiler kazanabilecekleri en güçlü adaylarını sahaya sürecekler. Olması gereken de bu zaten. Özellikle İstanbul AK Parti'nin gözbebeği. Sayın Cumhurbaşkanı'nın gönlünde özel bir yeri var. Bu nedenle İstanbul AK Parti için olmazsa olmaz. En güçlü aday kimse bulup onu koymak lazım, belki sadece kazanmak için değil daha rahat kazanmak için. Önümüzdeki 5 yıl boyunca daha rahat yönetmek için İstanbul önemli.

AK Parti ile İzmir arasında bir iletişim problemi olduğunu araştırmalarda görüyorum. Yerelde AK Parti kazanırsa İzmirliler bunun yaşam tarzlarına etkileri olacağını düşünüyorlar. Bu da AK Parti'nin İzmir'i kazanmasını zorlaştırıyor. AK Parti bu konuda İzmirli seçmenlerin yargılarını değiştirebilirse ve hizmet eksikliklerini tamamlayabileceği konusunda da ikna ederse ve bu da iyi bir adayla birleşirse yarışa ortak olunabilir diye düşünüyorum.

İç Anadolu ve Karadeniz AK Parti'nin en yüksek oranda oy aldığı bölgeler. Kurulduğu günden bu yana AK Parti bu bölgelerde Türkiye ortalamasının üzerinde oy alıyor. Hatta ilginç bir şey söyleyeyim; Türkiye'de çok partili hayat boyunca Orta Anadolu'yu alan Türkiye'yi kazanıyor. Bu benim çok dikkatimi çekti, yani Orta Anadolu'yu kaybeden Türkiye'yi kazanamıyor. AK Parti, İç Anadolu ve Karadeniz'de gücünü önemli oranda koruyor. 24 Haziran'da buralardan MHP'ye birtakım oy geçişleri oldu. Şayet güçlü ve doğru adaylarla AK Parti bu bölgelerde yola çıkarsa buralardaki gücünü korumaya devam edecektir.

AK Parti 2014'te Adana'da bir puanla, Hatay'da yarım puanla kaybetti, hatta Mersin'de bile kazanan parti ile arasında 2-3 puanlık oy farkı vardı. Antalya'yı kazandı, Aydın'da ciddi oy alıyor gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Özetle AK Parti sahillerde söylendiği gibi kötü değil. Yaklaşan yerel seçimlerde Adana, Hatay gibi illerde AK Parti oldukça iddialı. 24 Haziran seçim sonuçlarına bakarak bunu rahatlıkla söylemek mümkün. Bu seçimde geçen seçime göre en önemli fark şu olacak: Adana'da, Mersin'de veya Aydın'da daha önceki seçimlerde olduğu gibi üçlü bir yarış mı olacak, yoksa seçmen kazanacak adaylar etrafında mı birleşecek buna bakmak lazım. İşte tam da bu nedenle tabanda ittifakı sağlayacak adayları bulup çıkarmak sahillerde çok çok önemli olacak.

Öncelikle yapılacak seçimin bir yerel seçim olduğunu unutmayalım. Yerel yöneticiler seçeceğiz, ülkeyi yönetecek merkezi idareciler değil. Onun için bu seçimin seçime doğru ana temasının değiştirilmesine asla izin vermemek gerek. Adaylara gelince günümüzde artık 'yol yapacağım, su kanalizasyon hizmetlerini getireceğim, çöpleri toplayacağım' demenin bir karşılığı yok. Bu hizmetlerin belediyelerin asli görevi olduğunu herkes biliyor. Vatandaşlar artık belediyelerden bu hizmetlerin dışında şehri için, çocukları için, gelecek için daha fazla hizmet bekliyor. Yerel yönetimlerde vatandaşa dokunmak çok önemli. Halka yakın, dürüst ve çalışkan algısı olan adaylar her yerel seçimde olduğu gibi bu seçimlerde de bir adım öne çıkacaklardır.

Haber Ara