Dolar

32,5536

Euro

34,9004

Altın

2.427,90

Bist

9.645,02

İsrail zindanlarında hayat

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-08-25 08:26:30

İsrail zindanlarında hayat

“Filistin direnişinin sembolü” ve “Filistin'in cesur kızı” gibi ifadelerle kamuoyuna takdim edilen Ahed Et-Temimi, cezaevinden çıktıktan sonra Russia Today (RT) kanalına verdiği röportajda işgal rejimi zindanlarında günlerinin nasıl geçtiği sorusuna şöyle cevap verir:

“Birçok şey yapıyorduk. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Kitap okuyordum. Şarkılar söylüyorduk. Hatta hep birlikte kahvaltılar yapıyorduk. Her koğuş kendi yiyeceklerini getiriyordu. Birlikte öğle yemekleri yiyorduk. Ayrıca partiler düzenliyor, şarkılar söylüyor ve dans ediyorduk. Televizyon seyrediyorduk. Koğuşlarda zıplayıp oynuyorduk. Birçok şey yapıyorduk.”

Ahed Et-Temimi'nin anlattıklarını doğrulayacak ya da yalanlayacak konumda değilim.

Heyecanla anlattığı tüm o şeyleri elbette yaşamış olabilir.

Sosyal medyada dolaşan videoda Filistinli genç kızın anlattıklarını dinleyen İsrail zindanlarının “beş yıldızlı tatil köyü” olduğunu zanneder.

Oysa bizim İsrail zindanlarıyla ilgili duyduklarımız çok daha farklı.

Örneğin Şeyh Raid Salah'ın anlattıkları.

Mescid-i Aksa'da yaşananlarla ilgili bir hutbesi “şiddete ve teröre teşvik” kabul edilerek gözaltına alınan ve geçenlerde ev hapsine çıkarılan Şeyh Raid Salah, işgal rejimi zindanlarında aylarca tek kişilik hücrede tutuldu.

Filistinli lider, esir tutulduğu hücrenin koşullarını “Cezaevinde tuvalette yaşıyorum, tuvalette namaz kılıyorum ve uyuyorum” şeklinde tasvir etmişti.

Yatıp uyuduğunuz, namaz kıldığınız ve yemek yediğiniz yerin bir metre ilerisinde tuvaletin olduğunu ve tuvaleti ayıran duvar, perde vs. hiçbir şeyin bulunmadığını düşünün.

Şeyh Raid Salah, hücrenin 24 saat iki kamerayla izlendiğini ve en çok ağırına gidenin tuvalet ihtiyacını giderirken izlenmek olduğunu anlatır.

Birçok kez gözaltına alınan ve hapse mahkûm edilen Filistinli lider, geçen yıl evinde kabul ettiği bir grup Türk gazeteciye İsrail zindanlarında pek çok acıklı hikâye yaşandığını söyler ve Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre şöyle der:

"Benim tutulduğum bölümde hiçbir mahkûm ile karşılaşmak mümkün değildi. İster hava almaya isterse ziyaretçilerinizle görüşmeye gittiğinizde ellerinize kelepçeleri vuruyorlar. Ben izole edildiğim için diğer mahkûmlarla sadece pencerelerden bağırarak tanışabiliyordum. Bir mahkûmu kafesin içinde aile bireyleriyle görüştürüyorlardı. Ağır kanser hastası olan bir mahkûma ise ilaç verilmedi. O da 30 gün boyunca kanser ilaçlarını alabilmek için açlık grevi yaptı. Hapiste tutuklu ve mahkûmlara baskı uygulayan birimler var. Bunlar gerçekten çok vahşice eziyet ve işkenceler yapıyorlar.”

İsrail zindanlarında Filistinli esirlere uygulanan işkence ve kötü muameleye bir diğer örnek de Filistinli kadın yazar Lema Hatır.

El-Halil'deki evine 24 Temmuz'da gece yarısı yapılan baskınla gözaltına alınan 42 yaşındaki kadın yazarın gözaltı süresi askeri savcılık tarafından önceki gün bir hafta daha uzatıldı.

Evli ve beş çocuk sahibi kadın yazar, gözaltına alındığı andan itibaren oldukça ağır koşullarda sorguya çekiliyor.

Her gün saatlerce aralıksız olarak sorgulandığını söyleyen Hatır, sorgusunun bazen yirmi saati bulduğunu, sorgu odasında elleri ve ayakları bağlı olarak bir sandalyeye oturtulduğunu, bazı namazlarını dahi o sandalye üzerinde kıldığını, sadece tuvalete gitmesine izin verildiğini anlatır.

Tüm suçu yazılarında Filistin direnişini desteklemek olan kadın yazar tam bir aydır her gün aynı şekilde sorguya ve işkenceye maruz kalıyor.

Kendisine yöneltilen haksız suçlamaları itiraf etmemesi halinde ailesinden daha başka kişilerin de gözaltına alınacağı söylenerek tehdit ediliyor.

Kısacası, İsrail zindanlarında günleri kesinlikle Ahed Et-Temimi'nin anlattığı gibi geçmiyor.

Haber Ara