Dolar

32,5542

Euro

34,8313

Altın

2.430,46

Bist

9.722,09

İsrail'de demokrasi: Nüfusun yüzde 90'ının ihraç edildiği bir ülkede çoğunluk olmak

Siyonistler, Filistin halkının yüzde 90'ını ihraç ettikten sonra Yahudiler için İsrail'de demokrasi kuruldu.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-08-26 15:20:52

İsrail'de demokrasi: Nüfusun yüzde 90'ının ihraç edildiği bir ülkede çoğunluk olmak

TIMETURK | HABER MERKEZİ
PINAR HİLAL BALTA

New York'taki Columbia Üniversitesi'nde Modern Arap Siyaseti ve Fikri Tarih Profesörü olan Joseph Massad, Middle East Eye için kaleme aldı:

Geçen baharda yapılan İsrail seçimleri, Batı basında ve bazı Batılı siyasetçiler arasında, İsrail'in daha az demokratik, daha ırkçı ve şovenist hale geldiğinin bir kanıtı olarak görüldü. İsrail kendisini "Yahudi ve demokratik bir devlet" olarak tanımlıyor.

The New York Times'ın ilettiğine göre "Geçtiğimiz yıl İsrail'in Yahudilerin ulus devleti olarak tanımlanması ile oluşan etnik milliyetçi sağ tutuma ilişkin bir düzenlemeye ihtiyaç var."

İsrail'in iki iddiası "demokratik ve Yahudi" olmak. Son zamanlarda bazıları, ülkenin "yakın zamandaki" sağ kanat eğilimi sebebiyle bu dengeye ulaşıldığını düşünüyor.

ETNİK TEMİZLİĞE BAĞLI DEMOKRASİ

Böyle bir tanımın (demokratik ve Yahudi tanımı kast ediliyor) kasten göz ardı ettiği temel gerçek; İsrail'deki demokrasinin, 1948'de Filistin halkının 90'nının Siyonistler tarafından ihraç edilmesinin ardından İsrail Yahudileri için kurulmuş olması. Bu, etnik olarak temizlenmiş bir ülkede kendilerini çoğunluk yapmak anlamına geliyor. Filistinliler için yasal bir apartheid (ırk ayrımı sistemi) kurarken, Yahudi çoğunluk içinse liberal demokratik yönetimi seçtiler.

SİYONİZMİN KÖŞE TAŞI: ETNİK TEMİZLİK

Etnik temizlik ve Yahudi üstünlüğüne olan bağlılık, Siyonist hareketin kuruluşundan bu yana ideolojik bir köşe taşı olmuştur.

Siyonizm'in babası Theodor Herzl, yerli Filistinlilere ne yapılması gerektiği konusunda planlar yapmıştı. 1986'daki Yahudi Devleti kitabında, demokratik taahhütlere karşı uyardı ve “Yahudilerin, Filistin'e felaketle sonuçlanma ihtimali olan sızıntılarının önlenmesi” konusunda tavsiyede bulundu. Sızıntı, Yerli nüfusun kendisini tehdit altında hissettiği ana kadar devam etti. Mevcut hükümet, Yahudilerin sızmasını durdurmak için uyarıldı.

HERZL'IN GÜNLÜĞÜNDE YAHUDİ SÖMÜRÜ DÜZENİ

Herzl günlüğüne Yahudi sömürü düzeni için şunları yazdı: "Ülkemizdeki herhangi bir istihdamı reddederek, transit ülkelerde istihdam sağlayarak, fakir halkı sınırdan uzak tutmak gerekiyor. Yoksulların uzaklaştırılması ihtiyatlı ve gizlice yapılmalıdır. Taşınmaz mal sahiplerinin, mallarını değerinden daha fazla satmak istediklerinde bizi aldattıklarına inanmalarına izin verin. Yahudi sömürgeleri çoğaldıkça, Filistinlilerin gönderilmesi de çoğalacaktır."

Yahudi Sömürgecileri Birliği'nin yöneticisi Polonyalı tarım uzmanı ve sömürgeci Chaim Kalvarisky, 1890'lardan 1920'lere Filistinlilerin mülksüzleştirilmesinde etkili olan bir isim. Kalvarisky, "Arap sorunu, burada yaptığım ilk arazi alımından hemen sonra tüm ciddiyetiyle ortaya çıktı. Kardeşlerimizi yerleştirmek amacıyla Arap sakinlerini topraklarından mahrum etmek zorunda kaldım" ifadelerini kullanmıştı. Kalvarisky, "zorla evlerinden çıkarılanların kederli ağıtının uzun süre kulaklarını tırmalamaya devam ettiğini" söyledi.

ABD, FİLİSTİN SORUNUNU ÜSTLENMEK İSTEMEDİ

Siyonistlerin evrensel demokrasi korkusu ve etnik temizlik konusundaki taahhütleri Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra çok güçlüydü. İngilizler ABD'den Filistin'in sorumluluğunun bir kısmını üstlenmelerini istediğinde kategorik olarak reddettiler.

SİYONİSTLER DE ABD'Yİ İSTEMEDİ

Dünya Siyonist Örgütü (The World Zionist Organization-WZO) ABD'nin Filistin mandasına katılımına itiraz etti. Örgüt, konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Demokrasi, Amerika'da medeniyet türlerinin çeşitliliğine veya farklılıklara bakılmaksızın çoğunluk kuralı anlamına gelir. Mevcut durumda Filistin'deki çoğunluk Yahudilerde değil, Araplarda. Fakat nitelik açısından baskın olan Yahudiler. Aynı zamanda uygun koşullar sağlandığında bir veya iki nesil sonra nicel olarak da baskın olacağız. Eğer Filistin'in mevcut koşullarına kaba aritmetik demokrasi anlayış uygulanırsa Yahudi Filistin'i kurmak ve geliştirmek son derece zor olur."

WZO'nun, yerli Amerikalılar ve Afrikalı Amerikalıları görmezden geldiğini unutmayalım. Bu topluluklar yukarıda tarif edilen ABD'nin 'demokrasi' versiyonuna dahil edilmemişti.

İSRAİL'İN KURULMASINA KARŞI ÇIKAN YAHUDİLER

Aynı yıl, bir Yahudi ABD Kongre Üyesi Julius Kahn, Siyonistleri destekleyen cumhurbaşkanı Woodrow Wilson'a içerisinde hahamların da bulunduğu 300 Yahudinin imzaladığı bir bildiri sundu. Bu bildiriyi imzalayanlar, Siyonistlerin Yahudilere ayrıcalıklı davrandıkları ve kurtuluşa yönelik tarihsel eğilimi tersine çevirmeye çalıştıkları gerekçesiyle Filistin'de “demokrasinin ilkelerine” aykırı olarak ayrı bir Yahudi devletinin kurulmasına itiraz ettiler.

YAHUDİLER İÇERİSİNDE 'DEMOKRASİ' ENDİŞESİ ÇATIŞMALARA SEBEP OLDU

Herzl'in temel demokrasi endişesi Siyonist takipçileri tarafından benimsendi. Sağda, Revizyonist Siyonizm'in kurucusu Vladimir Jabotinsky; 1923'te Filistin halkını hile yoluyla kovmak isteyen sol Siyonist İşçi Hareketine karşı çıktı. 

Jabotinsky şunları kaydetti:

"Herhangi bir yerli insan, gönüllü olarak yeni bir ortağa izin vermez. Aramızdaki uzlaşmacılar, bizi Arapların kandırılabilecek bir tür budalalar olduğuna ikna etmeye çalıştı. Araplara, kültürel ve ekonomik kazanımlar açısından doğuştan kazanılan haklarını vermek istediler. Bu değerlendirmeyi açıkça reddediyorum. "

'ETNİK TEMİZLİK' SİYONİSTLER İÇİN 'TRANSFER'

Siyonistler, 1920'lerde ve 1930'larda Filistinlilerin etnik temizliği için planlar yaptılar. Siyonist İşçi Hareketi'nin lideri David Ben Gurion, Haziran 1938'de yaptığı açıklamada "Zorunlu transferleri destekliyorum. Ahlaksız bir şey göremiyorum" dedi.

Yahudi Ajansı, Filistinlilerin zorla kovulmasını sistematik bir düzene oturtmak için Kasım 1937'de ilk “Nüfus Transfer Komitesini" kurmayı kabul etti. 1941 ve 1948'de iki ek komite daha kuruldu.

WZO başkanı Chaim Weizmann, 1941'de 1 milyon Filistinliyi Irak'a ihraç etmek, yerlerine 5 milyon Polonyalı ve Avrupalı Yahudiyi getirmek istiyordu. Bu planlarını destek bulmak amacıyla Londra'daki Sovyet büyükelçisi Ivan Maisky'e anlattı. Maisky şaşkınlığı dile getirdiğinde Weizmann, faşistler tarafından aynı dönemde Avrupalı Yahudilere karşı kullanılan ırkçı bir argümanla cevap verdi: "Filistinliler tembellikleriyle bir bahçeyi çöle dönüştürdü. Bana bir milyon Arap tarafından işgal edilen toprakları ver, oraya 5 milyon Yahudiyi kolayca yerleştireceğim."

DEMOKRASİ AMA YALNIZCA YAHUDİLER İÇİN

“Yahudi ve demokratik bir devlet” formülü; ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'da etnik temizlik sonrası kurulan beyaz üstünlükçü liberal demokrasilerin aksine. her zaman Yahudi üstünlüğünün ve etnik temizliğinin aritmetiğine dayanıyordu.

Fakat diğer yerleşimci kolonileri (ABD, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda'yı kast ediyor), yüzyıllarca süren etnik temizlikten sonra, beyaz demografik üstünlük kurmayı başardı -ABD'deki mevcut beyaz olmayan göçmenlik karşıtı politikalar bu dengenin ne kadar hassas hale geldiğini gösterse de- İsrail'in sömürge Yahudi nüfusu Filistin halkının çoğunluğuyla karşı karşıya kalan bir azınlık. Bu çoğunluk, İsrail'in destekçilerinin ve Filistinlilerin düşmanlarının “Yahudi ve demokratik bir devlet” olarak tanımladığı etnik temizlik ve Yahudilerin üstünlüğüne karşı koymaya devam ediyor.

* Ara başlıklar editör tarafından eklenmiştir. Yazının orijinalinde bulunmamaktadır.

Haber Ara