Dolar

32,5911

Euro

34,7368

Altın

2.497,78

Bist

9.524,59

'İspanyol Halk Partisi'ne ne oldu?'

İspanya’da geçen hafta yapılan genel seçimlerden sonra en çok konuşulan konu ise, seçmenlerinin çoğunu muhafazakâr partilere kaptıran Halk Partisi (PP) oldu. Sosyalist Parti’nin birinci geldiği seçimlerde, Hak Partisi oylarının yarısını kaybederek ikinci oldu.

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-04-30 17:27:20

'İspanyol Halk Partisi'ne ne oldu?'

Geçen hafta İspanya'da yapılan genel seçimlerde Franco diktasının sona ermesinden sonra ilk defa aşırı sağcı bir parti İspanya Parlamentosu'na milletvekili gönderiyor.

Güçlü bir merkezi hükümet ve "İspanyolluğun savunulması" taraftarı Vox Partisi, katıldığı bu ilk seçimde oyların yaklaşık yüzde onunu aldı. Buna karşın Halk Partisi'nin (PP) milletvekili sayısı yarıya düştü.

Başta El País gazetesi, olmak üzere diğer İspanya gazeteleri bugüne kadar Halk Partisi'ne (Partido Popular) sadık seçmenin yeni muhafazakar partilere yönelmesinin nedenlerini araştırdı.

 

YOLSUZLUK HALK PARTİSİ'NİN
İMAJINI SARSTI

El País gazetesi, Halk Partisi'ne (Partido Popular) sadık seçmenin yeni muhafazakar partilere yönelmesinin nedenlerini şöyle sıraladı:

“Öncelikle yolsuzluk vakaları partinin imajını sarstı. ...

İkincisi, Katalonya krizi, PP seçmeni için çok önemli olan toprak bütünlüğü konusunda, merkezde Yurttaşlar Partisi, aşırı sağdaysa Vox olmak üzere diğer partilere meşru bir temsilci olarak kendini gösterme fırsatı verdi.

Ve nihayet yeni seçilen parti yönetiminin güçlü bir şekilde ideolojilere vurgu yapması, tabandaki farklı akımları bir arada tutan bir taşıyıcı sütunu sarstı. Bu sütun, 'muhafazakar' kavramını kelimenin tam anlamıyla karşılayan 'yumuşak' bir ideoloji.”

SEÇMEN ORİJİNALİ KOPYAYA TERCİH EDİYOR

L'Echo gazetesi ise, Halk Partisi'nin (PP) yüzde 16,7'ye varan oy kaybıyla ağır bir hezimet yaşadığını belirterek, Halk Partisi'nin Avrupalı muhafazakârların yaygın hatasını tekrarladığı için bu sonuca şaşırmamak gerektiğini belirterek şu yorumda bulundu:

“Britanya'da David Cameron, Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisinden (Ukip) korktuğu için Brexit'i icat etti. Macaristan'da Başbakan Viktor Orbán, Daha İyi Bir Macaristan Hareketi Jobbik'in kendisini sollayacağı korkusuyla Hıristiyanlık savunucusu ve katı bir İslâm karşıtı haline gelse de aynı zamanda grotesk bir role bürünmek zorunda kaldı. Brüksel'de AB Komisyonu, sığınmacı krizi sırasında sınırların güçlendirilmesi ve kapatılması kartını oynadı ve insani değerlerini acımasızca ihmal etti. Bu beceriksiz taklitçilik stratejisi, sonunda hep aşırı sağı güçlendirmiştir. Kural böyledir: Seçmenin en radikalleri, orijinali daima kopyaya tercih eder.”

HAYAL KIRIKLIĞI TARAF DEĞİŞTİRTTİ

Irish Examiner gazetesi de, sağcı Vox Partisinin başarı reçetesini şöyle analiz ediyor:
“İspanyol milliyetçiliğinin canlanması, aşırı sağcı geleneksel İspanya sosyal muhafazakarlığının dirilişiyle yan yana gerçekleşti. Vox Partisi sadece Katalan ayrılıkçılara ve yasadışı göçmenlere değil, kadın ve eşcinsel haklarına karşı da insanları harekete geçiriyor. Ama bütün bunlara rağmen aşırı sağ, İspanya demokrasisi için yeni bir şey değil. Muhafazakar Halk Partisi -ılımlı sağdan aşırı sağa- sağ cenahın değer yargılarına her zaman siyasi bir yuva olagelmiştir. Bugün Vox Partisi'ne oy veren pek çok insan, Halk Partisi'nin aşırı sağ kanadından gelen, hayal kırıklığına uğramış insanlar.”

EMNİYET SÜBABI OLARAK AŞIRI KESİMLER

Público gazetesine göre ise; aşırı uç partiler, siyasi sistemde önemli bir görev üstlendiğini belirterek şu görüşleri dile getirdi:
“Ya hem sağ hem de sol cenahtaki aşırı uçlar demokrasi için ille de bir tehlike olmak zorunda değilse? Ya bu partiler demokratik sistem için bir emiyet sübabıysa ve bu rolleriyle sayıları giderek artan mutsuz seçmeni kendi dinamikleri içine entegre edebiliyorlarsa? ... Vox'un aldığı oy oranına bakalım bir: Bu artışı İspanya'da diktatörlük yanlısı Franco sempatizanlarının dünden bugüne yüzde 10 fazla oy alarak İspanya'yı ele geçirdikleri şeklinde yorumlamak zor. Çünkü Vox'u seçenlerin çoğu bu milenyumda doğmuş genç insanlar.”

SEÇİMLERİ İŞÇİ PARTİSİ KAZINMIŞTI

İspanya'da geçen hafta gerçekleştirilen genel seçimleri Sosyalist İşçi Partisi (PSOE), kazandı, ancak ülkeyi yönetecek meclisteki çoğunluğu elde edemedi. Başbakan Pedro Sanchez liderliğindeki Sosyalist Parti parlamentoda 123 sandalye kazanmayı başardı. Ancak Sanchez ve partisi sandalye sayısı 350 olan parlamentoda çoğunluğu elde edemedi. Sosyalistlerin ardından parlamentoda en yüksek sayıya ulaşanlar, 65 milletvekiliyle sağ görüşlü muhafazakar Halk Partisi (PP) ve 57 milletvekiliyle merkez sağ parti Vatandaşlar (Ciudadanos) oldu.

AŞIRI SAĞCILARIN ZAFERİ ALMAN BASININDA

Bu arada Alman gazeteleri de bugünkü sayfalarında, İspanya seçimlerinde 3. sırada tamamlayan Aşırı sağcı Vox partisi'nin seçim başarısını tartışıyor.

Süddeutsche Zeitung bugünkü sayfasında, İspanya'da Pazar günü yapılan seçimlerde Franco diktatörlüğü döneminden bu yana ilk kez aşırı sağcı bir partinin meclise girmesini konu alıyor:

"Katalan milliyetçiliğine karşı tepki olarak İspanyol milliyetçiliği güçlendi. Artık İspanya'da aşırı sağ uçta, tarihteki büyük İspanya'nın hayalini kuran, göçmenler ve ayrılıkçılara karşı kışkırtan bir parti var. İspanya'nın, Avrupa'nın ortasındaki gibi yabancı düşmanı tartışmaların patlak vermesinden endişe etmesi gerek. Ülkedeki bölünmüş parti sistemi nedeniyle acilen gerekli siyasi istikrar ufukta görünmüyor."

Başka bir Alman Tagesspiegel gazetesinin  aynı konudaki yorumu ise şöyle:

"Yeni siyasi hareketler, şimdiye kadar sistemi elinde tutan yerleşik partilere, sosyalistler ve muhafazakarlara rakip çıkıyor. Katalonya ve Bask bölgesindeki küçük partiler bölgesel-milliyetçi konularla oyuna giriyor. Aşırı sağcı Vox partisi, İspanya'nın artık sağ popülist hareketlerden muaf olmadığının kanıtı. Bu da ekonomik sorunların çözümü için yakın bir zamanda kolların sıvanmayacağı tahminin doğuruyor. Devlet yıllardır eğitim ve araştırmaya yatırım yapmıyor, genç yetenekler çaresiz ve öfkeli bir şekilde yurt dışına göç ediyor. Emeklilik kasası boş, ama yaşlıların sayısı artıyor. Aynı zamanda doğum oranları, ailelerin teşviki için politikaların eksikliği nedeniyle AB ülkeleri arasında en düşük orana gerilemiş bulunuyor. Ülkedeki kriz havasına şimdi de buz gibi siyasi hava eklendi."

Haber Ara