İSO'nun Ağustos ayı Olağan Meclis Toplantısı "Küresel Düzensizlikler ve Orta Doğu'daki Gelişmelerin Bölgemiz ve Türkiye İçin Önemi ve Etkileri" ana gündemi ile gerçekleştirildi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman konuk olarak katıldı.
Bahçıvan konuşmasının başında Türkiye'nin kasım ayında yeniden sandık başına gideceğini anımsatarak, "Milletimizin her zaman olduğu gibi demokratik tecrübe ve sağduyu ile yine yüksek bir katılım eşliğinde yapacağı seçim sonucunda ihtiyaç duyulan doğru kararı vereceğine inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Karamsar olmaya gerek olmamakla birlikte içinden geçtiğimiz zorlu süreci de hafife almamak gerekiyor" diyen Bahçıvan, yapıcı olması kaydıyla konuşmak, tartışmak ve uyarmanın kimseye zararı olmayacağına işaret etti.
Bahçıvan konuşmasında son dönemde yaşanan terör saldırılarına da değindi. Silahların sesinin, sözcüklerin sesini ve gücünü gölgelediğini ifade eden Bahçıvan, şunları söyledi:
"Ocaklara ve yüreklere ateş düşerken bir kere daha lanetlediğimiz bu terörün kime ne faydası var? Özetle, sorumluluktan kaçmadan, herkesin üzerine düşeni yapması gereken bir dönemdeyiz. 'Suya düşerek boğulmazsın, orada kalarak boğulursun' veciz ifadesinde olduğu gibi, zorluklar karşısında asıl tehlike ümitsizliğe kapılmaktan gelir. Ülkemizin ve milletimizin gücüne güvenelim. Geçmişte olduğu gibi, bugün de zorlukların üstesinden geleceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın."
- "ABD'nin önümüzdeki dönemde Asya'daki ekonomik, politik, askeri faaliyetlerini artırması da beklenebilir"
Dünyadaki gelişmelere değinerek "Dünya adeta pusulasını şaşırmış durumda" ifadesini kullanan Bahçıvan, "Günümüzde küresel ve bölgesel ölçekte arka arkaya yaşanan olaylar, dünyayı derinden sarsarken, hep birlikte dünyanın giderek daha fazla kontrolden çıkmasından endişe ediyoruz" dedi.
Irak, Suriye ve Yemen'deki çatışmaların, dünya şehirlerinde artan toplumsal gerilim ve şiddetin, Orta Doğu ve Afrika'dan Avrupa'ya doğru yaşanan ve sınırları her geçen gün daha fazla zorlayan göç dalgasının, bu korku ve endişeleri giderek artırdığına dikkati çeken Bahçıvan, şöyle devam etti:
"Bütün bu yaşananları yerel ve bölgesel olarak tanımlamak artık mümkün değil. Diğer yandan dünya, global ekonomide adım adım yaklaşan kriz duvarına çarptı bile. Yaşananlar 2008 krizini hatırlatırken yeni bir küresel ekonomik yavaşlamadan söz ediliyor.
Gelişmiş ülkelerin büyük fonları, gelişmekte olan ülkelerdeki varlıklarını büyük bir hızla azaltıyor. Öte yandan, merkez bankalarını kullanarak, piyasaya bol para sürülerek çözüm diye sunulan önlemlerin, ekonomileri toparlama noktasında bir işe yaramadığı artık görülmeye başlandı. Nitekim bunun ilk işaretlerini dünya piyasaları ve borsaları hafta başında 'Kara Pazartesi' olarak yaşadı."
Erdal Bahçıvan dünya ve Türkiye ekonomisine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. ABD'nin faiz artırımının gündemdeki yerini ve önemini korumaya devam ettiğini söyleyen, Çin'de yaşananları katılımcılarla paylaşan Bahçıvan, "ABD'nin önümüzdeki dönemde Çin'in yükselişine karşı Asya'daki ekonomik, politik, askeri faaliyetlerini artırması da beklenebilir" öngörüsünde bulundu.
-"Sanayicimiz arzu ettiği büyümeyi gerçekleştirmekte zorlanıyor"
İSO Başkanı Bahçıvan, 2015'in ikinci çeyreğinde ciddi ivme kazanan sanayi üretim endeksinin, büyüme açısından olumlu bir sinyal verdiği değerlendirmesinde bulunarak, şunları anlattı:
"Bununla birlikte koalisyon görüşmelerinin hükümet kurulamadan tamamlanması ve erken seçimin ilanı sonucu artan siyasi belirsizlik ekonomimizi fevkalade olumsuz etkilemektedir.
Öyle ki, TL'deki sert değer kaybı, istikrarı ciddi biçimde sarsan jeopolitik gelişmeler ve tarihinin en zayıf değerlerinde seyreden tüketici güveni nedeniyle sanayinin belirttiğim performansını sürdürmesi kuşkuludur. Bütün bu nedenlerden dolayı sanayicimiz arzu ettiği büyümeyi gerçekleştirmekte zorlanıyor."
Zayıf seyreden ihracata ve özellikle Rusya kaynaklı olarak azalan turizm gelirlerine rağmen, ithalatta daha hızlı bir düşüş gerçekleşmesinin dış dengeleri olumlu etkilediğine dikkati çeken Bahçıvan, ancak, doğrudan yatırımların zayıflığı ve rezervlerdeki erimenin sağlıklı bir görünüm arz etmediğini söyledi.
Bahçıvan, yerli mevduat sahiplerinin tasarruflarını giderek yüksek oranda yabancı para birimlerine kaydırıyor olmalarının, ekonomideki durgunluk için ciddi bir uyarı olarak görülmesi gerektiğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
"Karşı karşıya olduğumuz bu durum elbette arzu ettiğimiz bir tablo değildir. Siyasi hicivlerle hafife alınamayacak kadar kritik bir süreçten geçiyoruz. Bir kere daha vurgulayacak olursam, herkesin çok dikkatli ve duyarlı olmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle kanaat önderleri ve karar vericiler durumu doğru okumalı ve doğru kararlar vermelidir.
Olan, üretmenin sorumluluğunu ve yükünü taşıyan, işvereniyle, çalışanıyla birlikte biz üreticilere oluyor. İşte bu nedenle, üretenin aklı, çalışanın aklı, istihdam yaratanın aklı polemik ve kısır tartışmalar yerine çözümlere odaklanmayı tercih ediyor."
Tabloyu olumluya çevirecek kurumların başında siyaset kurumunun geldiğini belirten Bahçıvan, çözüm geliştirme sanatı olarak görülen siyasetin, devreye girmekte geç kalarak umutları heder etmemesi gerektiğini, aksi takdirde, toplumun tüm kesimlerinin ağır bir fatura ödeyeceğini söyledi.
Bahçıvan, "Orta Doğu'da kartlar yeniden karılıyor. Türkiye bölgede yaşanan yeni gelişmeleri gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirip milli güvenliğimizi koruyacak basiretli yeni politikaları vakit geçirmeksizin devreye sokmalıdır" diye konuştu.
Bahçıvan'ın konuşmasının ardından Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman da yaptığı sunumla katılımcılara, Orta Doğu'daki durum ve Türkiye'ye yansımalarına ilişkin bilgi verdi.
