Yenilik ve Adalet Biriliği Partisi (BIG) Genel Başkan Yardımcısı İsmet Mısırlıoğlu, 25 Nisan 2020 tarihli yazısında, Almanya'da koronavirüs salgını ile ilgili tedbirlerin nasıl boşa çıktığını ve Angela Merkel'i eyaletlerin artık takmadığını kaleme aldı.
İşte Mısırlıoğlu'nun konuya ilişkin yazısı:
Almanya korona önlemlerine başlamasının ardından tam beş hafta geçti. Bu zaman zarfında hükümet adına özellikle Merkel tarafından işin ciddiyetini anlatan farklı açıklamalar yapıldı.
Merkel ilk duyurularını ses kaydı olarak paylaştı. Sonraları görüntülü şekilde kamuoyunun karşısına çıktı.
Merkel ilk başlarda kamuoyuna korku ve panik havası verdi.
12 Mart'ta yaptığı bir açıklamada halkın yüzde 60-70'inin koronavirüse yakalanacağını söyledi. Bundan kaçış yok, virüs katlanarak (eksponensiyal) çoğalıyor dedi.
Hatta daha da ileri giderek bu virüs Almanya'nın ikinci dünya savaşından sonra gördüğümüz en büyük felakettir benzetmesini yaptı.
Bunları söylerken sağlık bakanlığının finanse ettiği Robert-Koch-Enstitüsü (RKI) Başkanı Lothar Wieler ve virolog Christian Drosten'i yanına aldı. Sağlık bakanı Jens Spahn'ı acemiliğinden olacak ki pek ön plana sürmeye cesaret edemedi. Sonuçta onun tıp ve sağlıkla yakından uzaktan pek de alakası yok. Sadece bankacılık eğitimi almış ve siyasi kariyer yapmış biri.
Sonuçta Merkel'in söylediklerinin hiç biri tutmadı.
Vaka sayısı bugün itibarıyla 152 bin 438. Ölü sayısı 5 bin 500.
Virüse yakalanan kişilerdeki iyileşme oranı ise yüzde 72.
Bazı uzmanlar Almanya'nın zirveyi (peak) gördüğüne inanıyor. Bunu da vaka sayılarının azalmasına, iyileşme oranının yükselmesine ve mevsimsel etkenlere bağlıyorlar.
EYALETLER MERKEL'İ TAKMIYOR!
Koronavirüsün gündeme oturduğu bu süreç içinde 16 eyalet Merkel'le ortak karar alma yoluna gitti. Video konferansı üzerinden önlemler ve hayata geçirilecek yeni uygulamalar konusunda hükümet ve eyalet başbakanları işbirliğine giderek ortak kararlar aldılar.
Bayern eyaleti başından beri alınan tedbirleri daha sertleştirdi. Eyaletin yeni ve Merkel'in yerine gelmesi beklenen başbakanı Markus Söder daha disiplini bir yol çizerek seçmeninin gözüne girmeyi başardı.
Bu hafta yapılan bir kamuoyu araştırmasında Aralık 2019'dan bu yana beğenirlilik oranınında yüzde 18'lik bir yükselme sağlayarak derecesini 61'lere kadar çıkarmayı başardı. Bu da cumhurbaşkanından sonra en çok sevilen ikinci politikacı anlamına geliyordu.
Merkel, Söder'in gerisinde kaldı.
Söder'in farklı bir yol izlemesinden midir yoksa halkın sabrının yavaş yavaş tükenmesinden midir bilinmez, bundan cesaret alan diğer eyalet başbakanları da bir haftadır federal hükümetten özerk davranmaya başladılar. Hukuki ve siyasi olarak buna hakları da var. Eyalet sistemi böyle durumlarda her yerel bölgeye bu türden yetkileri tanıyor.
Bazı eyaletler her alanda maske yakma mecburiyeti getirirken diğerleri ise sadece toplu taşıma araçları ve alışverişte uygulamaya sokuyor.
Her kafadan bir ses çıkması Angela Merkel'i derinden üzmüş olmalı ki, bu hafta mecliste yaptığı konuşmada eyalet başbakanlarının cüretkar ve fevri davranmalarına sitem etti.
ALMANYA TEDBİRLERİ HAFİFLETİYOR
Bazı eyaletlerin tedbirleri hafifletme yönünde kararlar alması sonucunda hayat yavaş yavaş normale dönüyor.
1 Mayıs'tan itibaren dışarıda ve aile içinde birlikte olma kişi sayısı ikiden 20''ye çıkartılıyor.
İbadethaneler 50 kişiye kadar cemaate ev sahipliği yapacak.
800 metrekareye kadar olan işyerleri Pazartesi günü tekrar açılmıştı. Buna lokanta ve eğlence alanları henüz dahil değil.
Berlin Eyaleti Başbakanı Michael Müller'in yazın aşırı sıcaklarda insanlar hayatlarını kaybederken sanki virüs yaşayacakmış gibi dünyanın en hızlı maratonu olan Berlin koşusunu iptal etmesi tepkilere yol açtı.
50 bin sağlıklı sporcu bundan mahrum kaldı. Bu kararla birlikte ayakta kalan oteller de iflas bayrağını çekerler artık.
Bir yandan önlemlerde gevşetme yoluna gidilirken diğer yandan 27 Eylül'de yapılacak olan büyük bir spor etkinliğinin şimdiden iptal edilmesi anlaşılır gibi değil.
Bakalım Berlin'den bir hafta sonra Londra'da, iki hafta sonra Chicago'da düzenlenecek olan ve uluslararası üne sahip maratonlarda yöneticiler nasıl bir tavır takınacak? Merakla bekliyoruz.
ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANININ AYMAZLIĞI
Almanya korona kriz başladığından beri ciddi maske sıkıntısı yaşıyor. Bu konuda Çin'e aşırı bağımlı.
Almanya'ya Çin'den ithal edilen maskeler sıkı denetimlere tabi tutuluyor. Hatta maskeler Almanya'ya giriş yaptıktan sonra bir kaç hafta karantina altına alınıyor.
Bu sıkıntıyı iyi bilen tanınmış bir işadamı olan ve Türkiye'de de işyerleri bulunan milyarder Rolf König, Kuzey Ren Vestfalya Başbakanı Armin Laschet'e "Türkiye'den size 5 milyon maske göndereyim" teklifinde bulunuyor.
Maskeler yurtdışından ithal edileceği için Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın izni gerekiyor.
Maas bu teklife anında karşı çıkarak Türkiye'de siyasi tutuklular var (PKK ve FETÖ'yü kastediyor) katiyen olmaz diyor.
KRV başbakanının kendisine maskeleri Çin'den alıyoruz, orada hangi demokrasi var dediğinde ise bakan çark ediyor. Ve 2 milyon maskenin Almanya'ya gelişine izin veriliyor.
İsmet Mısırlıoğlu
Berlin, 25 Nisan 2020
