Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'nin ev sahipliğinde, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve İslam Kalkınma Bankası iş birliğiyle düzenlenen "İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı" kapsamında "İTT Bünyesinde Yatırım Akışlarının Artırılmasında Özel Sektör Dinamikleri" oturumu gerçekleştirildi.
Sejiny, İslam Kalkınma Bankası bünyesinde 194 finans kurumunun bulunduğunu, bu kurumlarla Endonezya'dan Fas'a 54 ülkeye hizmet verebilmenin mümkün olduğunu söyledi.
KOBİ'lerin iş sürecinde bazı zorluklarla karşılaştıklarına dikkati çeken Sejiny, zorlukların başında da fon bulmadaki zorlukların geldiğini belirtti.
Yeterli fon bulunamamasının küresel bir olgu olduğunu kaydeden Sejiny, "Finans kurumları, KOBİ'lerin küresel piyasaya girmeleri için tabii ki yüksek standartlar öngörüyorlar. Üye ülkelerimizin pek çoğunda bankaların, geri ödenmeyen kredi sıkıntılarını aşmaları çok zor oluyor. Ayrıca, KOBİ'lerde ekonomiler dalgalandıkça finans sorunları giderek artıyor." ifadelerini kullandı.
Sejiny, KOBİ'lerin, bu sorunu bazı bankaların ve hükümetlerin sağlayacağı özel fonlarla aşabileceğini belirterek, üye ülkelerden bazılarının bu desteği sağladığını bildirdi.
KOBİ'lerin fon ihtiyacının yanı sıra eğitime de ihtiyacı olduğunu belirten Sejiny, şunları kaydetti:
"Bir iş yönetiminin nasıl olacağını ve bir işin nasıl başlatılacağını bilmeyen KOBİ'lerimiz var. Finansal rakamlara bakmak tabii ki çok önemli ama KOBİ'lerin bir kısmı kendi finansal durumlarını dahi bilmiyorlar. Nakit akışını yönetmeleri de çok güç oluyor. Dolayısıyla finansal kurumlara ya da tedarikçilere borçlarını ödeyebilmeleri sorun oluyor. KOBİ'lere küresel olarak daha fazla destek vermeliyiz, özel önem göstermeliyiz çünkü KOBİ'ler özel ilgiye ihtiyaç duyuyor. Bazı üyelerimiz, özellikle iş yönetimini kolaylaştıran mevzuatlarla KOBİ'lere destek oluyor. Bunun da çok önemli olduğuna inanıyorum."
Sejiny, bazı KOBİ'lerin gelecek planlarının olmadığına dikkati çekerek, doğal olarak bu durumun KOBİ finansörlerini ve yatırımcılarını endişelendirdiğini dile getirdi.
- "Afrika Kıtası'ndaki bankalar, aralarında daha hızlı iletişim kurabilecek"
Ayman Sejiny, ekonomilerin dijitalleşmesiyle çok daha hızlı ve yepyeni bir çağa gireceğine inandığını ifade ederek, dijitalleşmeyle şeffaflığın daha ileriye taşınacağını belirtti.
Ekonomilerin şeffaflaştırılması için hem blok zincir hem de akıllı sözleşme imkanlarından yararlanılması gerektiğini anlatan Sejiny, şöyle konuştu:
"Dijitalleşmeyle hem üye ülkelerimize hem de KOBİ'lere daha iyi hizmet sağlanacaktır. Sosyal medya imkanlarının kullanılması ve büyük verinin yapay zekayla birlikte kullanılması da bu sayede mümkün olacaktır. Üye ülkelerimizin bu konuya daha dikkat vermesi ve gerçek ihtiyaçlarını belirlemesi bu açıdan gerekli.
ICD içinde bir platformumuz var. Platformla üyelerimizin birlikte ve uyumla çalışmalarını sağlayacağız. Örneğin, satın alacağınız aynı ürünün komşunuzda olduğunu bilirseniz, gidip de kıta dışından almazsınız. Dolayısıyla biz bu platformla üyelerimizin birlikte daha yakın çalışmasını sağlayacağız. Afrika Kıtası'ndaki bütün bankaların birbirleriyle daha hızlı iletişim kurmasını sağlamaya çalışıyoruz. Afrika kıtasına bu sayede finans sağlayacağımızı düşünüyorum. Ayrıca teknolojik açıdan bu platforma epeyce yatırım fikri de ekledik."
Dijitalleşmeyle birlikte istihdamın azalacağı inancının doğru olmadığına işaret eden Sejiny, "Dijitalleşmeyle, daha iyi etkileşim olacağından daha fazla satış gerçekleşecek. Haliyle daha fazla üretim yapılacak. Bu da istihdamı artıracak. Finans teknolojileri, blok zinciri, yapay zeka ve akıllı sözleşmelerin ekonomilerimize farklı şekillerde yardımcı olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
- "Ticaret savaşları, İİT ülkeleri için fırsatı da beraberinde getiriyor"
Afreximbank İş Geliştirme ve Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Amr Kamel, ekonomi ikliminin yatırıma müsait olmasının yabancı yatırımcının bir ülkede yatırım yapması için en önemli unsur olduğuna dikkati çekti.
Kamel, vergi rejiminin, güçlü politik çerçevenin ve yargı sisteminin iyi çalışıyor olmasının yabancı yatırımcıyı çekeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bir de tabii ki yeterli finansmanın olması ve sermaye piyasasının da verimli çalışması gerekiyor. Girilecek pazardaki güvenilir bilgi ise hepsinden önemli. Biz banka olarak, bölge ticaretine etki eden unsurlara özellikle çalışıyoruz. Pazar hakkında bilgiyi çok önemli görüyoruz. Kendi bölgenizde olup bitenleri bilmemeniz büyük bir risk. Bu sebeple İİT'nin yapması gereken çok önemli bir görevi de üye ülkelerinin bilgi kapasitesini artırmaya destek olmalı. Yine aynı şekilde fark yaratacak finansmanı bularak, üye ülkelere bilgi vermeleri ve onları eğitmeleri gerekiyor."
Ticaret savaşlarının, küresel yatırımı ve ekonomik büyümeyi fazlasıyla etkilediğini belirten Kamel, risk anlamı taşıyan ticaret savaşlarının, İİT üyelerine fırsat yarattığını kaydetti.
Kamel, bölgesel ticaret entegrasyonunun sağlanabilmesinin önemine işaret ederek, "Afrika ekonomileri uzun yıllardır iç şoklarla ve problemlerle yaşayıp durdular. Bunun aksine, Afrika Kıtası Serbest Ticaret Anlaşması'nın imzalanması küresel ticarette çok doğru bir adım. Bence bu anlaşma, Dünya Ticaret Örgütü'nün anlaşmasından sonra kapsamı itibarıyla en geniş anlaşma. Ticaret savaşlarının etkilerinden buna benzer anlaşmalarla kurtulabiliriz."
- "Kalkınma hedefleri için birlikte finansman sağlayabiliriz"
İslami Kalkınma Bankası'nın (IDB) iştiraki Uluslararası İslam Ticaret Finans Kurumu (ITFC) Bölge Temsilcisi Harun Çelik de İslam Kalkınma Bankası ve diğer kamu-özel finans mekanizmaların sağlayacağı finansman kaynaklarının sürdürülebilirliğine ilişkin konuştu.
Çelik, şunları kaydetti:
"İİT üyesi ülkelerin sürdürebilir kalkınma hedeflerini 2030'da yakalayabilmesi için ihtiyaç duyulan yatırımları dikkate alırsak, ortaklık konusunun aslında bir gereklilik olduğunu anlarız. Çünkü gerekli olan yatırım maliyetleri, çok taraflı kalkınma kuruluşları ya da özel sektörün yapabileceğinin üstünde. Dolayısıyla yatırımlar için de ortaklık şart. Kalkınma hedefleri için birlikte finansman sağlayabiliriz."
