Dolar

32,4896

Euro

34,9304

Altın

2.432,00

Bist

9.807,33

Irkçılık ve Kürtçülük çıkmaz yoldur!

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-16 12:39:44

Irkçılık ve Kürtçülük çıkmaz yoldur!

Avrupa Parlamentosunun seçimden önce hazırladığı ancak açıklanmasını sonuçların açıklanmasından sonraya bıraktığı Türkiye raporunu 10 Haziran'da açıkladı. Raporunkin ve nefretle hazırlandığı ülkeyi adeta topyekûn köşeye sıkıştırmayayönelik olduğu barız bir şekilde gözüküyor.

Osmanlı Cihan Devletinin kalıntılarından dahi çekinen Batılı emperyalistler Türkiye'nin kalkınmasını ve gelişmesini istemediğini anlatmama gerek yok. Bu bilinen bir gerçektir. 6 Haziran seçimleri neticesinde ortaya çıkan “çarpık” sonuç en çok İslam ve Türkiye düşmanı olanları sevindirdi. Saymaya gerek yok. Siyonistler başta olmak üzere ABD, AB ve bazı Ortadoğu ülkeleri bunların başında gelmektedir. Yerli işbirlikçi Haşhaşı ve terör yanlısı hainler bu hergelelerin yanında bulunmaları da bilinen tablonun tezahürüdür.

Rapor, Soytarı ve Palyaço kılıklı Hollandalı bayan parlamenter Kati Piri tarafından yazıya dökülmüş ama onun üstünde bir üst akıl olduğu çok açık. Bu soytarılar bizden Akkuyu Nükleer Santral projesinin durdurulmasını, laikliğin yeniden işler hale getirilmesini, Uydurulmuş1915 olaylarının "soykırım" olarak tanınmasını ve Kuzey Kıbrıs'ın elinde bulunan Maraş'ın Güney Kıbrıs Rum kesimine verilmesini istiyor.

13 yıl sonra şer güçlerin bu ilk talepleridir. Daha sonra ülkemizde yapılan büyük projelerin durdurulması, bunların başında3. Havalimanı ve Yavuz Sultan Selim köprüsü ileKanal İstanbul projeleri takip edecek. Akabinde Doğu ve Güneydoğu illerine yönelik başlatılan kalkınma projeleri ile askeri ve teknoloji alanında ülkemizin başlattığı atılımların hepsini durdurmak için talimat yağdıracaklar.

Eğer bu şer odaklarının dizayn ettiğiTürk, Kürt ve ne olduğu tam belli olmayan CHP koalisyonu kurulursa bu zibidiler bırakın ülkenin kalkınmasını durdurmak çok daha gerilere götürmek için var güçleriyle çalışacaklar. Zaten bu emperyalistlere koltuk - makam için kul ve köle olacak “dinli” veya “ dinsiz” onlarca hain bulunmaktadır.Koalisyonu yapacak olan siyasi partilere baktığımızda hiç de iç açıcı bir tablo ile karşılaşmıyoruz. Hepsinin bir şekilde Siyonistlerin kontrolünde olan Haşhaşı Paralel FETÖ terör örgütüyle bağlantı içinde olduklarını görüyoruz.

CHP dışındaki diğer muhalefet partileri belki çok fazla uluslararası şer odakları ile doğrudan ilişkisi yoktur. CHP'nin temeli dışarıda olduğundan şer odaklarıyla dostlukları çok eskilere dayanır. Muhalefetkendi çaplarında belli başlı emperyalist gruplarla içli dişlidirler. Ancak FETÖ grubu öylemi, dünyanın neresinde İslam ve Türkiye düşmanı şer güç varsa hepsiyle dost ve ülkeyi batırmak için ortak proje üretiyorlar. Bu “çömez” siyasi figürleri şeytanın yeryüzündeki temsilcileriyle bir araya getirmek için büyük uğraşveriyorlar. Bir yerlere gelmek için bu kişiler tüm değerleri bir kenara bırakıp “Tayyip Erdoğan düşmanlığını” bahane ederek ülkeyi batırmak için geliştirilen projelere onay vermeleri üzücü ve düşündürücüdür.

FETÖ + CHP + MHP + HDP ülkeye ne kadar zarar verecek?

MHP'nin bir kısım idarecisiyle partiye gönül vermiş olan kişilerde “Vatan-Millet” ve din sevgisinin olduğunu biliyorum. Ancak bu istekleri partinin üst yönetimi tarafından pek dikkate alınmadığı görülmesine rağmen gönüllüler “bu kez bizi dikkate alırlar” savıyla partilerini destekliyorlar. Buna rağmen her zaman parti yönetimi seçmenini hayal kırıklığına uğratmıştır. Şimdi şer yapının içinde yer alarak yine ülke düşmanlarıyla dirsek temasında olduklarını görüyoruz.

Terör örgütü ve bebek katılı PPK ile dirsek temasında olan HDP bu seçimde doğu illerinde başka Batı illerinde ise başka bir politika izledi. Sonuçta, demokratik olmayan yüzde 10'luk seçim barajını aşarak MHP ile eşit milletvekili çıkarıp meclise girdi. Eğer bu parti kendi bileğinin hakkıyla meclise girmiş olsa tebrik etmek gerekirdi. Ancak “bukalemun” gibi renkten renge giren bu kişiler sadece PKK terör örgütüyle değil yeryüzünde her ne kadar İslam düşmanı ve şeytanı güç varsa hepsiyle ittifak kuran bir yapıları var. Vatan ve ülke derdi olmayan sadece Kürt ırkçılığı yapan bu kişiler son anda meczup FETÖ'nün örgütüyle ülkeyi karanlık çağa döndürmek için anlaştı.

AK Parti Hükümetinden nimetlenen daha sonra menfaati bitince Erdoğan'ı ve icraatlarını devamlı olarak eleştiren Haşhaşı Paralel yapı her fırsatta “Kürtlere özerklik veriliyor. AK parti Kürtleri şımartıyor” diye çığırtkanlık yaparakKürt halkını aşağılayan bu Irkçı ve faşistkafa bir anda fikir değiştirerek(!) sözde Kürtleri sevmeye başladı. Bu sahtekârlığa inanan bazı saf veya akıllarını kiraya vermiş olan kişiler oldu. Kendi kontrolleri altında tuttuğu kişilere zorla terör yanlısı HDP'ye oy verdirttiler. Şirnak'taki Polis lojmanlarından tutun Japonya'da eğitim için giden öğrencilere kadar herkesin demokratik oy verme hakkına ipotek koydular. Nefret ettikleri Kürtçü ve terör yanlısı HDP'ye oy verdiler.

Kürtler neden terör yalısı Irkçı gruba yöneldi?

Vatan haini FETÖ grubunun durumu belli. Ülkenin refahını ve huzurunu kaçırmak için dış mihraklara verdiği sözü yerine getirmek için mücadele ediyor. Ancak beni en çok üzen Kürt kardeşlerimizin büyük çoğunluğu, yaklaşık yüzde 70'ı ırkçı, terör yanlısı, Yasin Börü kardeşimiz ve onun hocası olan İhya-Der başkanı Aytaç Baran'ı şehit eden, uyuşturucu ve kadın tacirliği yapan kişilerin yanında yer almaları oldu. Gay ve lezbiyenliği bir hayat biçimi olarak sunan ve mücadele veren, Diyanet'i kapatmak, onun değerli başkanını rencide etmeye çalışan ateist ve Marksist bir partiye oy vermeleri herkesi derinden etkiledi.

Irk temeline dayanan bu yöneliş İslami olmadığı gibi insanı temeli de yoktur. Bir insan sadece Türk veya Kürt olduğu için desteklenmez ki! İşin bir başka boyutu da Ak Parti bölgeye akla hayale gelmeyen yatırımlar yaptı. “Çözüm süreci” sayesinde batı toplumunda hem de “beyaz Türklerden” ve Haşhaşı güruhundan çok sert eleştiri almasına, oy kaybetmesine rağmen doğru olanı yapmaya çalıştı. PKK ve yandaşları ise her fırsatta barışa giden yolu engelledi. Hükümeti seçim meydanlarında alkışlayan bazı ikiyüzlüler sandıkta bir çırpıda Ak Parti'yi silmeleri, peşinden de “yapmasaydın” demeleri izah edilebilir gibi değil.

Kürtçülük yapanları anlamakta zorlanıyorum. Kendine karşı olanları “dost”, sevenleri ise nasıl “düşman” hale getirdiler? Soytarılıkla sosyeteliği birbirine karıştıran ve kendine “Beyaz Türk” diyen “sülük timi” birden Kürtçü kesildi. Bu yetmezmiş gibi CHP, Kemalist ve Faşist FETÖ örgütünün “kamikaze” ekibi Kürt ayrılıkçı ve ırkçı ekibi can siperine savunmaya çalışması gözlerimi yaşarttı(!) Bu hainlerin Kürt hareketinden bir çıkarları olmasa bu şekilde davranmazlar. Çıkar ve alengirli ilişki nedir?

Irkçılık insanlık için büyük bir ayıp ve dinimizce de haram olan bir düşüncedir. HDP'nin yanında bulunan sözde “Mele” olan kişiler bu ilahi emri nasıl olurda kendi çıkarlarına uygun yorumlarlar. Sadece ırkçılığı değil kaçak elektrik, su, gaz, vergi ve uyuşturucu kaçakçılığının yanında devletlerarası yapılan mal kaçakçılığını nasıl oluyor da olumlu karşılıyorlar? İslam'da helaller ve Haramlar bellidir.

Sahte “Meleler'le” gerçek “Meleler” arasında fark var!

Doğu illerimizde bulunan gerçek “Meleler” terör örgütü ve onun siyasi uzantısından çok uzaktır. Şükürler olsun ki o gerçek Âlimlerve ümmetçi kardeşlerimiz hala varlığını koruyor. İnançlı kardeşlerimiz ve MelelerFaşist Irkçı fikirlerin karşısındadır. GerçekMele onlardır. Yoksa Haşhaşılerle kol kola verip vatan – millet ve din düşmanlığı yapanlar için bu sıfatı kullanmak doğru değildir. Onlar ruhlarını şeytana satmışlardır. Hocalık veya “Mele” sıfatına layık değiller.

Hangi propaganda veya hangi dünyalık meta uğruna PKK'nin siyasi uzantısı olan Marksist bir gruba bu insanların oy verdiği iyice araştırılıp açıklığa kavuşması gerekir. Bu insanlar kendilerini “dindar Kürt” olarak adlandırdıkları için bu tahlilin yapılmasını istiyorum. Yoksa her insan istediği partiye oy verebilir. Ancak “Dindar” sıfatınıkullanan ve taşıyan bir kişi kalkıp dinle hiç alakasıolmayan, hatta din düşmanı katil bir grupla yan yana durması ancak FETÖ örgütü gibi grupların işi olabilir.

HDP'ye oy verenler kendini “Dindar Kürt” olarak değerlendirirse ben bu yorumu ve soruyu sormak zorundayım. Ama normal oy veren, “Din” olgusunu öne çıkarmayan birisine bu soruyu soramayız. Hem dindar olarak kendini göreceksin hem de din karşıtıhatta savunduğu fikirlerle Allah'a kafa tutmaya çalışan ateist gruplarla aynı safta bulunacaksın bu kabul edilemez.

Şunuda belirtmeliyim,Ben HDP'yı gerçek siyasi bir parti olarak değil,PKK'nin bir örgütü olarak görüyorum. Bu şebeke binlerce masum insanı katleden, yıllarca Türk ve Kürt demeden herkesi haraca bağlayan, hırsızlık ve kaçakçılık eden insanlık dışı bir yapıdan bahsediyoruz. Normal bir siyasi parti olmuş olsa ayni itham ve eleştirilerde kesinlikle bulunmazdım. Çünkü kendimiz dışındaki fikir, inanç ve akımlar bize fiili saldırıda bulunmadığı müddetçe ancak saygı gösteririz.

Hala kendini hem dindar hem de Kürtçü olarak görenlere tavsiyem şudur, bu inanç ırkçılığı reddeder. Onun için ırkçılığı bırak.İslam'ın emirlerine sarıl. İslam'ın partisi veya grubu yoktur. Ümmet vardır. Bu ümmetin bir parçası olmaktan çıkarak ABD ve Siyonist destekli yapıların içine girmeyin. Beraber olunan ve destek verilen her eylemden Türkler olduğu kadar Kürtler de sorumludur.

Hz. Âdem (A.S)'im evlatları olarak Allah katında hepimiz eşitiz, üstünlük ancak takvadadır.Irkçı, katıl ve Siyonist güdümlüleri dost edinmeyin!

twitter.com/aslanbalci1

Haber Ara