Dolar

32,3199

Euro

35,0659

Altın

2.308,05

Bist

9.079,97

İranlı Siyaset Bilimi Uzmanı Musevi: 'Pekin ve Moskova İran için güvenilir müttefikler değil'

İranlı Siyaset Bilimi Uzmanı Kaim Musevi:- 'Moskova yönetimi İran ile Batı arasındaki ilişkilerin normalleşmesine izin vermiyor. Rusya, Batı'ya karşı İran kartını kullanabilmek ve onlardan imtiyaz alabilmek için İran-Batı ilişkilerinin devamlı sorunlu olmasını istiyor'- 'İran'ın, Çin'in Müslümanlara yönelik muamelesini görmezden gelmek zorunda kaldığı görünüyor. İran, Çin'in Sincan Uygur Öz

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-04-15 17:02:35

İranlı Siyaset Bilimi Uzmanı Musevi: 'Pekin ve Moskova İran için güvenilir müttefikler değil'
ABDOLSALAM SALIMI POOR - İranlı Siyaset Bilimi Uzmanı Kaim Musevi, İran'ın Rusya ve Çin'e bağımlı politikalar izlemekten kaçınması gerektiğini belirterek, Pekin ve Moskova'nın İran için güvenilir müttefikler olmadığını söyledi.

Musevi, AA muhabirine, İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Kiyanuş Cihanpur'un yeni tip koronavirüs (Kovid-19 ) salgınıyla ilgili Pekin yönetimini eleştirmesinin ardından Çin'in Tahran Büyükelçisi Chang Hau'nun tepkisiyle ortaya çıkan tartışmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İran'ın 41 yıl boyunca darbe tehditleri, Irak-İran savaşı, Huzistan ve Kürdistan eyaletlerindeki ayaklanmalar gibi ülkenin bağımsızlığını hedefleyen çeşitli baskılar ve insan haklarıyla ilgili suçlamalar karşısında ağır bedeller ödediğini ifade eden Musevi, "Şimdi, ABD'nin baskı ve yaptırımlarına karşı durmak için bazı konularda alttan alıp Çin'e boyun bükersek bu bedeller kaçınılmaz olarak zarar görecektir." dedi.

- "Batı'nın yaptırımları İran'ın doğuya yönelmesine neden oldu"

İran'ın dış politikadaki "Ne Doğu, ne de Batı, İslam Cumhuriyeti" sloganına dikkati çeken Musevi, "Bu slogan, İran'ın ulusal çıkarlarını ve bağımsızlığını korumak için dış ilişkiler alanında akıllıca davranarak en iyi kararı almamızı gerekli kılıyor. Slogan, Humeyni'nin karizmatik liderliğine kadar denge politikasının korunmasına ve İran'ın iç ve dış ilişkilerinde bağımsız hareket etmesine yardım etti. O zamandan bugüne kadar, bazı iç sorunların yanında Batı'nın ekonomik yaptırımları ve baskılarının ağırlığı bu dengenin yavaş yavaş bozulmasına ve İran'ın doğuya yönelmesine neden oldu." diye konuştu.

Musevi, özellikle 1980'lerde nükleer anlaşmazlık ve bunun sonucu olarak getirilen yaptırımlar nedeniyle ekonomide gerilemeler yaşandığına ve hatta doğrudan bir askeri saldırı tehlikesinin de ortaya çıktığına dikkati çekerek, bu şartların İran'ın bölgede vekil güçler oluşturmasının yanı sıra Çin ile Rusya'yla ilişkileri artırma arzusuna yol açtığını ifade etti.

- "Moskova yönetimi İran ile Batı arasındaki ilişkilerin normalleşmesine izin vermiyor"

Özellikle Rusya'nın İran-Batı ilişkilerindeki durumdan faydalandığını dile getiren Musevi, şöyle devam etti:

"Moskova yönetimi İran ile Batı arasındaki ilişkilerin normalleşmesine izin vermiyor. Rusya, Batı'ya karşı İran kartını kullanabilmek ve onlardan imtiyaz alabilmek için İran-Batı ilişkilerinin devamlı sorunlu olmasını istiyor. Rusya, İran'ı sınırlı ve kontrollü şekilde destekliyor ancak desteklemesi gerektiği yerlerde de yeterli destek sağlamamıştır. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nda İran'a karşı çıkarılan kararlar, Rusya tarafından hiçbir zaman veto edilmedi hatta Rusya bu kararlar için çekimser oy dahi kullanmadı."

İran'ın birinci ve ikinci dünya savaşlarında ülkenin Ruslar tarafından işgali, İmam Rıza Türbesine saldırı ve Irak savaşında Saddam Hüseyin'in Moskova tarafından silahlandırılması gibi Rusya'nın kendisine karşı birçok eylemi görmezden geldiğini savunan Musevi, "İran, tüm bu felaketleri görmezden gelerek, Rusya ile normal ilişkilere sahip olup bu ülkeye birlik elini uzatabildiyse ne tür bir geçmişi olursa olsun neden sorunlu olduğu diğer ülkelerle normal ilişkiler kuramıyor?" sorusunu yöneltti.

- İran, Çin'in Uygur Türklerine yönelik muamelesini görmezden geldi

İran'ın Çin ile ilişkilerine de değinen Musevi, Tahran yönetiminin bu ilişkilerin önemi nedeniyle Çin'in Uygur Türklerine yönelik muamelesini görmezden geldiğini söyledi.

İran Anayasası'na göre, özgürlük isteyen hareketlerin desteklenmesi gerektiğini ifade eden Musevi, İran'da ülkenin dış politikasında Çin'deki Müslümanlar ile Filistinli Müslümanlar arasında ne fark olduğunun ve Çin'deki Müslümanların neden desteklenmediğinin sorgulandığını aktardı.

"Dış politikamızın pratik yönelimi ulusal çıkarlarımıza mı yoksa değerlerimize mi dayalıdır?" diye soran Musevi, "İran'ın, Çin'in Müslümanlara yönelik muamelesini görmezden gelmek zorunda kaldığı görünüyor. İran, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ne yönelik hassasiyeti nedeniyle bu ülkenin Müslümanlara yönelik politikasını protesto eden ülkelere katılmıyor gibi görünüyor ancak Çin'in Müslüman Uygurlara insani ilkelere uygun olarak davranması yönündeki itirazlarını gizli şekilde yaptığı yüksek bir ihtimaldir." değerlendirmesinde bulundu.

Musevi, sözlerine şöyle devam etti:

"Ne Doğu ne de Batı ilkesi, diğer ülkelere taviz vermemenin yanı sıra, hepsiyle normal ilişkiler kurmamızı ve dış politikayı gergin doğasından hariç tutmamızı gerektiriyor. Çağdaş dünyada hiçbir ülkenin tam bağımsızlığı yoktur. Ülkeler birbirine bağımlıdır. Dünya küresel bir köy haline geldi ve herkes isteyerek veya istemeyerek birbirine bağlı ve bundan etkileniyor."

İran-Batı ilişkilerinde tek suçlunun Tahran yönetimi olmadığını kaydeden Musevi, "Batı, çeşitli yerlerde İran'ın güvenini kazanamadı, ülkemize doğru ve karşılıklı bir yanıt veremedi. İran ne zaman Batı'ya güvense Batı bu güveni her zaman boşa çıkardı. Buna rağmen, İran, Rusya ve Çin'e bağımlı olmaktan kaçınmalı, çünkü güvenilir ve istikrarlı müttefikler değiller ve kesinlikle hassas noktalarda ülkemize gerekli desteği vermeyecekler." ifadelerini kullandı.

İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Cihanpur, 5 Nisan'da yaptığı açıklamada, Çin yönetiminin Kovid-19'la ilgili açıklamalarını eleştirerek, "Çin, Kovid-19'dan ölenler ve hastalarla ilgili açıkladığı rakam ve istatistiklerle dünyaya acı bir şaka yaptı. Bu hastalığa yakalanan ülkeler, Çin'in açıklamalarını göz önüne alarak, hastalığın gripten daha hafif olduğunu zannetti." ifadelerini kullanmıştı.

Bu açıklama üzerine Çin'in Tahran Büyükelçisi Chang, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ülkesinin her gün Kovid-19'la ilgili gelişmeler hakkında resmi açıklama yaptığını belirtmiş, buna karşılık Cihanpur, İran'da söz konusu açıklamanın günde 2 kez yapıldığı cevabını vermişti. Bu cevaba tepki gösteren Chang'ın, "Beyefendi, umarım Çin halkının gerçekleri ve büyük çabalarına saygı duyarsınız." paylaşımında bulunması eleştirilere yol açmıştı.

Bazı milletvekilleri de Çinli Büyükelçi'nin İran'a saygısızlık yaptığını öne sürmüştü.



Haber Ara