Zarif, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney'e ait internet sitesinde yayınlanan röportajında, Arap ülkelerinin ABD ve İsrail ile ilişkileri ve bu ilişkilerin Filistin meselesine etkileriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Özellikle son yıllarda bazı Arap ülkelerinin, ABD yönetiminin açıkladığı sözde barış planı gibi Filistin aleyhindeki projelere destek verdiğini ifade eden Zarif, "Arap dünyası, sadece ABD ve İsrail'e karşı pasif durmakla kalmadı, aynı zamanda onlarla Filistin aleyhinde müttefik oldu." dedi.
Bu durumun Arap ülkelerini de zayıf duruma getirdiğini söyleyen Zarif, "Böylece Amerikalılar (Filistin aleyhindeki) planlarını açıklayabilecekleri sonucuna vardılar. Ancak Amerikalılar birkaç yıl önce tüm Filistin sorununu bir gayrimenkul meselesi haline getirmeyi ve Filistin halkının temel haklarını ve isteklerini kendi inşaat projeleri için feda etmeyi düşünecek bir konumda değildi." yorumunu yaptı.
Zarif, ABD Başkanı Donald Trump'ın Golan Tepeleri'nin İsrail toprağı olarak tanınması ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının arkasında bazı Arap ülkelerinin ABD karşısındaki tutumlarının olduğunu savunarak, "Arap dünyası, ABD ve Siyonist rejimden kendi güvenliklerinin sağlanmasını talep ediyor. Kendilerine, halkına ve Müslüman komşularına güvenecekleri yerde ABD'den güvenlik talep ediyorlar." ifadelerini kullandı.
- Apartheid benzetmesi
Filistin'in, Trump'ın sözde barış planıyla Güney Afrika'daki ırksal ayrımcılığı savunan apartheid rejiminin uygulamalarının yaşanacağı bir yere dönüşeceğine dikkati çeken Zarif, "İşgal altındaki Filistin'in ortasında belirlenmiş alanlar halkı gözetimde tutmak amacıyla şekillenecek." ifadelerini kullandı.
Zarif, söz konusu anlaşmadaki konuların Madrid ve Oslo gibi Filistin ile ilgili varılan uluslararası anlaşmalarca belirlenen şartların da ötesine geçtiğini belirterek, "Yüzyılın Anlaşması, 1967'den sonraki tüm toprakları bile siyonistlere bağışlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Trump, iktidara geldiği 20 Ocak 2017'den bu yana aldığı skandal kararlarla İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözüm umutlarını ortadan kaldırdı. Trump, ilk olarak 6 Aralık 2017'de uluslararası hukuku yok sayarak Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımıştı. 25 Mart 2019'da İsrail'in 1967'den bu yana işgali altında tuttuğu Suriye toprağı Golan Tepeleri üzerinde İsrail'in hakimiyetini tanıyan Trump başkanlığındaki ABD yönetimi, 28 Ocak'ta "Yüzyılın Anlaşması" adını verdiği tek taraflı sözde barış planını açıklamıştı.
ABD'nin Filistin halkının haklarını görmezden gelerek açıkladığı sözde barış planına başta Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere bazı Arap ülkeleri destek verdiğini açıklamıştı.
