İran'da gezilmesi gereken kentlerin başında güller ve şairler kenti Şiraz geliyor. 'Bostan ile Gülistan'ın yazarı ünlü şair Şeyh Sadi ve 'Hafız Divanı'nın yazarı Hafız-ı Şiraz'nin doğum yeri Şiraz gülleri, irem bağları ,tarihi çarşıları, camileri, kaleleri, türbeleri, kaya mezarlıklarıyla ünlü.
Şiraz, Ahameniş İmparatorluğu zamanında kurulmuş bir şehir. Ahamenişler tarihi M.Ö. 550'lere dayanan İlk Pers İmparatorluğu.
Ancak Şiraz önemli bir merkez olabilmek için Sasaniler dönemine kadar beklemiş. En güzel yıllarını ise Zend Hanedanlığı (1747-1779) zamanında yaşamış. Bu dönemde Şiraz'ı İran'ın başkenti yapan Kerim Han Zend, Şiraz'a çok gösterişli yapılar yapmış.
Kerim Han Kalesi
erim Han Kalesi, Kerim Hanı'ın handedanlığı süresinde yaşadığı evi. 4 bin metre kare alana kurulu olan kalenin her biri 14 metre yüksekliğe ulaşan 4 kale burcu var. Bunlardan bir tanesi Pisa Kulesi gibi yan yatmış. Yapımı süresinde 12 bin işçinin çalıştığı söyleniyor.
Kalenin girişindeki çinide İran'ın efsanevi pehlivanı Rüstem'in beyaz bir devi öldürmesi anlatılıyor. Kalenin içerisine girdiğinizde ise sizi çok güzel bir bahçe, bahçede narenciye ağaçları ve birçok İran yapısında olduğu gibi ortada bir havuz sizi karşılıyor. Sarayın içine girdiğinizde ise cam işçiliği sizi büyülemeye yetiyor. İran gerçekten de cam sanatında dünyanın en iyilerinden olduğunu bu ve daha sonra anlatacağın birçok yapısında dünyaya haykırıyor.
Vekil Camii
Kerim Han tarafından yaptırılmış en önemli eserlerden biri. İçeri girdiğinizde yine sizi bir havuzlu avlu karşılıyor. Burayı ayakkabı ile gezebiliyorsunuz. Çünkü caminin sadece sol tarafında yer alan bölümü ibadete açık. Geri kalan yerler şu an müze olarak kullanılıyor.
Vekil Çarşısı
Vekil Camii'nin bir diğer tarafında ise sizi tarihi Vekil Hamamı bekliyor. Tabi bu hamam bizim tarihi hamamlardan farklı. Burası bir balmumu müzesi olarak kullanılıyor. Yani güzel bir gezinin ardından burada yorgunluk atarım hayaline kapılmayın.
Vekil Hamam
Vekil Camii'nin bir diğer tarafında ise sizi tarihi Vekil Hamamı bekliyor. Tabi bu hamam bizim tarihi hamamlardan farklı. Burası bir balmumu müzesi olarak kullanılıyor. Yani güzel bir gezinin ardından burada yorgunluk atarım hayaline kapılmayın.
Şah Çerağ Türbesi
İmam Rıza'nın kardeşi Seyyid Emir Ahmed'in türbesi burada yer alıyor. Türbe adını da ondan alıyor Seyid Emir Ahmed'e halk tarafından verilen lakaptan alıyor. Şah Cerağ Işıkların Şahı anlamına geliyor.
Nasır El Mülk Camii (Nam-ı Değer Pembe Camii)
1876 yılında Kaçar Hanedanı'ndan Mirza Hasam Al Nasir el-Mülk'ün emriyle inşaatına başlanan camii 1888 yılında tamamlanıyor. Bu camii özellikle rengarenk çini ve vitraylarıyla camiyi ziyaret edenleri kendine hayran bırakıyor.
Bu camii de yine havuzlu bir avlu ve camiiden oluşan bir kompleks. Camiyi sabah ışığı zamanında ziyaret ettiğinizde camiinin içerisinde tam bir görsel şov sizi bekliyor.
İrem Bağları
İrem Bağları dünyada cennet bahçelerine nazire olsun diye yaptırıldığı söylenilenn bahçe. Dünya bahçeleri arasında parmakla gösterilecek bu bahçe yine ortada havuz önünde aynalı çok güzel bir köşk bulunan bir kompleks.
Sadi Türbesi
Sadi, İran edebiyatı için olduğu kadar İslam edebiyatı içinde de çok nemli bir şair. Bugün Sadi'nin Türbesi Şiraz'ın en önemli cazibe merkezleri arasında yer alıyor. Türbenin bulunduğu kompleksin altında ayrıca küçük de bir mahzen bulunuyor.
Hafız Türbesi
Şiraz'da uğruna türbe yapılan önemli şairlerden bir diğeri de Hafız. Bugün İran'da birçok evde Kuran'ın yanında Hafız'ın divanı yer alıyor. İran'da içi sıkılan, kafasına bir şey takılan Hafız'ın ruhuna bir Fatiha okuduktan sonra Hafız'ın divanını açıp rastgele bir sayfa açıp okuyorlar. Buna da Hafız'ın divanı ile fal bakmak diyorlar.
Perspolis
Persepolis, Şiraz'a yaklaşık 55 km uzaklıkta UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan tarihi yerlerden biri. Ahemeniş Hükümdarı I. Darius tarafından M.Ö 518 yılında kurulan şehrin inşası 100 yıl boyunca sürmüş. Girişinde “Tüm Halkların Şehri” yazan bu muazzam şehir, muhteşem mimarisi ile Ahemeniş Devleti'nin ihtişamını gösteriyormuş. Belki de bu yüzden Büyük İskender burayı fethettiğinde şehri yıkıp yağmalamış. Yunan tarihçi Plutarkos'a göre Büyük İskender buradaki hazineyi 20 bin yük katırı ve 5 bin deve aracılığı ile beraberinde götürmüş.
1930'lu yıllarda Şikago Üniversitesi sponsorluğunda Alman arkeologlar gelinceye kadar bu şehrin kalıntıları gizli kalmış. 50 yıllık bir çalışma sonrasında halihazırdaki şehre ulaşılmış.
Nakş-i Rüstem (Nekropolis)
Persepolis'ten Şiraz'a dönerken yol üstündeki dev kayalar üzerindeki kaya mezarlıklardır.
