Ülkede Ayetullah Mekarim Şirazi'ni himayesinde düzenlenen "Çağdaş Tekfiri Akımların Tehlikesi ve Ulemanın Sorumluluğu" konulu toplantıya davet edilmesine rağmen konuşturulmayan Prof. Dr. Büyükkara, sosyal paylaşım sitesi Twitter'da duruma tepki gösterdi.
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamaya yapan Büyükkara, böyle bir tavrın gösterileceğini tahmin ettiğini daha önce de bu tür tecrübeler yaşandığını söyledi. Bu nedenle toplantıya gitmeden kendisine konuşma sırası verileceğinin teyidini İran Büyükelçiliğinden aldığını belirten Büyükkara, "İranlıların misafirlerini teşrifat ve ikramda her zamanki gibi tam puan aldıklarını söyleyebiliriz. Ama bizim niyetimiz tabii ki hoş vakit geçirmek değildi. 'Dini Aşırılığın İki Yüzü: Tekfircilik ve Mezhepçilik' başlıklı konuşmamızı yapacaktık. Türkiye'den tek ben olmama ve teyit almama rağmen ne yazık ki konuşma hakkı verilmedi. Toplantı, Şia ve İran'daki 'resmi' Sünni ulemanın, Irak, Senegal, Nijerya ve Pakistan gibi birkaç ülkeden alimin 5-10 dakikalık mücamele (hoş sözlerle karşılıklı paslaşma) cinsinden konuşmasıyla sona erdi. Maksada ulaştırmayacak ve daha çok İran'ın propaganda aracı olarak hizmet gören bu tür toplantılara katılırken 10 defa değil 100 defa düşünmek lazım" diye konuştu.
Prof. Dr. Büyükkara, konuşmasın izin verilmemesine gerekçe olarak vakit azlığının gösterildiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Toplantıya katılan diğer konuşmacılar çok önemli kişiler değildi. Orada Türkiye'ye bir söz hakkı verilmesi gerekirdi. Niyet okuyamam ama orada kendimi küçültülmüş hissettim. Daha evvel teyidini aldığımız bir hakkın verilmemiş olması bizi incitti. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum; Tekfir gibi önemli bir konu bir güne sığdırılamaz. Sünni dünyadan o kadar çok insan davet etmişler ki bir çoğu konuşamadı. Onun yerine İran'ın Sünni bölgelerindeki temsilcileri konuştu. Tekfir konusunda bizim de söyleyeceklerimiz vardı. Tebliğimizi Arapça sunacaktık, yoğun bir hazırlık yaptık. Mesajım şuydu; Tekfircilik sadece İslam dünyasının sorunu değil. Tekfircilik, DAEŞ, El-Kaide gibi örgütlerle gün yüzüne çıkan büyük bir sorun. Bir diğer sorun daha var onu da görmezlikten gelemeyiz. Bu da mezhepçilik. Mezhebi esas alarak insanların ayrımcılığa uğraması, haritaların çizilmeye çalışılması, ülkelerin sınırlarının yeniden belirlenmesi, karşıtlık ve yandaşlıkların buna göre ayarlanması dini aşırılığın bir diğer yüzüdür. İran şöyle bir algı yaratmak istiyor; İslam ile Vahhabiliğin bir savaşı var. Bir tarafta Şiiler ve Sünni Müslümanların büyük bir bölümü diğer tarafta ise ele avuca sığmayan tekfirci grup. Bu tam olarak doğru değil, kısmen doğrudur. Soruna tek taraflı bakmaktır. Diğer tarafta da tekfirciliği azdıran mezhepçilik var. Mezhebi esas alan agresiflik var. Biz tebliğimizde bunu dile getirmek istedik. Söz verilmeyince sesimizi dünyaya duyuramadık. Beni kızdıran bu oldu."
- "Böyle reklam kokan toplantılarla bir yere varılmaz"
İran'la hala diyaloğun devam etmesinden yana olduğunu ve İran'a gidilmesin diyen kesime katılmadığını vurgulayan Büyükkara, "İslam dünyasında büyük bir kaos var. Bunun giderilmesi için insanların bir araya gelip toplanması lazım. Ama bu toplantılar son katıldığım toplantı mantığıyla olmaz. Öyle olunca taraflar da inciniyor zira oraya çağrılıyoruz ve konuşturulmuyoruz" dedi.
Toplantıda bazı görsellere de yer verildiğini dile getiren Büyükkara, burada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama'nın birlikte bir fotoğrafının gösterildiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Ortadoğu'da yaşanan karmaşada ABD ile Türkiye arasında bir iş birliği varmış gibi yansıtılmaya çalışıldı. Heyete, Avrupa'nın tekrarladığı 'DAEŞ'in arkasında Türkiye var' şeklindeki iddialara gönderme yapılarak, dini bir toplantıda böyle yanlış siyasi mesajların verilmesinin doğru olmadığını söyledim. Beni sinirlendiren mesele sadece konuşturulmama değil, bu tür mesajların da verilmesiydi. Böyle reklam kokan toplantılarla bir yere varılmaz. Din alimlerinin bir araya geldiği toplantılarda siyasi konular ele alınmamalı. Bu toplantılarda kavga olmamalı, sorunlar açık bir şekilde konuşmalı ve ciddi kararlar alınmalı."
