Dolar

32,5657

Euro

34,9923

Altın

2.432,02

Bist

9.770,27

Irak ve Bahreyn arasında Mukteda Es-Sadr krizi

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-04-29 11:59:08

Irak ve Bahreyn arasında Mukteda Es-Sadr krizi

Dün en üst düzeyde ağırlanıp övgüler yağdırılan Mukteda Es-Sadr'a Âl Halife'nin bugün “köpek” demesi, Suudi Arabistan ve BAE'nin İran'a karşı kullanmak üzere yatırım yaptığı Şii liderin Bahreyn'i hedef alması Arap sokağında alay konusu oldu.

Irak, Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid Bin Ahmed Âl Halife'nin, Şii lider Mukteda Es-Sadr'ı hedef alan açıklamalarından dolayı Manama'dan resmi özür talep etti.

Irak Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bahreyn Dışişleri Bakanı'nın saldırgan ifadeleri, Es-Sadr'a, hatta Irak'a ve egemenliğine zarar vermektedir.

Özellikle de Irak'ın, komşusu olan İran'ın egemenliğine boyun eğdiği yönündeki sözler, diplomatik normlara göre kabul edilemez sözlerdir” dedi.

Basra Körfezi'nin iki Arap ülkesi arasındaki kriz, Mukteda Es-Sadr'ın açıklaması ve Âl Halife'nin Şii lidere cevabı üzerine patlak verdi.

Es-Sadr, önceki gün yaptığı yazılı açıklamada Bahreyn, Yemen ve Suriye'de savaşın sona ermesi ve bu ülkelerdeki iktidar sahiplerinin acilen görevlerini bırakmalarını istemişti.

Bahreyn Dışişleri Bakanı Âl-Halife işte bu açıklamaya tepki göstererek, Mukteda Es-Sadr için “köpek”, “aptal” ve “otoriter” gibi ifadeler kullandı.

Şii liderin ülkesindeki İran nüfuzu karşısında sessiz kaldığını söyledi.

Bahreyn Dışişleri Bakanlığı da Es-Sadr'ın açıklaması üzerine, Irak'ın Bahreyn Maslahatgüzarı Nihad El-Âni'yi bakanlığa çağırdı.

Bağdat ve Manama arasında yaşananlarda aslında herhangi bir anormallik yok.

Ülkeler arasında ara sıra bu tür krizler çıkabilir.

Asıl dikkat çekici olan Mukteda Es-Sadr'ın yakın geçmişte Riyad'da ve Abu Dhabi'de en üst düzeyde ağırlanmasının ardından tüm bunların yaşanması.

Mukteda Es-Sadr Muhammed Bin Selman ve Muhammed Bin Zayed'le bir araya geldiğinde Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri medyası kendisini göklere çıkarmış ve Şii liderin Arap milliyetçisi olduğundan dem vurarak Irak'ta İran nüfuzunu kırmak için Es-Sadr'ın desteklenmesi gerektiğini yazıp çizmişti.

Es-Sadr'ın Riyad ve Abu Dhabi'de yaptığı görüşmeler ve o günlerde Şii lider hakkında iki ülke medyasında yapılan olumlu propaganda Irak ve Bahreyn arasında yaşanan kriz vesilesiyle yeniden gündeme geldi.

Manama'nın kendine özgü bir dış politikasının olmadığı ve Bahreyn Dışişleri Bakanı'nın aynı zamanda Riyad ve Abu Dhabi'nin sözcüsü gibi açıklama yaptığı biliniyor.

Dolayısıyla dün en üst düzeyde ağırlanıp övgüler yağdırılan Mukteda Es-Sadr'a Âl Halife'nin bugün “köpek” demesi, Suudi Arabistan ve BAE'nin İran'a karşı kullanmak üzere yatırım yaptığı Şii liderin Bahreyn'i hedef alması Arap sokağında alay konusu oldu.

Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi, geçtiğimiz günlerde üst düzey yetkililerden oluşan kalabalık bir heyetle Riyad'daydı.

Abdülmehdi'nin ziyareti, Amerika'nın İran Devrim Muhafızları'nı terör örgütü ilan etmesinin ve Suudi Arabistan'ın da bu karara desteğini açıklamasının hemen ardından geldi.

Amerika ve bölgedeki müttefikleri ile İran arasındaki krizin tırmanmasından en çok zarar görecek ülkelerin başında Irak geliyor.

Abdülmehdi'nin Suudi Arabistan'daki görüşmelerinde İran'la yaşanan gerilimin en azından daha da kötüleşmemesi için girişimde bulunduğu ifade ediliyor.

Mukteda Es-Sadr'ın Bahreyn'i hedef alan sözleri ve Bahreyn Dışişleri Bakanı'nın diplomatik teamülleri aşan tepkisi sebebiyle patlak veren kriz, Irak Başbakanı'nın Riyad'da aradığı anlayışı bulamadığını gösteriyor.

Riyad ve Abu Dhabi, Bağdat'tan Tahran'a karşı kendi saflarında yer almasını bekliyor.

Bağdat içinse böyle bir şeyin intihardan farkı yok.

Krizin taraflarından birine tamamen angaje olup çatışma alanına dönmek yerine denge politikası yürütmek ve Türkiye'yle ilişkilerini güçlendirip bölgedeki yangını söndürmeye çalışmak Irak için en iyi seçenek.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün Bağdat'taydı.

Abdülmehdi'yle ve Irak Meclisi Başkanı Muhammed El-Halbusi ile görüştü.

Ankara ve Bağdat ilişkilerinin gelişmesinin sadece iki ülkenin değil tüm bölgenin yararına olacağı kesin.

Haber Ara