Sugören Mahallesi'nde yaşayan Mehmet Parlak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, selde yıkılan evini almak için 10 yıl önce arabasını sattığını, yaklaşık 20 bin lira verdiğini belirtti.
Geçmişte sele maruz kaldıklarını, mahallede her yağmur yağdığında tedirgin olduklarını anlatan Parlak, "Yaklaşık üç yıl önceki seli de yaşadım. İmkanım olmadığı için gene burada kaldım. Param olsaydı gider başka yerden ev alırdım" dedi.
Parlak, son sel felaketinde evinden geriye sadece anahtarının kaldığını, eşinin de anahtarı yoğunlukta kaybettiğini ifade ederek, "Anahtarı ne yapacağım? Kapısı olmayan evin anahtarını ne yapacağım? Ben eşime espri yapmıştım 'evimiz kalmadı, bari anahtarımız olsun' diye. Şimdi anahtar da yok" diye konuştu.
Tarifi olmayan çok yoğun yağmur yağdığını dile getiren Parlak, şöyle devam etti:
"Çok yoğun yağmurlar yağar. Dereler, ırmaklar azar. Evim az kalsın çoluk çocuğuma mezar oluyordu. Yine şükürler olsun iki üç saat sonra çoluk çocuğuma ulaştım. Bundan sonra yaşasam her gün benim için bayram. Ben buraya bağırarak geldim. Boğuldular, kumun altında kaldılar sandım."
Parlak, evde dokuz kişi yaşadıklarını kaydederek, "Bir hafta önce oğlum, kalabalık olduğumuz için ev tutmak istedi. Ben de imkanı var diye kiralık eve çıkmasına izin verdim. Olay olduğumda oğluma gidiyorduk. Oğlumun evi olmasaydı zaten biz burada boğulmuştuk" ifadesini kullandı.
- "Gördüklerine inanamadı"
Dört gündür yolun kapalı olması nedeniyle Yeşilköy'de mahsur kalan ve yolun açılmasıyla ilk kez kayınvalidesinin evini gören Mevlüt Mertürk de şaşkınlığını gizleyemedi.
Mertürk, böyle bir olayı tarif etmekte zorlandığını vurgulayarak, "Biz de dört gün köyde mahsur kalmıştık. Köyden kepçeyle geldik. Çok şükür köyde yemek, içmek sıkıntısı çekmedik. Kayınvalidemin evini böyle beklemiyordum. Dayısının evine sığınarak kurtulmuş. Buradan kurtulması mucize" dedi.
