Dolar

32,3556

Euro

35,2428

Altın

2.325,07

Bist

9.079,97

İAÜ'yü tercih eden tüm tıp öğrencilerine tam burs

Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) maratonu bitti. Gözler şimdi sınav sonuçlarının açıklanması için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ne (ÖSYM) çevrildi. Sonuçların açıklanmasının ardından üniversite adaylarını zorlu bir tercih dönemi bekliyor.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-07-01 14:39:45

İAÜ'yü tercih eden tüm tıp öğrencilerine tam burs
Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) maratonu bitti. Gözler şimdi sınav sonuçlarının açıklanması için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'ne (ÖSYM) çevrildi. Sonuçların açıklanmasının ardından üniversite adaylarını zorlu bir tercih dönemi bekliyor.

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın adaylara tercih dönemi öncesi tavsiyelerde bulundu. Öğrencilerin üniversite tercihleriyle meslek seçimlerine de yön vereceklerinin önemine vurgu yapan Dr. Aydın "Her meslek kutsaldır. Bütün mesele onu şartlarına uygun şekilde yerine getirmektir. İnsanın sadece kendisi için yaşamaması lazım. Bir Arap atasözü der ki; 'İnsan kitap yüklü bir eşeğe benzer. Eğer ölmeden önce kitapları dağıtırsa insan gibi ölür. Eğer kitapları dağıtamadan ölürse eşek gibi ölür.' Kitap insanın sahip olduğu bilgi birikimi, tecrübeleri yani her şeyidir. Bunu gelecek nesillere aktarmak önemlidir" dedi.

"İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ DAİMA DÜNYA İLE REKABET EDİYOR"

İstanbul Aydın Üniversitesi mezunlarının yüzde 86 gibi bir oranla çeşitli iş kollarında istihdam edildiğinin altını çizen Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın şunları söyledi:

"İstanbul Aydın Üniversitesi'nde afla ve tek ders için gelenler ile birlikte 38 binin üzerinde öğrenci var. Düzenli olarak gelen öğrencilerimiz 31 bin - 32 bin civarında. İstanbul Aydın Üniversitesi fiziki imkânlarıyla, teknolojik altyapısıyla, sosyal iklimiyle, akademik kadrosuyla, uluslararası ilişkileriyle, AR-GE çalışmalarıyla ve geleceğe yönelik ortaya koymuş olduğu vizyonuyla öğrencilerini yarına hazırlıyor".

"Bu sene 11.mezunlarımızı verdik. Bu eğitim yılında yaklaşık 9 bin, toplamda ise 30 binin üzerinde mezun verdik. En önemlisi de bu mezunlarımızın %86'sı çeşitli iş kollarında istihdam ediliyor. Bizim hedeflerimizi yukarıda tutmamız gerekiyor. Türkiye bazında değil, dünya ölçeğinde rekabet etmemiz gerekiyor. İstanbul Aydın Üniversitesi teknolojik alanda, medikal alanda, uluslararası ilişkiler alanında hiçbir zaman Türkiye standartlarına göre önüne bir vizyon koymadı. Her zaman dünya ile rekabet ediyoruz. İstanbul Aydın Üniversitesi, 2023 yılında yani cumhuriyetimizin 100.yılında Türkiye'nin ilk 5, dünyanın ise ilk 500 üniversitesi arasında olma hedefiyle yoluna emin adımlarla devam ediyor."

"GERÇEĞE DAYANMAYAN HİÇBİR SÖYLEM İTİBAR GÖRMEZ"

Bilgiye ulaşmanın son derece basit hale geldiği günümüzde adayların üniversiteleri ayrıntılı şekilde inceledikten sonra tercih ettiklerini belirten Dr. Mustafa Aydın "İstanbul Aydın Üniversitesi geçen sene sınavlar sonrası 180 bin tercih aldı. Uluslararası alanda da Türkiye'nin en çok tercih edilen vakıf üniversitesiyiz. Bu bir üniversite için büyük onur. Bir şeyi yapıyorsanız toplumla paylaşacaksınız. Hiçbir aday, yoldan geçerken üniversitenin tabelasına bakarak üniversite tercihinde bulunmuyor. Bilgiye ulaşmak artık çok kolay, üniversitelerin imkânlarını araştırıyorlar ve görüyorlar. Gerçeğe dayanmayan hiçbir söylem zemin bulamaz, halk nezdinde de itibar görmez" şeklinde konuştu.

"ÖĞRENCİLERİMİZİ DÜNYANIN HER YERİNDE İŞ YAPABİLİR KABİLİYETTE YETİŞTİRMEMİZ LAZIM"

Aynı zamandaDış Ekonomik İlişkiler Kurulu(DEİK) Eğitim Ekonomisi İş Konseyi Başkanı da olan İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın verilen eğitimleyetiştirilen öğrencilerin dünyanın her yerinde iş yapabilme kabiliyetini kazanmaları gerektiğini belirterek"Artık bizim dünya insanı yetiştirmemiz lazım. Türk üniversitelerinin sadece yerel kaynaklara değil uluslararası kaynaklara da hitap etmeleri lazım. 43 milyon eğitim nüfusumuz var bizim, 7 milyona yaklaşan üniversite nüfusumuz var. Bunları yerel kaynaklarla istihdam etmemiz mümkün değil. Bugün %10'lara yaklaşan bir işsizlik oranıyla karşı karşıyayız. Bu gerçeklere göre hareket etmeliyiz. Bu yüzden öğrencilerimizi dünya insanı olarak ve dünyanın her yerinde iş yapabilir kabiliyette yetiştirmemiz lazım. O nedenle de uluslararası ve evrensel kampüsler oluşturmalıyız. Bunu da uluslararası öğrenci ve uluslararası öğretim üyeleriyle sağlayabiliriz. Öğrencilerimizin %30'unu uluslararası öğrenci yapma hedefi koyduk." ifadelerini kullandı.

Dr. Mustafa Aydın son olarak Türkiye'nin tek bir alanda kurulu en büyük teknoloji merkezine Nobel Kimya Ödülü alan bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın adının verildiğini ifade ederek Sancar'ın, Türkiye'nin en çok ihtiyacı olduğu dönemde Nobel Ödülü'nü Türkiye'ye armağan ettiğini söyledi.

"BİZ EĞİTİME GİDEN YOLU GÖSTERİYORUZ"

İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Tıp Fakültesi bu yıl ilk öğrencilerini alacak olmanın heyecanını yaşıyor. Merkez kampüsünde 51.000 metrekarelik bir kullanım alanına sahip 293 yatak kapasiteli Tıp Fakültesi Hastanesi inşa eden İAÜ, bu yıl tüm öğrencilerini tam burslu olarak almayı hedefliyor.

Bursların ve eğitim desteğinin 6 yıl boyunca devam edeceğinin altını çizen İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Tekinsoy "Dünya standartlarında bir Tıp Fakültesi Hastanemiz var. Bu fakültede eğitim alacak öğrencilerin her türlü kaygıdan uzak, bilimsel çalışmalar gerçekleştirebilmesi ve donanımlı doktorlar olmasını istiyoruz. Bu yüzden öğrencilerimiz yüzde 50 ya da 25 burs kazansa bile MF-3 başarı sıralarına göre onlara tam burs ve her ay 4 bin TL'ye kadar eğitim desteği vereceğiz. Bu konuyla ilgili olarak öğrencilerimiz önceden gelerek bizimle görüşebilirler. Şu ana kadar Diş Hekimliği Fakültemiz ve Sağlık Bilimleri Fakültemizde verdiğimiz en üst düzey sağlık eğitimini, Tıp Fakültesi ile taçlandırıyoruz" dedi.

Bu yıl yerleşecek olan öğrencilere İngilizce Hazırlık Eğitimi'ni de isteğe bağlı olarak ücretsiz vereceklerini vurgulayan İAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Tekinsoy, "Diş Hekimliği Fakültemiz uluslararası alanda çok önemli olan JCI akreditasyonunu aldı. Bu dünyanın her yerinden, özellikle de Avrupa'dan çok yoğun hastanın gelmesi demek. Tıp Fakültemiz de uluslararası tanınırlığı olan, Türkiye'de önemli bir sağlık merkezi olacak." şeklinde konuştu.

Tıp öğrencileriyle birebir ilgilenebilmenin önemini vurgulayan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Tekinsoy, "İnsan bakacağı kadar çocuk sahibi olmalı, demişler. İAÜ Tıp Fakültesi'nde de her öğrenciyle ayrı ayrı ilgilenebileceğimiz bir eğitim programını hayata geçiriyoruz. İAÜ olarak şunu söyleyebiliriz ki bu yıl öğrenci alacağımız Tıp Fakültemiz bizim son ürünümüz ve bu bizim için çok önemli. Tıp Fakültemizi çok önemsiyoruz. Burada yetiştirebileceğimiz öğrencilerimizin başarısı bizim için çok önemli. Biliyorsunuz tıp fakültelerinin düzeyini belirleyen yetiştirdiği öğrencilerdir. Eğer mezunlar hayatta başarılıysa mezuniyet sonrası verdikleri ürünler, yaptıkları işler, girişimler sonucu o tıp fakültesinin ne durumda olduğunu rahatlıkla değerlendirebilirsiniz. Onun için öğrenci sayısı sizin kapasitenizle birebir örtüşmeli, ona vereceğiniz ilgiyle birebir olmalıdır. Tıp Fakültemizde oluşturduğumuz altyapı söz ettiklerimi gerçekleştirebileceğimiz düzeyde bir çalışma ortamı sunuyor." ifadelerini kullandı.

Yapılan araştırmalara göre şuanda dünyada üçüncü büyük ölüm nedeninin tıbbi hatalar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tekinsoy öğrencilere tecrübelerini aktaracaklarını belirterek şunları söyledi:

"Basit bir örnek vereyim; en iyi istatistik tutan devleti ABD kabul edecek olursak, şuanda üçüncü büyük ölüm nedeni 'tıbbi hatalar'. Bu hatalarla 400 bin insanın hayatını kaybettiği söyleniyor. Peki, bu hatalar nereden kaynaklanıyor? En büyük önemli faktör iletişimden kaynaklanıyor, entegrasyon bozukluğundan. Önemli olan öğrencinin sizden ne almaya çalıştığıdır. Biz eğitime giden yolu gösteriyoruz, tecrübelerimizi ortaya koyuyoruz, güncel çağdaş tıbbın gerekliklerini söylüyoruz. Bunları nasıl alması gerektiği, bunların nasıl bir bütün haline getirmesi gerektiği her fakültenin kendi içinde yaptığı farklı bir uygulamadır. Öğrenciler bu eğitimi nasıl almaları gerektiğini, hayatlarında nasıl bir akademisyen, nasıl iyi bir insan ve hekim olmalarını öğreniyorlar."

Dünya düzeyinde bilim insanları yetiştireceklerinin altını çizen Tekinsoy, "Biz ülkemize ihtiyacı olan doktorları yetiştirmeye çalışacağız. Bunu çağdaş tıbbın gereklilikleriyle yapmalıyız. Dünya ligindeyiz, sadece Türkiye'nin en iyilerini değil dünyada geçerli olan bir mesleği en iyi şekilde icra edebilecek insanlar yetiştirmeliyiz. Ben asistanlığa başladığımda dedim ki 'Eğer bu tıp biliminin en iyi yapıldığı yer suyun öteki tarafı olsa bile oranın dışında bir yerde olmamalıyım.' Öğrencilerimizin de bu düzeyde olacağını belirtmek isterim. O yüzden Türkiye'de eğitimin homojen olduğunu düşünüyorum. Mutlaka ki bazı özel şartlardan dolayı hocaların büyük köklü üniversitelere geçtiğini duyuyoruz, belki vakıf üniversitelerinin hastanelerinin gücünden dolayı, teknolojik altyapıdan dolayı. Sonuçta doktor homojendir, ülkemizdeki sağlık hizmeti de homojen bir yapıda. Bunun için de biz tıp alanında ülke düzeyinde değil dünya düzeyinde insanlar yetiştirmeliyiz" diyerek sözlerini tamamladı.
VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara