Dolar

32,6007

Euro

34,8130

Altın

2.501,47

Bist

9.476,89

Hz. Muhammed filminde Halep bombalanıyor mu?

Timeturk yazarı Oğuz Düzgün köşe yazısında gösterime girdiği günden beri tartışma konusu olan ''Hz. Muhammed- Allah'ın elçisi'' filmini el aldı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-11-01 13:25:55

Hz. Muhammed filminde Halep bombalanıyor mu?

TİMETURK I HABER MERKEZİ

İranlı yönetmen Mecid Mecidi 'nin ''Hz. Muhammed-Allah'ın elçisi'' filmi gösterime girdi. 40 milyon dolara mal olan yapım kimi kesim tarafından beğenilirken kimi cenah tarafından ciddi şekilde eleştirilmekte.

Hz. Muhammed'in çocukluk yıllarını anlatan filmde eleştirlerin çoğu Şii-Sünni ekseni üzerinde. Hz. Muhammed'in yüzü tam görünmemekle birlikte elinin, başının, saçının ve ellerinin arasından gözünün gösterilmesi de tepki gören diğer unsurlar. Eleştirenler açısından filmde içerik anlamında da İslami gelenekle bağdaşmayan birçok hatalar mevcut.

Timeturk yazarı Oğuz Düzgün, Mecidi'nin filmini ele aldığı köşe yazısında Hz. Muhammed yerine Şia'nın ''Kurtarıcı bir Mehdi'' beklentisinin tüm filme sindiğini ifade ediyor. ''İslam dünyasını temsil etmekten uzak'' şeklinde nitelendirdiği filmde Düzgün , beynini tırmalayan acabaları sıralıyor.

İşte o yazı;

HZ. Muhammed filminde Halep bombalanıyor mu?

Ünlü yönetmen Mecid Mecidi'nin Hz. Muhammed'i konu alan filmini izledim izlemesine ama orada bizim Hz. Muhammedimizi bulamadım. Şia'nın “kurtarıcı bir Mehdi” beklentisi baştan sona sinmişti filmin sahneleri arasına… Hz. Muhammed, o beklentinin bir sembolü yapılmıştı adeta.

Film Hz. Muhammed'i anlatmıyordu gerçekte… İran'ın Ortadoğu hakimiyeti arzusundan tutun da, Batıyla son dönemde gerçekleştirdiği uzlaşmaya kadar pek çok konuyu kendince gerekçelendiriyordu. Hz. Muhammed olduğu sezdirilen o kahraman, gerçekte İran'ın beklenen kurtarıcısıydı ve Kabe'yi Arapların elinden alıp İran'a verecek olan da oydu!

Amine validemiz ağzından; “Allah'a ibadet edecekleri yerde Kâbe'ye önem verdiler”dedirten bir emperyal ruhtan bahsediyorum burada. Aslında bu film Suudilere de bir mesaj veriyordu bu yönüyle.

Mesela bir sahnede, ihramlarını giyen müşrikler Kabe'yi tavaf ediyor ve zemzem dağıtıyorlar. Bu sene Kabe'yi haccetmeleri yasaklanan İranlılar, belki de bu gibi sembolik sahnelerle intikamlarını almış oluyorlar Suudilerden. Ebu Talib'in Kabe'yi tavaf sırasında fenalaşması ve sonrasında ölmesi sahneleri bile, geçen seneki Hac ibadeti esnasında ölen İranlı hacılara gönderme yapar gibi…

Bu arada Şia'ya göre Ebu Talib'in ilk Müslümanlardan kabul edildiğini hatırlatalım. Filmde bu inanışa bağlı kalınmış ve Ebu Talib Hz. Muhammed'e inanan ciddi bir Müslüman olarak tasvir edilmiş. Yani film bu yönüyle bile bütün İslam dünyasını temsil etmekten uzak.

Filmde Hz. Muhammed'in yüzü açıkça gösterilmese bile, yüzünün yandan görünümü, gözleri, elleri, ayakları, saçları, vücudunun genel hatları yer yer gösteriliyor. Putları kıran Hz. Muhammed'in suretinin adeta putlaştırıldığı ve tek tipleştirildiği böylesine tasvirler, filmi Müslüman seyirciden, Hz. Muhammed'i ise tahayyülün sınırsızlığından uzaklaştırıyor.

Bu arada filmdeki kahramanların çoğu, Farisilerin fiziki özelliklerini taşıyor. Bu yönüyle de İslam'ın ilk yılları adeta Perslileştirilmiş diyebiliriz. Dahası, bu film, Suriye, Irak ve Yemen gibi bölgelerde yaşanan İrancı yayılmacılığı haklılaştırmak adına çevrilmiş gibi duruyor.

Sanki Hicaz bölgesi de İran'a vaat edilmiş kimi güçler tarafından! İranlı yönetmenler de şimdiden bu bölgeyi ele geçirmenin teolojik temellerini atıyor olamaz mı?

Filmin bir sahnesinde Hz. Muhammed'in denize atılmak üzere olan kadın ve çocukları kurtardığına vurgu yapılıyor. Hz. Muhammed'in ne kadar şefkatli ve adil olduğu anlatılıyor pek çok sahnede. Ancak İran'ın Ortadoğu'daki Müslümanlara karşı hasmane ve zalimce tutumu düşünüldüğünde, acabalar uçuşuyor gözlerimizin önünde…

Acaba Ortadoğu Müslümanlarını, İran Şiilerinden zarar gelmeyeceğine ikna etmek için mi çevrilmiş bu film? İran'ın Suriye, Irak ve Yemen'deki uygulamaları, durumun böyle olmadığını açıkça gösteriyor. Halep'te hala daha çocuklar katlediliyor mesela.

Belki de Mecid Mecidi de İran'ın Ortadoğu'daki Müslümanlara yönelik bu zulümlerinden şikayetçidir ve film diliyle İran'ı adalete yönlendirmek istemektedir. Bunu da düşünmedim değil filmi izlerken.

Zira Yemendeki, Suriye'deki, Irak'taki İran'ın, böyle merhametli, böyle adaletli bir Peygamberin yaşantısıyla zerre kadar uyumunun olmadığı açık.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara