Dolar

32,4784

Euro

34,5509

Altın

2.474,08

Bist

9.531,72

Hukukçular, 'Avukatlık Kanunu' tartışmalarını değerlendirdi

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı Avukat Mehmet Sarı:- 'Barolar, gerçekten Türkiye'deki gelişen hukuk algısı ve avukatlık mesleğinin geldiği noktadaki kazandığı önemi karşılayabilecek noktada değil. Mesleğin uzmanlaşması adına yapılması gereken adımları atma noktasında da baroların kifayetsiz kaldığını ifade etmek gerek'- Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı:- 'Avukatlık Ka

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-06-20 16:49:07

Hukukçular, 'Avukatlık Kanunu' tartışmalarını değerlendirdi
Yargı alanında faaliyet gösteren bazı STK'ların temsilcileri, Avukatlık Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklerle ilgili tartışmaları değerlendirdi.

Türkiye Adalet Araştırmaları Merkezi Başkanı (TÜRKAD) Mehmet Sarı, AA muhabirine, Avukatlık Kanunu'nca düzenlenen baro seçim sisteminin günümüz koşullarına cevap vermekten uzak olduğunu söyledi.

Bu bakımdan baro seçimlerine ilişkin listenin, sistemin ve yapının baştan aşağı reform edilmesi gerektiğini belirten Sarı, "Geri kalmış, avukatların ihtiyaçlarına cevap vermeyen baro sistematiğinin değiştirilmesi gerek. Ortada kamuoyuna yansımış belli kriterler dahilinde bazı illerde birden fazla baro kurulmasına imkan tanıyan bir düzenlemeden bahsediliyor. Bu yönde hazırlıkların meclis gündeminde olduğu ifade ediliyor." dedi.

Avukat Sarı, öncelikli olarak 5 binden fazla mensubu bulunan Ankara İstanbul ve İzmir'de birden fazla baro kurulmasına ilişkin bir hazırlık olduğunu, bu çerçevede de mevcut yerleşik baronun birinci, takip eden baroların da 2-3-4 diye kurulmasının öngörüldüğünü dile getirerek, "Barolar, gerçekten Türkiye'deki gelişen hukuk algısı ve avukatlık mesleğinin geldiği noktadaki kazandığı önemi karşılayabilecek noktada değil. Mesleğin uzmanlaşması adına yapılması gereken adımları atma noktasında da baroların kifayetsiz kaldığını ifade etmek gerek." diye konuştu.

Devlet Denetleme Kurumunun 2009'da hazırladığı bir rapora dikkati çeken Sarı, raporda, özellikle bu tür kamu kurumu niteliğindeki baroların siyasetin tarafı noktasında bir pozisyon almasının ciddi şekilde eleştirildiğini vurguladı.

Baroların, yoğunluklu olarak ana muhalefet partisinin sözcüsü ve bir unsuru gibi davrandıklarını söyleyen Sarı, bir dönem İstanbul Barosu seçimlerinde başkan adayı olarak yarıştığını hatırlattı.

Sarı, İstanbul Barosu ve yönetiminin, Türkiye'deki her türlü seçim atmosferi içerisinde, ana muhalefet partisinin il başkanı, yönetimi ve genel başkan yardımcılarıyla hareket ettiği görüntüsü verdiğini, bu nedenle mesleğin öncelendiğini ve avukatlık mesleği adına faaliyette bulunulduğunu söylemenin mümkün olmadığını, baronun mesleği önceleyen bir yapıya kavuşması gerektiğini ifade etti.

İstanbul Barosu'nun 49 bine yaklaşan üyesiyle bugün dünyanın en büyük barolarından biri olduğunu kaydeden Sarı, "Fakat ortada şöyle bir gerçeklik var ki; baronun, yemin törenlerini icra etme kapasitesi noktasında dahi çok zorlandığını biliyoruz. Bu kadar çok avukat mensubu olan bir baronun, 11 kişilik yönetimle bu süreci karşılaması, yönetmesi, avukatların sorunlarına cevap vermesi için imkan ve ihtimalinin bulunmadığı gerçek. Bu bakımdan avukatlık mesleğini önceleyen farklı önerilerin muhakkak gündeme getirilmesi, tartışılması gerek." şeklinde konuştu.

Avukat Sarı, bazı baro başkanlarının Ankara yürüyüşünü ise şöyle değerlendirdi:

"Zannediyorum 25-30 civarında baro başkanı, böyle bir yürüyüşü gerçekleştirdi. Geçen haftalarda Türkiye Barolar Birliği başkanı ve bir kısım baro başkanları, bu sürece ilişkin TBMM'deki parti gruplarıyla bir araya geldiler, randevular oldu ve görüşmeler gerçekleştirdiler. Bu görüşmelere İstanbul ve Ankara Barosu başkanları katılmadı. Mecliste yasama faaliyetine taleplerini iletmek üzere yürüyüş yapıyorlar fakat davetli oldukları toplantıya katılmıyorlar. Burada çok ciddi bir çelişki var. Demek ki başka bir saik var, maksadı muradı ortadadır. Avukatlığı ve meslek kurallarını öncelemenin yerine, sadece kendilerince marjinalleştirdikleri statükoyu muhafaza çabasındadırlar. Bu yapılan yürüyüşe diğer baroların katılmadığı da ortada. Bu yönüyle sadece kendileri açısında bir alan oluşturmaya çalışıyorlar."

- "Yeni düzenleme çoğunluk sistemine dayanıyor"

Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı ise ortada henüz bir düzenlemenin bulunmadığını, sadece medyada tartışılan bazı başlıkların olduğunu anlatarak, ne çıkacağını şu anda bilemediklerini söyledi.

Çoğunluk sistemine dayanan bu düzenlemenin yapılmama ihtimalinin de bulunduğunu aktaran Tatlı, "Kanunun özü nispi sisteme dayanıyor ve bu Anadolu barolarında var. Anadolu'daki barolarda çarşaf liste sistemi var, orada herkes yazılıyor ve en fazla oyu alandan aşağı doğru yazılarak bir yönetim oluşuyor." diye konuştu.

Avukatlık Kanunu'ndaki hükme göre Barolar Birliğinin baroların temsil edildiği bir yer olduğunu anlatan Tatlı, "Ama Ankara, İzmir ve İstanbul'dan çoğunluk sistemiyle gelen üyelerin toplamı, bir baroyu daha yanına alması halinde istediği kişiyi ve yönetimi seçmeye yetiyor." dedi.

Tatlı, mevcut yönetimin Barolar Birliği Başkanını seçtiğine, şimdi de indirmek için dava açtığına dikkati çekerek, "Ne değişti? Adam aynı adam, yönetim aynı yönetim... Antidemokratik bir sistemle örülü bir yapı netice içerisinde de kendi kendine kavga ediyor." ifadelerini kullandı.

Cavit Tatlı, İstanbul Barosunun pandemi sürecinde de hiçbir üyesine destek vermediğini ifade etti.

- "Baro Başkanları niye yalnız yürüyor?"

İstanbul Barosu Başkanının bir süre önce adliye önünde açlık grevine giren avukatlar için açıklama yaptığını anlatan Tatlı, 50 bin üyesi olan bir baro başkanın avukatlar için yaptığı bir basın açıklamasına 25 kişinin bile katılmadığını söyledi.

"Şu anda baro başkanları niye yalnız yürüyor?" diyen Tatlı, "Çünkü kimse o yürüyüşe katılmayacak da onun için." değerlendirmesinde bulundu.

Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı, yapılması düşünülen düzenlemenin içeriğini henüz bilmediklerini anlatarak, "Bizim önerimiz, delegasyonda, disiplinde, denetimde ve alt komisyonda herkes aldığı oy oranına göre temsil edilsin, yönetim de en fazla oyu alan kimse onlardan oluşsun. Böyle olursa bu insanlar birbirleriyle çalışırlar." dedi.

Hükümetin getirmeyi düşündüğü çoğunluk sisteminde bunun 5 bin ve üzeri üyesi bulunan barolar için geçerli olacağının söylendiğini belirten Tatlı, buna şu anda İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının girdiğini söyledi.

Diğerlerinde mevcut sistemin uygulanmaya devam edeceğini aktaran Tatlı, Anadolu barolarının bir çoğunda nispi temsilin uygulandığını ifade etti.

- "Görüşlerimizi ulaşabildiğimiz her yerle paylaşmıştık"

Tatlı, Avukatlık Kanunu'nda yapılması düşünülen değişikliklerin ne olacağını tam olarak bilemediklerini vurgulayarak, "Öğrendiğim kadarıyla getirilecek sistem, '5 binin üzerinde, 2 bin avukatı bir araya getiren her grup istediği baroyu kursun' diyor. Burada da bu 2 bin kişi 'İstanbul Barosu 1', 'İstanbul Barosu 2', 'İstanbul Barosu 3' şeklinde isim alacak." diye konuştu.

Bunun bazı zararlarının olacağını düşündüğünü ifade eden Tatlı, "Avukatlar şu anda sadece il sınırı ile ayrılıyordu. Şimdi ise aynı ilde siyasi görüşleri yüzünden ayrılacaklar." dedi.

Yapılacak çalışmayla alakalı görüşlerini, Barolar Birliği, AK Parti grup başkan vekilleri ile bakanlık ve ulaştırabildikleri her yerle paylaştıklarını belirten Tatlı, istişari alanda düzenlemedeki handikapları aktardığını söyledi.

Haber Ara